Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya), (DHA) - ALTIN cankurtaran eğitmeni Adnan Büyük, maaşı nedeniyle Türkiye\'de kimsenin cankurtaran olmak istemediğini belirterek, \"Dünyada böyle değil. Cankurtaranın bir itibarı var\" dedi.Antalya Kemer\'de yaşayan Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu ve Uluslararası Cankurtaran Federasyonu\'na bağlı altın cankurtaran eğitmeni Adnan Büyük, boğulma vakalarıyla ilgili bilgi verdi. Bölgeye her yıl daha fazla turist geldiğini ve sayı arttıkça boğulma vakalarının da çoğaldığını aktaran Adnan Büyük, boğulmaların çoğunluğunun kalp krizinden kaynaklandığını, kalp krizinin en büyük nedeninin ise vücudun susuz kalması olduğunu söyledi. Adnan Büyük, \"Vücut susuz kaldığı zaman kalp krizini tetikler. Çünkü damarlar büzüşür ve akut bir hastalığı varsa olur. \'Her şey dahil\' bir otelde turistler sabah başlıyor alkole. Alkolün en büyük etkisi de vücuttaki suyu tüketir\" dedi.\'KURTARMALARIN RAPOR OLARAK TUTULMASI GEREKİYOR\'Boğulmanın sadece yüzme bilmemekten kaynaklı olmadığını, kişinin sara ve benzeri bir hastalığının da boğulmaya neden olabileceğini vurgulayan Adnan Büyük, kurtarmayla ilgili de yanlış bilinenler olduğunu anlattı. Adnan Büyük, \"Boğulan kişiyi suya atlayarak, karaya çıkartıp CPR (yaşam desteği) yapmak, kurtarma değildir. Çocuk kolluğuyla, simitle yüzüyordur, ailesinin dalgınlığından, dikkatinin dağılması ile başka yere bakar ve çocuk suya düşer. Cankurtaran onu hemen çıkarır olay fazla büyümeden. Esas kurtarma budur. En son Manavgat\'taki havuzdaki boğulma olayı böyle bir şey. Baba \'terlik almaya gittim\' diyor, cankurtaran görmedi, öteki insanlar da görmüyor ve çocuk havuzda boğuluyor. Burada cankurtaran ne kadar önemli. Bunun için muhakkak ve muhakkak havuzun derinliği önemli değil cankurtaran olması gerekli ve kurtarmaların rapor olarak tutulması gerekiyor\" diye konuştu.\'KİMSE CANKURTARAN OLMAK İSTEMİYOR\'Otellerde ve sahillerde cankurtaran sıkıntısı yaşandığına işaret eden Adnan Büyük, şöyle dedi:\"Neden bu kadar işsizlik varken cankurtaran bulunmuyor? Bunu da anlatıyım. Otelde çalışıyorsunuz, bir çalışan beach boy şezlongları düzeltiyor, aldığı maaş 1600 diyelim. Cankurtaran görevi can kurtarmak, sorumluluk istiyor ama o da 1600 lira alıyor. Herhangi bir farklılığı yok. İşte burada siz cankurtaran mı olmak istersiniz, hiçbir sorumluluğa girmeden beach boy mu? Çok basit tabi ki beach boy olmak isterseniz. Kimse cankurtaran olmak istemiyor. Dünyada böyle değil. Cankurtaranın bir itibarı var. Orada cankurtaran gerçekten bir yere konuluyor. Devletin boğulma ile ilgili herhangi bir kanunu yok. Genelde şu anda özel sektörün üzerine yıkılmış durumda. Özel sektör, otel sahibiysen veya sahilde plaj işletiyorsan \'sen buraya cankurtaran koyacaksın\' diyorlar. Onun haricinde boğulmalar sadece denizlerde, turistik yerlerde olmuyor. Türkiye\'nin her yerinde oluyor. Göletlerde, su kanallarında, maden için açılan ve su toplanmış kuyularda, derelerde, nehirlerde, her yerde oluyor. Buralara cankurtaranı kim koyacak? Buralarda da insanlar boğuluyor. Bunların da dikkate alınması gerekli. Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu eğitimler veriyor. Cankurtaranları yetiştiriyor. Devlet \'Neden biz bu insanları kurtaramadık, eksiklik nerede\' diye düşünürse zaten sorun çözülür.\"