KUZEY Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs topraklarında ve hidrokarbon yataklarında Kıbrıs Türklerinin de hak ve söz sahibi olduğunu söyledi. Akıncı, Bu adanın sadece Rum toplumuna, Yunanistan\'a ait bir ada olmadığını, bu adada en az onlar kadar hak sahibi Kıbrıs Türk halkının da var olduğunu içlerine sindirirlerse bu adada eşitlik, güvenlik ve özgürlük içinde yaşam sürdürmeyi arzu ederlerse KKTC olarak biz onlara barış elimizi her zaman uzattığımız gibi 35\'inci yılımızda da uzatmaya hazırız dedi.KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, ülkenin 15 Kasım\'daki 35\'inci kuruluş yıl dönümü öncesi DHA\'ya açıklamalarda bulundu. Akıncı, KKTC\'de en önemli tarihlerden birinin, 1963 yılının Aralık ayı olduğunu söyledi. Bu tarihte Kıbrıs Türk halkının, kendisini 1960\'ta oluşturulacak ortaklık devletinin dışında bulduğunu kaydeden Akıncı, Rumların enosis amaçlı çabaları, o yönde verdikleri uğraş ortaklık devletini yıkıma kadar götürdü. Herkesin bildiği 21 Aralık 1963 kanlı Noel yaşandı. O günden sonra Kıbrıs Türk halkının kendi devlet aygıtını kendi devlet örgütünü oluşturma hakkı doğdu. Bu hak yıllar itibarıyla değişik biçimlerde ve isimlerde kendini gösterdi. Örneğin 1963\'ten 1974\'e kadar geçen süre içerisinde önceleri Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi, sonra Kıbrıs Türk Yönetimi ismiyle kendi kendini yönetme biçiminde örgütlenmeler söz konusu oldu diye konuştu.\'DAHA İYİYE GİDEBİLMEK İÇİN GAYRET EDİYORUZ\'Türkiye\'nin maddi desteğinin o dönemde çok önemli rol oynadığını dile getiren Akıncı, şunları söylediÇünkü o dönem Kıbrıs Türk toplumunun neredeyse tümüyle üretimden kopuk olduğu, devlet memurlarının ortaklık devleti bütçesinden payını alamadığı ve tamamen Türkiye\'den gönderilen yardımlarla geçinilen dönemdi. 1974\'le birlikte yine Rumların enosis amaçlı Yunanistan\'daki faşist albaylar öncülüğünde, buradaki Rum iş birlikçileriyle yeltendikleri darbe ve enosis yönetimi haklı olarak Türkiye\'nin askeri müdahalesini getirdi ve o dönemden beri Kıbrıslı Türkler topluca bir bölgede yaşama olanağına sahip oldular. Kıbrıs Federe Devleti 13 Şubat 1975 tarihinde kuruldu, 15 Kasım 1983 günü geldiğinde de KKTC doğdu. Bütün bu süreçlerde anlattığım örgütlenmeler, en başta söylediğim Kıbrıs Türk halkını kendi kendini yönetme hak ve iradesinin bir göstergesi olarak ortaya çıktı. KKTC, halkına hizmet vermeye çalışıyor; çünkü bir devletin siyaseten bir hak olarak oluşturulmanın ötesinde toplumuna hizmet üretmesi, onu çağdaş koşullarda refah, mutluluk içinde yaşatması en temel görevidir. Biz de bu süreç içerisinde her geçen gün daha iyiye, daha güzele gidebilmek için gayret ediyoruz.\'TÜRKİYE VE YUNANİSTAN İÇİN EN DOĞRU SONUÇ\'Akıncı, 35 yılda sağlıklı değerlendirme yapıldığı zaman iyiye giden yönlerin yanında hala başarılması gereken konular olduğuna da değinerek, Türkiye\'nin de birkaç yılda KKTC yöneticileriyle imzaladığı ekonomik anlaşmalar çerçevesinde katkılarını alarak daha iyiye, güzele gitme hedefini yerine getirmeye çalışıyoruz. Bunun yanında KKTC\'nin kuruluş bildirgesinde yer aldığı gibi güneyde yaşayan Rum toplumuyla da federatif bir yapı altında eşit, iki kanat altında bir araya gelme olasılığını açık tutuyoruz. Çünkü bunun iki ülke olarak Türkiye ve Yunanistan için de en sağlıklı ve en doğru sonuç olduğuna inanıyoruz dedi.HAZMETMELERİ LAZIMAdada Kıbrıs Türklerinin de Rumlarla eşit olarak söz sahibi olduğunu vurgulayan KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle konuştuBu topraklarda en az onlar kadar eşit, onlar kadar söz sahibi ikinci toplumun varlığını hazmetmeleri lazım. Bu toprakların yanı sıra denizlerdeki zenginliğin de sadece onlara ait olmadığı, hidrokarbon yataklarında en az onlar kadar hak ve söz sahibi olduğu Kıbrıs Türk halkının da varlığını içlerine sindirmeleri lazım. Kısacası enosis hayallerinde olduğu gibi bu adanın sadece Rum toplumuna, Yunanistan\'a ait bir ada olmadığı, bu adada en az onlar kadar hak sahibi Kıbrıs Türk halkının da var olduğunu içlerine sindirirlerse ve bu adada eşitlik, güvenlik, özgürlük içinde yaşam sürmeyi arzu ederlerse KKTC olarak biz de onlara barış elimizi her zaman uzattığımız gibi 35\'inci yılımızda da uzatmaya hazırız. Tek söz sahibi kendileri ve Kıbrıs Türkleri de onların vereceği kararlara uymak zorunda olan bir topluluk, azınlık olarak görmeye devam ederlerse o zaman KKTC; kendi yolunda yürümeye devam edecek, gelişimini, kalkınmasını, ekonomisi ve demokrasisiyle daha güçlü bir yapıya ulaşmak için var gücüyle çalışmaya devam edecek.