Erhan TEKTEN/İSTANBUL,(DHA)-İSTANBUL\'da bir programda konuşan Başbakan Yıldırım, \"Parlamenter sistemde maalesef vesayet hevesleri zaman zaman ülkemizde demokrasinin kesintiye uğramasına sebep oldu. Geçtiğimiz 60 yıl kesintilerle, zayıf iktidarlarla kayıp yıllar olarak tarihe geçti\" dedi. Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul\'da düzenlenen 9. Uluslararası İş Sağlığı Güvenliği Kongresi\'ne katıldı.Burada konuşan Başbakan Yıldırım, \"İş sağlığı ve iş güvenliği çok önemli. Esasında iş hayatının tarihsel gelişimine baktığımızda iş kazalarının yüzde 80-85 insan hatasından, insan unsurundan kaynaklandığını görürüz. İnsan hatasını önleyecek bir makine hala bulunabilmiş değil. O yüzden yatırımı insana yapmamız gerekiyor. Farkındalık için iş güvenliğinin önemini anlatmak için, iş sağlığının önemini vurgulamak için insana yatırım gerekiyor. İş sağlığı, iş güvenliği konusundaki düzenlemelere bakarsak, gerek uluslararası gerek ulusal düzeyde hep trajik büyük iş kazalarından sonra olmuştur. Mesela denizcilikte Titanic kazası bir milattır. Titanic\'ten sonra sonra gemi inşaatındaki bütün ezberler bozulmuş, yeni baştan denizde can ve mal emniyeti için kurallar geliştirilmiştir\" ifadesini kullandı.\"SÜREKLİ PEŞLERİNDEN KOŞACAKSIN\"Başbakan Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:\"Hayatının büyük bir bölümünü ağır sanayide, gemi inşa sektöründe geçirmiş biri olarak, yaşayarak tecrübe ettiğim iş kazası ve iş sağlığıyla ilgili önemli anılarım var. Biz tersanede gemi yaparken çalışanlara baret giydirmek için alnımızın derisi çatlardı. \'Bana bir şey olmaz\'. Kardeşim sana bir şey olmaz deme canın bu kadar ucuz değil, çoculuğun çocuğun var. Geleceğin var. Eldiven takmaz, baret giymez, güvertede çalışır kemer takmaz. Sürekli peşlerinden koşacaksın. Her an başında duracaksın.\" \"İPİN UCUNU DA KAÇIRIYORUZ\"\"Bu kazalar olduktan sonra tepki olarak düzenlemeler yapıyoruz. İpin ucunu da kaçırıyoruz\" diyen Başbakan Yıldırım, \"Halbuki bunu kazalar sonrasında değil uzun tecrübelerin birikimi olarak yapmakta fayda var. Tepkiyle yapılan düzenlemeler bazen iş hayatında içinden çıkılmaz sorunlara da sebep oluyor. Hem iş emniyetini, iş sağlığı tedbirlerini alacağız; hem de küresel rekabette geride kalmayacağız. Prensip budur. Bunu başarmak için daha fazla eğitim, daha fazla tedbir, daha fazla farkındalık... Buna ihtiyacımız var. Kuralları koymak meseleyi çözmüyor. Önemli olan koyduğunuz kuralların uygulanabilir olması\" şeklinde konuştu. \"BU HALEN ÇOK YÜKSEK BİR SAYIDIR\"Başbakan Binali Yıldırım, \"Bütün tedbirlere rağmen Uluslararası Çalışma Örgütü\'nün, Uluslararası Sağlık Örgütü\'nün ve diğer örgütlerin aldığı kararlar, tedbirlere rağmen dünyada halen 2 milyon 300 bin kişi iş kazası yahut da meslek hastalığı sebebiyle hayatını kaybediyor. Bu halen çok yüksek bir sayıdır. Türkiye olarak son 15 yılda yüzde 38\'lik bir iyileştirme yapmış olmamız işin bittiği anlamına gelmiyor. Daha fazla kat edeceğimiz yol var. Bu alanda çok ciddi iyileştirmeye ihtiyacımız var. İşte bunun için hükümetlerimiz döneminde iş sağlığı, iş güvenliği konusunda önemli düzenlemeler yaptık. 