Göklerde cam silip, kaynak yapanlar

Göklerde cam silip, kaynak yapanlar
Büyük şehirlerde dağcılık gerektiren bir işi anlatıyor AKUT üyesi Serkan Kaya. Referans Gazetesinden Enis Tayman gökdelenlerim cambazlarının iş şartlarını sordu, hiç bilinmeyen bir iş dalını keşfetti. İste büyük şehir dağcıları:Türkiye'de 9 yıllık mazileri var ve sadece 30-40 kişiler. Günlük kazançları 250-800 TL arasında değişiyor. Büyükşehirlere taşınan dağcılardan bahsediyoruz. İşleri gökdelenlerden köprülere, barajlardan rüzgâr türbinlerine kadar gökyüzünde cam silmek, binaları giydirmek, bakım, tamirat, boyama hatta kaynak yapmak... Yaklaşık 120 metre yükseklikteki binanın çatısından aşağıya bakıyorum. Zemindeki havuz, baktığım yerden ancak işaret parmağımın iki boğumu kadar uzun duruyor. 15 yıllık dağcı, AKUT İstanbul ekip lideri ve derneğin endüstriyel dağcılık kolu sorumlusu Serkan Kaya, yanımdan sarkan ipe tutunmuş vaziyette aşağı doğru sarkmadan önce halimi anlamış gibi "Korkma" diyor. "4 metreden daha yüksekten düşüyorsan yüzde 80 ölüyorsun, kalıcı bir sakatlığın da olabilir, artık şansına." Gülümseyerek aşağı süzülüyor. 120 bölü 4 hesabıyla 30 defa ölüyorum korkudan. Bu arada Kaya, binanın ön yüzündeki çıkıntıda camları silmeye başlıyor hızlıca. 100-120 metre yükseklikte bir ipe bağlı vaziyette çalışacağı iş, yaklaşık bir gün sürecek. Birkaç gün sonra Astoria Alışveriş Merkezi'nde aynı işi tekrarlayacak. İşi zor ama kendi ifadesine göre son derece zevkli. O bir endüstriyel dağcı. Bu terim, henüz Türkiye'de çok tanıdık değil ama 2000'de Serkan Kaya'nın ilk kez İstanbul Kadıköy'de yer alan gezi balonunun çelik halatlarını takmasıyla meslek fiilen Türkiye'ye gelmiş. Şu anda internet arama motorlarından birine endüstriyel dağcılık yazdığınız zaman yaklaşık 6 firmaya ulaşabiliyorsunuz. Bunun dışında Serkan Kaya gibi halen bireysel çalışanlar da bulunuyor. Kaba bir hesapla Türkiye'de 30-40 civarında endüstriyel dağcı yüksek binalardan, rüzgâr türbinlerinden, vinçlerden, baraj duvarlarından iple sarkarak hizmet üretiyor. Tamirat, temizlik, bina giydirme, ışıklandırma montaj, boyama hatta kaynak bile yapıyorlar. Henüz bir birlikleri yok. Kuralları kendileri oluşturuyor. Yine de kendilerini bir sektör olarak görüyorlar. Makinenin yapamadığını yapıyorlar Yaptıkları işi, "Endüstriyel Dağcılık, Endüstriyel Tırmanıcılık veya İpli Erişim" olarak adlandırıyorlar. Bu İngilizce "Rope Access" diye geçen işkolunun Türkçe uyarlaması. Ancak Antalyalı Alpin firmasından Mehmet Akşipal'ın biraz da serzeniş içeren anlatımıyla Türkiye'de kayıtlı böyle bir işkolu yok. Akşipal, "Dağcılıkla uğraşan kişiler kısa vadeli iş fırsatlarını değerlendirebiliyor ya da bir heyecanla iş olarak yapmaya çalışıyor. Ancak insana henüz fazla değer verilmeyen ülkemizde bu macerayı sürdürmek büyük sabır gerektiriyor" diyor. Serkan Kaya ise inşaat sırasında düşünülmemiş ama sonradan ortaya çıkan sorunların ilgi alanlarına girdiğini belirterek mesleğin bir boyutunu daha ortaya koyuyor. Çünkü maliyet, hız, ekonomik avantajlarının yanı sıra endüstriyel dağcılık kimi zaman zorunluluk da olabiliyor. Herhangi bir makinenin giremediği, yetişemediği alanlara dağcı girebiliyor. Özellikle büyükşehirlerde yüksek yapıların gün geçtikçe artması nedeniyle bu işe geleceğin mesleklerinden biri olarak bakılıyor. İstanbul'da kurulu High Works adlı firmadan Akhan Atalay'a göre sektörde talep arz dengesi yavaş yavaş oturmaya başlamış durumda. Bu da artık bu işin tanınmaya başladığının, kullanılmaya başlandığının, dahası "kimliği" olduğunun