ABD’de göçmenlere getirilen sınırlamanın yankıları hem ülke içerisinde hem de ülke dışında sürerken gündeme düşen yeni bir haber bireysel özgürlüklerin her yerde ve her alanda kısıtlanmaya devam edeceğini gösterdi.
Philadelphia Bölge Mahkemesi cuma günü aldığı kararında Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI), teknoloji şirketi Google’ın ABD dışında bulunan e-posta sunucularında kayıtlı verilere erişimine izin verilmesi gerektiğini duyurdu.
Tartışmalı mülteci kararının üzerine teknoloji dünyasında yeni bir tepki dalgası daha yükseldi. Yapılan ilk açıklamalarda böyle bir adımın hem özgür iletişim haklarına hem de anayasaya aykırı olduğu dile getirildi.
Benzer bir olay Haziran 2016’da diğer bir ABD’li teknoloji devi Microsoft’un başına geldi.
FBI, Microsoft’un İrlanda’da bulunan e-posta sunucularına erişim izni istedi ancak talep New York Bölge Mahkemesi tarafından anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle geri çevrildi.
FBI’ın talebine bu sefer olumlu yanıt veren Philadelphia Bölge Mahkemesi Yargıcı Thomas Rueter karar metninde Google’a yöneltilen talebin ilk bakışta kişisel özgürlüklere aykırı gibi göründüğünü ancak söz konusu e-postaların ABD dışında bulunan sunucularda depolandığı için anayasayla herhangi bir çatışmanın oluşmadığına işaret etti. Google kararı temyize taşıyacağını duyurdu.
Açıklamada şirketin Gmail hizmeti üzerinden gönderilen e-postaların güvenlik nedeniyle dünya üzerinde çok farklı bölgelerdeki sunucularda depolandığına işaret edilerek FBI’ın istediği gibi tek tek e-postaların peşine düşmenin teknik olarak imkânsız olduğu duyuruldu.
Habertürk'ten Mahmut Sancak'ın haberine göre ABD’de çok sayıda kişisel özgürlükleri korumaya yönelik kuruluş, kararı protesto ederken, davanın sadece Google’ı ilgilendirmediğini belirterek şirketin başarısız olması halinde tüm sosyal medya şirketlerinin de benzer dayatmalarla karşı karşıya kalacağı konusunda uyarıda bulundu.
Eski ABD Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA) çalışanı Edward Snowden, FBI’ın interneti izleme konusunda NSA ve Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) gibi çok yetenekli olmadığını açıklamıştı.
Dünya üzerinde toplam 310 milyon insanın üzerinden yazıştığı Twitter da başta FBI olmak üzere çok sayıda gizli servisin yakın takibinde bulunuyor.
Özellikle toplumsal olaylar esnasında en temel haberleşme kanallarından biri haline gelen Twitter’in elindeki kişisel veriler büyük değer taşıyor.
Yayımlanan raporlara göre FBI, 2015 ve 2016 yıllarında farklı nedenlerden pek çok kez şirketin kapısını çaldı ancak Twitter şu ana kadar kullanıcı bilgilerine sahip çıkmayı başardı.
Teknoloji şirketleriyle yıldızı barışmayan FBI Direktörü James Comey’in, Apple’ın iPhone telefonunun şifresini kırmak için de yasadışı yollardan yardım aldığı ileri sürüldü.