2012 yılında iş sağlığı, iş güvenliği kanunun Avrupa Birliği müktesebatına uygun hale getirdik\" diye konuştu. \"NE YAPARSAK YAPALIM TEDBİRİ ELDEN BIRAKMAYACAĞIZ\"Başbakan Yıldırım, \"Ne yaparsak yapalım tedbiri elden bırakmayacağız. Hayatımızı cesaretimizle karşılaştırmayacağız. Hem iş yapacağız, hem de tedbiri alacağız. Bazen küçük tedbirler büyük felaketleri önlemesi için yeterli olabiliyor. Küçük tedbirsizlikler de büyük felaketlere sebep olabiliyor. Bir kıvılcım bir ormanı kül edebiliyor, bir o kadar canlıyı da yok edebiliyor. Önemli ve hayati bir konudan bahsediyoruz. Aslında iş güvenliği, iş sağlığı biraz da ülkelerin kalkınma seviyesine bağlıdır. Kalkınan ülkeler iş sağlığı konularında çok daha fazla tedbirler alıyorlar. Ancak iş sağlığı ve iş güvenliğinin de bir maliyeti var. Bu maliyetin bazen rekabet nedeniyle göz ardı edildiğine şahit oluyoruz. O yüzden gerek ticari hayatımızda, gerekse üretim ve sanayide tercihlerimizi yaparken iş sağlığı, iş güvenliği uluslararası çalışma kurallarına uygun olarak hareket edilip edilmediğinin mutlaka göz önünde bulundurulması lazım. Eğer bu olmazsa iş sağlığını tehlikeye atacak hareketlere teşvik etmiş oluruz. Bu da çok büyük sorumluluk ve vebal anlamına gelir\" dedi. \"ÜLKEMİZ SON 16 YILDA 3,5 KAT BÜYÜDÜ\"\"Ülkemiz son 16 yılda 3,5 kat büyüdü\" diyen Başbakan Binali Yıldırım, \"Son 10 yılda 10 milyon istihdam sağladık. Ancak bunları yeterli görmüyoruz. Önümüzdeki yeni dönemde, 24 Haziran seçimleriyle Türkiye bir yönetim sistem değişikliğine gidiyor. Bu yönetim sisteminin en önemli özelliği iradenin, millet onayının sandıkta belli olmasıdır. Parlamenter sistemde maalesef vesayet hevesleri zaman zaman ülkemizde demokrasinin kesintiye uğramasına sebep oldu. Geçtiğimiz 60 yıl kesintilerle, zayıf iktidarlarla kayıp yıllar olarak tarihe geçti. İstiyoruz ki bundan böyle Türkiye kalkınma ve büyüme yolunda artık zaman kaybetmesin ve hak ettiği cumhuriyetimizin 100. yılında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk\'ün bize işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacak hedefleri yakalasın. Amacımız budur. Bunun için 60 milyona yakın seçmenimiz 24 Haziran\'da sandığa girecek ve Türkiye\'nin gelecek 5 yılının Meclisi\'ni oluşturacak, cumhurbaşkanını seçecek. Böylece milli irade sandıkta tecelli edecek. Seçim bittiğinde her şey belli olacak. Ülkeyi yönetecek yürütme ve yasama milletin doğrudan tercihiyle, iradesiyle başlamış olacak. Yeni sistemin tanımı kısaca nedir diye düşünürsek; sürekli istikrar, güçlü iktidar diye tanımlayabiliriz. İstikrarı sürekli hale getiren ve iktidarı yüzde 50\'den fazla halkın desteğiyle güçlü hale getiren bir yönetim sistemiyle Türkiye, Türk milleti tanışmış olacak\" şeklinde konuştu.