göstergesi. Her dağcı yapabilir mi Akhan Atalay'a göre iple erişim, dağcılık tekniklerini temel alan, çok daha gelişmiş ve özelleşmiş ekipmanları bulunan, ayrı bilgi ve tecrübe isteyen ve dahası çok daha güvenli olması gereken ve riskin minimuma inmesi gereken profesyonel bir işkolu. Bu işle ilgili olarak ne bir yönetmelik var ne Türkiye'ye özgü oluşturulmuş bir standart. Mesela şirket kurarken de resmi makamlara yaptıkları işi anlatmakta zorlanıyorlar. Bu nedenle ya temizlik firması olarak ticari sicil alıyorlar ya reklam ya da organizasyon... Müşteri bazında da kimi zaman sıkıntı çekiyorlar. Yeni iş görüşmelerinde en az yarım saat aslında ne iş yaptıklarını anlatmak zorunda kaldıkları bile oluyor. Aslında iş, herkese ilginç, tehlikeli ve çılgınca geliyor. Oysa dağcılara göre mesele öyle fazla ilginç değil, tehlikeli hiç değil, çılgınca diyenin de fantezi hevesi fazla olmalı... İşin profesyonelleri, Türkiye'de ve dünyada endüstriyel dağcılık faaliyeti sırasında hayatını kaybeden kimsenin olmadığını da vurguluyor. Her şeyden önce bu bir iş. Yani iş disiplini ve güvenlik kurallarına katı biçimde uymak gerekiyor. Mehmet Akşipal, "Dağda sadece sen veya ekibin ve doğa varken, şehirde sen veya ekibin, bina sakinleri, trafik, yayalar, meraklılar, yaptığın işin tehlikeleri (elektrik, ateş, kesici, delici aletler...) yani kontrol etmen ve sakınman gereken birçok faktör var" diyerek durumu özetliyor. Akşipal'e göre bu dönemde işi sadece dağcıların yapmasında da fayda var. Çünkü yüksekte çalışmakla ilgili yönetmelikler yeterli değil, eğitim verecek yeterlikte kurum yok. Kurumlarsa standartlarını kendi uyguluyor. Kimisi tırmanabilen dağcılarla çalışıyor. Yani en az 2 yıl aktif tırmanmış dağcıları seçiyor. Kimisi de direkt uluslararası kriterleri baz alıyor. Aslında dünyada bu işe dair pek çok standart var. ISO 18001 OHSAS, Uluslararası Dağcılık Birliği (UIAA), Mesleki Güvenlik ve Sağlık Yönetimi (OSHA), Endüstriyel İpli Erişim Birliği (IRATA), Avustralya İpli Erişim Birliği (ARAA) bunlardan birkaçı. Türkiye'deki endüstriyel dağcılar daha çok IRATA kriterleri üzerinden hareket ediyor. Bunun dışında iş sırasında her personel için iki noktadan emniyet alınıyor ve çift ip kullanılıyor. Kask, emniyet kemeri, otomatik emniyet gereçleri gibi malzemeler standart. Bir endüstriyel dağcı işini hakkıyla yapmak istiyorsa yaklaşık 1500-2000 TL arasında değişen bir ekipman maliyetine katlanmak zorunda. Malzemenin kalitesi de önemli. Mesela alüminyum emniyet kancaları bir metreden bile yere düşse içinde mikro çatlaklar oluşabiliyor. Çelik kancalar bu riski ortadan kaldırıyor. Bu arada kaskın düşmeyle alakası yok. Yükseklerde rüzgâr fazla olduğu için çarpma ihtimaline karşı kafayı koruyor o kadar. Niye avantajlı Yüksekteki işler halen boru iskele, asma iskele, vinç gibi yöntemlerle yapılıyor. İple erişim teknikleri ise bu yöntemleri ortadan kaldırıyor. Teknik pratik, hızlı ve her mekâna uyarlanabiliyor. Maliyeti de diğer seçeneklere göre çok ucuz. Mesela vinçler en fazla 30 metreye yükselebiliyor. Saatle kiralanıyor ve yaklaşık 60-250 TL arası ödeniyor. Hem operatör hem hizmeti üretecek elemanı kiralamak gerekiyor. Ayrıca iş yapılacak yüzey her zaman vincin yaklaşması için elverişli olmayabiliyor. Asma iskeleler ise Avrupa standartları dahilinde kiralama, nakliye, kurulumuyla metrekaresi bin euro civarına geliyor. Kurulumu ve sökülmesi zor. İskele kurulduktan sonra yine orada çalışacak elemanları ayrı olarak kiralamak gerekiyor. İskele ise binanın yüksekliğine göre yarım