ANKARA\'nın başkent oluşunun 95\'inci yıl dönümü kentte düzenlenen etkinliklerle kutlanıyor. Geçen 95 yılda, kasabadan bir sanayi şehri olma yolunda büyük atılımlar gerçekleştiren Ankara, Türkiye Cumhuriyeti\'nin başkenti olduktan sonra yalnız Türkiye\'nin değil, dünyanın da en hızla gelişen kentleri arasında yer aldı. Tarihi binlerce yıl öncesine dayanan Ankara, 13 Ekim 1923\'te başkent olarak ilân edildi. Başkent olduktan sonra hızlı bir değişimle bambaşka bir kimlik kazanan şehrin, 1923 yılında kayıtlara geçen merkez nüfusu 21 bin 446’ydı. Başkent olduktan sonra hızla büyümeye ve göç almaya başlayan şehir, diğer şehirlere göre 2 kat daha hızlı büyüdü. Günümüzde Ankara’nın nüfusu 5 buçuk milyona yaklaştı.1923 yılında Ankara\'da 108 okul, 39 medrese, 7 eczane ve 2 hastane bulunuyordu. Şu anda kentteki okul sayısı 2 bin 700\'e, eczane sayısı 2 bine, hastane sayısı ise 100\'e ulaştı. 1923\'te Ankara\'da hiç otel yokken, başkent olduktan sonra Ankara’da16 otel yapıldı. Kentteki otel sayısı günümüzde ise 200\'e yaklaştı. Kentte bulunan 56 cami sayısı da bugün 2 bin 875 oldu.Ankara\'da o dönem birer imalat-ı harbiye, elektrik, fişek, kibrit ve un fabrikası vardı, başkent olduktan sonra Ankara\'ya yüzlerce fabrika açıldı. Kentteki ulaşım fayton ve eşeklerle yapılıyordu, aydınlatma ise gazyağı ile sağlanan lüks lambaydı. Başkent Ankara geçen 95 yılda modern, çağdaş ve güzel bir kent oldu.Ankaralılar şehrin kimliğinin nasıl değiştiğini Demirören Haber Ajansı’na (DHA) anlattı. \'ANKARA, SANAYİ BAŞKENTİ OLMA YOLUNDA\'Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir, Ankara\'nın Kurtuluş Savaşı\'nda cepheye malzeme yetiştirmekte taşıdığı ruhla, bugün sanayi ve yüksek teknolojideki geldiği noktaya değerlendirerek, şunları söyledi: “Bu şehir, Türkiye Büyük Millet Meclisi\'nin burada açılmasıyla ve başkent ilân edilmesiyle Türkiye\'nin merkezi, Türkiye\'nin kalbi, idari olarak beyni haline gelmiş bir şehir. Çok önemli bir tarihi geçmişi var. Ankara sanayisi, Türkiye\'de ciddi bir odak hâline geldi. Zaten temelinde Kurtuluş Savaşı\'nın mühimmatını, sanayisini hazırlayan bir şehirdi. Şimdi savunma sanayisinin merkezi hâline geldi. Bunun yanında Ankaralıların çok farkında olmadığı ama Ankara\'nın lider olduğu bir sürü alan var.İş ve inşaat alanları, makine üretimleri, medikal araç gereçler, insan yedek parçası ve bütün bunların yanında savunma sanayinde ciddi bir merkez hâline geldi. Bunu Ankara\'nın 7 milyar dolara varan ihracatında da görüyoruz. Bu ihracatın yüzde 99.9\'u sanayi ürünlerinden oluşmakta ve bunun da yüzde 17\'si yüksek teknolojili ürünleri. Ülkemizde üretilen yüksek teknolojili ürünlerinin yüzde 20\'sini şu anda Ankara tek başına üretiyor.Ankara bu anlamda bütün illerimizden açık ara önde bir ilimiz. Bizim bir sloganımız var, \'Başkentin sanayisinden, sanayinin başkentine\' diye. Gerçekten bu alanda ciddi bir dönüşüm var Ankara\'da. 12 organize sanayi bölgesi, 9 teknoparkıyla teknoloji üreten, icat çıkaran bir il hâline geldi. Ankaralı hemşehrilerimizin bu 95’inci yıl kutlamaları vesilesiyle Ankara\'nın bu tarafının da farkına varmalarını onlardan rica ediyorum. Ankara sanayinin başkenti olma yolunda epey mesafe kat etmiş durumda. Ama yüksek teknolojinin başkenti olduğu artık kesin ve aşikâr.