Ramazan ÇETİN/DENİZLİ, (DHA)- DENİZLİ Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı ve Laodikya Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, kazı çalışmaları sonucu antik kent Laodikya\'nın Roma ve ya Grek değil, Anadolu insanının kurduğu bir şehir olduğunu ortaya çıkardıklarını söyledi.Denizli\'nin Eskihisar Mahallesi\'ndeki antik kent Laodikya\'da 12 ay boyunca yürütülen kazılara başkanlık eden Prof. Dr. Celal Şimşek, çalışmalar hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Celal Şimşek, Laodikya\'da kazı ve restorasyon çalışmalarının 15\'inci yılı itibarıyla önemli tarihi yapıları gün yüzüne çıkardıklarını ve anki kentin geçmişine dair önemli bilgiler elde ettiklerini kaydetti. Antik kaynaklarda, Laodikya\'nın M.Ö. 3\'üncü yüzyıl ortalarında Seleukoslar Kralı 2\'nci Antiokhos\'un eşi Laodike adına kurulduğunun yazdığını belirten Prof. Dr. Celal Şimşek, şunları söyledi:\"Ancak yaptığımız kazı çalışmaları sonucunda Laodikya\'nın tarihinin M.Ö. 5500 yılına kadar uzandığını gördük. Laodikya\'nın bir Roma, bir Grek değil, Anadolu insanının kurduğu bir şehir olduğunu ortaya koyduk. Arkeolojik çalışmalar geçmişle günümüz arasındaki bağlantıları ortaya koyar. Yaptığımız çalışmalarla Denizli\'nin ticaret ve sanayi kenti olmasının, binlerce yıl öncesine dayandığını gün ışığına çıkardık. Buradan tekstil üretiminin tüm dünyaya ihraç edildiği, mermer ticaretinin ovadaki göl ve Büyük Menderes Nehri kanalıyla denize ulaştırıldığı, hububat, hayvan ve hayvansal ürünlerin üretiminin bu coğrafyada çok zengin olduğu bulgularına ulaşıldı. Zira Lykos Ovası dediğimiz Denizli Ovası, Güney, Batı ve İç Anadolu bağlantılarını sağlayan bir kavşak noktasıdır. İklimin elverişli, toprakların verimli, su kaynaklarının bol olması, buradaki yaşamı milyonlarca yıl önceye götürmüştür. Bu coğrafyada 1 milyon yıldan bu yana kesintisiz yaşam devam etmektedir.\"\'FRESKLER BU KADAR GENİŞ BİR ALANIN BOYANDIĞI TEK ÖRNEK\'Kazı Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, 2018 yılı kazı çalışmalarını antik kentin Kiliseli Peristylli Ev ile Kuzey Kutsal Agora bölümünde yürüttüklerine dikkati çekip, sözlerini şöyle sürdürdü:\"Agorada 7 metre toprağın altında kalan devasa sütunları ve buna bağlı olarak da antik dönemin o muhteşem freskli (resimli) arka duvar mimarisini yıkıldığı şekliyle ortaya çıkardık. 11 metre yüksekliğinde ve 265 metre uzunluğundaki, M.S. 494 yılı depreminde doğuya doğru sıralı olarak yıkılmış olan traverten blokların iç kısmının tamamen fresklerle süslenmiş olduğunu tespit ettik. Depremde yıkılan 9 sıra halindeki duvarı, üzerine yığılan molozlardan dolayı olduğu gibi korunmuş olarak bulduk. Bu tespit ettiğimiz duvarı, bu kadar büyük bir alanın boyanması bakımından dünyadaki nadir bir örnek olarak değerlendiriyoruz. Her bir blok, düştüğü yerden belgeledikten sonra aşama aşama sistemli bir şekilde ayağa kaldırıyor, fresklerde ve sıvalardaki gerekli sağlamlaştırma önlemlerini aldıktan sonra yerine koyuyoruz. Kazı alanında çok yavaş ve titiz bir çalışma yürütülüyor. Şu anda böyle büyük özgün duvar resimleri korunmuş bir alan yok. Laodikya, hem Anadolu arkeolojisi hem de dünya arkeolojisi için çok önemli. Bu freskler, özgün olarak günümüze ulaşabilen bu kadar geniş bir alanın boyandığı en önemli ve tek örnektir.\"\'1900 YILLIK SU KULLANIM YASASINI TESPİT ETTİK\'Laodikya\'da 3 yıl önceki kazı çalışmalarında dünyada bilinen en uzun ve detaylı \'su yasası\' bulunan yazıt tespit ettiklerini de hatırlatan Prof. Dr. Şimşek, \"İmparator Traian\'a ithaf edilen bu yazıt, 30 satırdan oluşmakta ve Dünya Su Forumu\'na sunulabilecek niteliktedir. Özellikle su kaynaklarının korunup sistemli dağıtımından, su dağıtımını sağlayacak kişilerin dürüst olmasına varıncaya kadar içeriği dünyada bilinen en uzun ve detaylı yazıt olması bakımından oldukça önemli\" dedi.LAODİKYA\'YA ÖDÜL YAĞIYORLaodikya Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, antik kentin 2013 yılında UNESCO Dünya Geçici Kültür Mirası Listesi\'ne alındığını, 2015 yılında dünyaca ünlü portal olan TripAdvisor\'da, en iyi turist ağırlayan destinasyon seçildiğini, 2016 yılında ise Laodikya Kilisesi\'nde yapılan restorasyon ve konservasyon çalışmaları sonucunda Europa Nostra (Uluslararası Kültürel Miras Koruma Örgütleri Federasyonu) tarafından özel jüri ödülüyle ödüllendirildiğini de kaydetti.