günden başlayarak artan bir süre gerektiriyor. Sökülmesi de bir o kadar zaman alıyor. Endüstriyel dağcılıkta yapılacak iş belliyse, yaklaşık 1-2 saat harcanarak ip sistemi hazırlanıyor. Bina yüzeyine bir dağcı için iki ip sarkıtılmak suretiyle çalışma başlıyor. İple erişim, geleneksel tekniklerle karşılaştırıldığında daha güvenli sayılıyor. Çünkü bu sektördekiler hem güvenli çalışıyor hem de eğitimliler... Fiyat zorluk derecesine göreEndüstriyel dağcılar, mevsime bağlı olarak ayda 3-4 iş alabiliyor. Bu işten ekmek yiyenler de var, harçlık çıkaranlar da... Bir iple erişim teknisyeni günlük 250-500 TL arasında para kazanıyor. Yapılacak işin zorluk derecesine göre fiyat 800 TL'ye kadar çıkabiliyor. Avrupa'da ise fiyatlar bin euro civarında. Yaklaşık 10 sabit müşteri işlerin yürümesine yetiyor. Sabit müşteriler daha çok temizlik ve bakım yaptırıyor. Ancak spektrumu geniş bir meslek olduğu için çok çeşitli faaliyetler de yürütebiliyorlar. Ama işin zorluk derecesine göre fiyat da yükseliyor. Yine de her koşulda geleneksel yöntemlere göre avantajı büyük. İşe kullanılan malzeme dahil değil. Yani boya yapılacaksa malzemeyi işveren alıyor. Cam silinecekse de aynı durum geçerli. Sigorta şirketlerinden şikâyet eden Serkan Kaya, kendisini yalnızca bir firmanın sigortaladığını, onun fiyatının da hayli yüksek olduğunu söylüyor. Kaya, 10 günlük iş için yıllık sigorta bedelinin yaklaşık üçte birini ödüyor. Endüstriyel tırmanış da var Sektörde ip, emniyet kemerleri, düşme durdurma sistemleri üreten ve 2000 yılından bu yana yüksekte çalışma konusunda eğitimler veren bir de firma var. Kaya Yapı ve Ticaret Sanayi adını taşıyan bu firma, 24 metreye kadar yüksekliklerde çalışan personel için profesyonel eğitim veriyor. Kaya Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ali Kaya, 2008'de eğitim merkezlerinde Türkiye ve dünyadan 4280 kişiye eğitim verdiklerini söylüyor. Bu yılki hedefleri ise 7 bin kişi. Ali Kaya, yaptıkları işin endüstriyel tırmanış olduğunu söylüyor. Dağcılık teknikleriyle endüstri ekipmanlarını kulandıklarını belirten Kaya, Türkiye'de halen yüzde 95 oranında endüstriyel tırmanışa yönelik eleman ihtiyacı olduğunu belirtiyor. İtfaiye çalışanlarından kulelere çıkmak zorunda olanına kadar pek çok personel bu eğitimlerle güvenlik içinde yüksekte çalışabiliyor. Ayrıca yüksekte çalışma standartları ve emniyet sistemleri konusunda bugüne kadar yapılmış en kapsamlı çalışma olan İş Sağlığı ve Güvenliğinde Yüksekte Çalışma Temel Yeterlilik ve Teknikleri başlıklı kitap da bu firmanın ürünü. Kullanılan malzemeler İp: Statik ipler kurtarma ekiplerinin de kullandığı standart malzeme. Dayanıklı ve esneme payı az. Genellikle 11 mm'lik ip kullanılıyor. İp yaklaşık 3 ton çekiyor. 100 kiloluk biri bir metre serbest düşerse ağırlığı bir tona ulaşıyor. İniş aleti: Özellikle endüstriyel tırmanış için geliştirilmiş bir alet. Dağcı hata yapsa bile alet yapmıyor. 500 kiloya dayanabiliyor. Emniyet kemeri: Vücudu saran kemerler kullanılıyor. Çok sayıda emniyet noktasına sahip. Çok amaçlı kullanıma ve kurtarma operasyonlarına uygun. Düşme durdurucu: İniş ipinin zarar görerek kopması halinde devreye girerek kişinin düşmesini önlüyor. Endüstriyel dağcıların temel faaliyet konuları - Denetim - Bakım - Onarım - Yenileme - Montaj - Söküm - Gösteriler - Jeoteknik çalışmalar - Temizlik - Boyama - Kaynakçılık Çalışılan alanlar - Yüksek yapılar - Barajlar - Sanayi tesisleri - Kuleler - Bacalar - Enerji nakil hatları - Erozyon ve heyelan bölgeleri - Tersaneler - Konser alanları - Köprüler