\" \'ANKARA, MİLLÎ MÜCADELEYİ FİNANSE ETMİŞTİR\'Ankara\'nın milli mücadeleye kucak açan bir şehir olduğunu belirten Eski Ankara Milletvekili 68 yaşındaki Şevket Bülent Yahnici, Mustafa Kemal Atatürk ve Heyet-i Temsiliye 27 Aralık 1919\'da Ankara\'ya geldikten sonra hem Ankara\'nın hem de Türkiye\'nin kaderinin değiştiğini ifade ederek, şunları söyledi:\"Millî mücadele ve tarihi, 27 Aralık\'tan itibaren Ankara merkezli olarak yazılmıştır. Ankara, millî mücadeleye karargâh olmuştur. Hatta karargâh olmakla kalmayıp din adamıyla, eşrafıyla, esnafıyla, parasıyla, puluyla millî mücadeleyi desteklemiştir. Yani diyebiliriz ki millî mücadeleyi Ankaralılar finanse etmiştir. 13 Ekim Ankara için çok önemli bir tarihtir. Ankara\'nın başkent oluşu, dünya için Türkiye için çok önemli bir hadisedir. Yeniden doğan bir şehirdir Ankara. 30-40 bin nüfustan düşünün ki bugün 5 buçuk milyona yaklaşan bir nüfusa ulaşmıştır.\" \'ANKARA, KÜLTÜR VE SANATIN DA BAŞKENTİ OLMALIDIR\'Ankara\'da uzun yıllardır müzik festivalleri ve kültürel festivaller yapıldığını belirten eski milletvekili Yahnici, şöyle konuştu:\"Ama Ankara\'da bu festivallere sponsor yoktur, insanlar İstanbul\'da yapılan festivalleri desteklerler. Bizim buradan çağrımız, iş adamlarının Ankara\'da kültür ve sanat hayatını destek olmalarıdır. Kültür ve sanat hayatını öyle desteklenmelidir ki; Ankara, kültür ve sanatın da başkenti de olmalıdır.\"\'YÜZ MİSLİ BİR BÜYÜME VE BÜYÜK BETONLAŞMA\'Daha sonra Ankara\'nın en fazla 50 bin olan nüfusunun günümüzde 5 buçuk milyona ulaştığını hatırlatan Yahnici, şunları söyledi:\"Başkent olduktan sonra yüz misli bir büyümeden bahsediyoruz. Bu rakam, çok büyük bir büyümedir. Ancak binalaşma ve betonlaşma bu işin kötü tarafıdır. 20-25 yıldır bu tarafa, bizim şehirleşme olarak kabul etmediğimiz bir büyük betonlaşma söz konusudur. Çok kötü yapılaşmalar var. O açıdan Ankara\'da bir estetik şehir yaratılamadı. Kötü bir estetiği var Ankara\'nın, bunu kabul etmek lazım. Bundan sonra şehrin yeşillenmesi lazım. Ankara yeşile muhtaç, binası ve betonlaşması azalması gereken bir şehir konumundadır.\" \'GÜZEL BİR ŞEHİRLEŞME OLDU\'Ankara Kulübü Derneği Onursal Başkanı 88 yaşındaki en eski Ankaralılardan Dr. Bülent Kalıpçı da bütün ömrünün Ankara\'da geçtiğini belirterek, şunları söyledi:\"Biz Ankara\'yı Cumhuriyet Ankarası olarak tanıdık. O zaman Ankara küçük bir şehirdi. Toprak yollar ve kaldırım taşlı yollar vardı. Dar yolları vardı. Ulucanlar Caddesi\'nden bir araba zor geçerdi. Yolda iki arabanın karşılaşması zaten nadir bir şeydi. Şimdi geniş yollar, caddeler ve bulvarlar var. Bazı bölgelerde çarpık da olsa güzel bir şehirleşme oldu. Nüfus o zaman 35-40 bin civarındaydı ve senelerle arttı.\"‘ATATÜRK YOKTAN BİR KENT MEYDANA GETİRDİ’Ankara\'nın en eski yaşayan 6 seğmeninden biri olan Ankara Kulübü üyesi ve tarihçi Haluk Balaban da, Ankara\'nın tarihi bir kent dokusu olduğunu ve Atatürk\'ün Ankara\'ya gelişiyle birlikte kentte çok büyük değişim olduğunu belirterek, Atatürk\'ün yoktan bir kent meydana getirdiğini ve yıllar içinde ekonomik olarak çok geliştiğini söyledi.