(Görüntülü) Suriyelilerin vatandaşlık hakkı bulunmuyor

İSTANBUL, (DHA) - İSTANBUL Kent Üniversitesi’nde ‘Suriyeli Mültecilerin Türkiye’deki Mücadelesi, Birlikte Yaşamak İçin Yapılabilecekler: Hayata Destek Derneği’ başlıklı konferans düzenlendi. Hayata Destek Derneği’nden konuşmacı olarak katılan Avukat Mahmut Can İsal, doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi vererek “Suriyelilere vatandaşlık veriliyor algısının gerçek olmadığını söylemek lazım. Türkiye’deki Suriyeliler ise geçici koruma altında oldukları için hukuken ikamet izni ile yaşıyor sayılmıyorlar ve vatandaşlık hakları bulunmuyor” dedi.

 

İstanbul Kent Üniversitesi, ‘Suriyeli Mültecilerin Türkiye’deki Mücadelesi, Birlikte Yaşamak İçin Yapılabilecekler: Hayata Destek Derneği’  başlıklı konferansa ev sahipliği yaptı. Etkinliği düzenleyen Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Elif Çağlı Kaynak, “Mülteci kavramı ve bu mülteciliğe ilişkin arka plandaki hukuki bilgileri edinmenin yanı sıra onların yaşam koşulları, Türkiye’de karşılaştıkları zorluklar ve buna yönelik devlet ve sivil toplum örgütlerinin sergilediği çabalar hakkında konuşacağız” dedi.

 

18 Aralık’ın Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Göçmenlerle Dayanışma Günü olarak bilindiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Kaynak, “Türkiye’de yaklaşık 4 milyon mülteci var. Bunların büyük bir kısmı 0-14 yaş aralığında gençlerin oluşturduğu bir grup.  Biraz empati yeteneğini geliştirebilmesi açısından bugün Suriyelilerle en çok ve en yakın temas kuran örgütlerden biri olan Hayata Destek Derneği’ni ağırlıyoruz” diye konuştu.

 

“TÜRKİYE EN FAZLA MÜLTECİYE EV SAHİPLİĞİ YAPAN ÜLKE”

 

Hayata Destek Derneği’nin 2005 yılında 5 kadın tarafından afetlerden etkilenen birey ve toplulukların temel hak ve ihtiyaçlarına erişimini kendine misyon edinerek kurulmuş bir dernek olduğunu ifade eden Hayata Destek Derneği İletişim Uzmanı Fatih Kıyman, şöyle konuştu:

 

“300 kişiden oluşuyoruz ve Türkiye’nin 8 şehrinde kalıcı olarak faaliyet yürütüyoruz. Siyaset bilimi öğrencilerine konuşuyor olmanın bilinciyle, onları bilgilendirmek ve aslında bu konuyu merak etmeye teşvik etmek istiyoruz. Türkiye şu an dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke konumunda ve bunların büyük bir çoğunluğu Suriyeli mültecilerden oluşuyor. Fakat göç sadece bizim başımıza gelen bir olay değil. Dünyaya baktığımızda, 60 milyonu aşkın evini terk etmek zorunda kalmış insan var. Bunların bir kısmı mülteci bir kısmı ise sığınmacı statüsünde. İşin en çarpıcı boyutu ise, zorunlu olarak yer değiştirme durumu dünyada ortalama 26 yıl sürüyor. Yani doğal afetlerden veya insan yapımı afetlerden ötürü evini zorla terk eden biri 26 sene evine dönemiyor. Dolayısıyla göç, evrensel bir konu. Ve bu konuda doğru bilgiye sahip olmak da çok önemli.\"

 

“VATANDAŞLIK İÇİN ÖNCELİKLİ KISTAS, SOY BAĞI”

 

Hayata Destek Derneği Hukuk Sektör Yöneticisi Avukat Mahmut Can İsal ise, “Suriyelilere vatandaşlık veriliyor algısının gerçek olmadığını söylemek lazım. Zira Türkiye’de vatandaşlık almak için kıstaslar bellidir ve Vatandaşlık Kanunu’nda yazılıdır. Türkiye’de doğmuş olmak vatandaşlık hakkı vermez. Öncelikli kıstas soy bağıdır ya da belirgin bir süre Türkiye’de ikamet izni ile yaşayan kişiler ise başvuru hakkı kazanır. Türkiye’deki Suriyeliler ise geçici koruma altında oldukları için hukuken ikamet izni ile yaşıyor sayılmıyorlar ve vatandaşlık hakları bulunmuyor. Bunun dışında sağlığa veya diğer haklara erişimde sahip oldukları haklar, uluslararası hukuktan, Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelerden kaynaklıdır\" ifadelerini kullandı.