Hayati KILIÇ/İSTANBUL,(DHA) Cumhuriyet Gazetesi soruşturması kapsamında tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi\'nin avukatları Bülent Utku, Akın Atalay ve Mustafa Kemal Güngör\'ün serbest bırakılması için Çağlayan Adalet Sarayı\'nda başlatılan \"Adalet Nöbeti\", 23\'üncü haftasında da devam etti. Bu haftaki nöbeti yaklaşık 1.5 ay önce tahliye olan Cumhuriyet Gazetesi\'nin avukatları Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, gazeteci Musa Kart, gazeteci Orhan Erinç, CHP Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Sezgin Tanrıkulu katıldı. Adliyenin Atrium alanında cübbeleri ile bir süre sessizce bekleyen avukatlar, adliyenin dışına çıkarak basın açıklaması yaptı. Ellerinde tutuklu avukat Akın Atalay\'ın fotoğrafı bulunan avukatlar, \"adalet\" yazılı pankart açtı. Adliyenin C kapısı önünde basın açıklamasını İstanbul Barosu Başkanı Avukat Mehmet Durakoğlu yaptı. Avukat Mehmet Durakoğlu yaptığı açıklamada, \"Siyasal iktidar, yargıyı kendi stratejilerinin parçası olarak kullanıyor. Yargı üzerinde etkin tasarrufları olan makamların, yargıya talimat niteliği taşıyan söylemleri bitmek bilmiyor. Son kez, 3 Temmuz kararnamesi ile açıkça görüldü ki, yargıç ve savcılar için en küçük bir güvence söz konusu değildir. Bu koşullar altında, yeni adli yol açılışında yetkili ağızlardan duyduğumuz sözcükler, yargının kurucu unsuru olan biz avukatlara trajikomik geliyor. Onlara bakarsanız yargı bağımsızmış, tarafsızmış. Hatta hiç bu kadar bağımsız ve tarafsız olmamış. Şimdi buradan avukatlar olarak haykırıyoruz; yargımız bağımsız da değildir. Tarafsız da değildir. Hatta hiç bu kadar da bağımsızlıktan ve tarafsızlıktan uzaklaştığı bir dönem olmamıştır. Mesleğe kabulde, atamada, tayinde, soruşturmada, disiplinde, erk sahipleri konumunda bulunanların talimat vermekten çekinmedikleri bir ülkede yargı bağımsızlığından söz edilemez. Sulh ceza hakimlerinin, rutine dönüştürdükleri tutuklama anlayışının egemen olduğu bir ülkede yargı bağımsız olmaz. Siyasal iktidar yargıda örgütlenmeden vazgeçmelidir. Kendi şeyhini mehdi zanneden tek cemaat FETÖ değildir. Liyakatten uzaklaşarak, sadakat ve tarikat bağlamında geliştirilen bakış açıları, geleceğimiz açısından umutsuzluk üretse de bizler avukatlar olarak bu mücadeleyi kazanacağız. Umudumuzu hiç bir zaman kaybetmeyeceğiz. 11 Eylül\'de Cumhuriyet davası için Silivri\'de olacağız. Bir yandan meslektaşlarımız Avukat Akın Atalay, Avukat Mustafa Kemal Güngör, Avukat Bülent Utku\'yla dayanışırken, diğer yandan da görevlerini yapmak dışında hiç bir suçlamaya muhatap olmaması gereken yazar dostlarımızın ifade özgürlüklerine sahip çıkacağız. Bu dava hukuksal temelli değil, siyasi temellidir. Siyasal iktidarın sadece Cumhuriyet\'e değil, Cumhuriyet\'e de adalet borcu vardır\" dedi.