İSTANBUL, (DHA) - İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) Mimarlık, İç mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü \'Ulusal Geleneksel Mimari ve Sürdürülebilirlik\' başlıklı sempozyum düzenledi. İZÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut, \"Her medeniyetin mimari tarzı vardır. Bu tarz toplumun dünya görüşü ve değerler sistemiyle doğrudan ilgilidir\" dedi.İZÜ Tarihi Müze Binası\'nda yapılan sempozyuma İZÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut, İZÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Küçük, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Sempozyumda geleneksel mimarinin korunması, yaşatılması ve sürdürülebilir olması ele alındı. Yapı ve iç mekanlardaki yeni tasarımlar ve yapım tekniklerinin gelenekten geleceğe değişimi tartışıldı.NASIL BİR DÜNYADA YAŞAMAK İSTİYORUZ?Sempozyumun açılış konuşmasını yapan İZÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut, etkinliği çok önemsediğinin altığını çizerek, \"Her medeniyetin bir mimari tarzı vardır. Bu tarz toplumun dünya görüşü ve değerler sistemiyle doğrudan ilgilidir. Nasıl bir dünyada yaşamak istiyoruz? Sorusunun cevabını bize oturduğumuz ev veriyor\" diye konuştu.\"TARİH TOPLUMLARIN HAFIZASIDIR\"Türkiye\'nin 100 yıl sonra yeniden tarihe girdiğini belirten Prof. Dr. Bulut, \"Bölgede her alanda gittikçe yıldızı parlayan bir ülke. Bizden de her alanda olduğu gibi mimaride de büyük beklenti var. Mimarlık Bölümü öğretim üyeleri ve öğrencileri olarak biraz daha köklere dalmak lazım. Tarih toplumların hafızasıdır, hafıza muhafaza için şarttır. Sadece dün için değil, bugünü kurmak ve yarını inşa etmek için hafıza daha çok gerekiyor. Çok köklü mimari birikimlerimiz var aynısını yapmayacağız tabi ki yeni şeyler olacak ama o kültür ve medeniyetin üstüne yaslanarak yapılar yapmak bizi farklı noktalara götürebilir\" açıklamalarında bulundu.\"NEREDE YÜKSEK BİNA VAR ONU İNŞA EDİYORUZ\"İZÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Küçük ise, \"Üniversiteler toplumun lokomotifi görevindedir. Mimari deyince günümüzde herkesin şikayetçi olup maalesef çözüm üretemediği bir mesele var nedir o? Yüksek binalar. Komşunun güneş ışığını dahi kesmesini önleyecek şekilde bir yapılanmanın olduğu medeniyete sahipken bugün ne kadar yüksek, birbirimizin önün kesecek binalar varsa onları inşa ediyoruz. Öğrencilerimizin bu noktaya dikkatini çekmek, geleneksel mimari yapılarımızı öğrencilerin dikkatini çekmek için böyle sempozyumlar çok önemli\" ifadelerini kullandı.\"BİZİM GENLERİMİZE İŞLEMİŞ\" Prof. Dr. Küçük, \"İstanbul\'un dışına çıktığımızda örneğin Karadeniz\'de dağın başında da bakıyorsunuz 5-6 katlı bir bina var, hiçbir ruh yok. Sanki bu bizim genlerimize bir şekilde işlemiş. Toplum olarak bu konsepti kabullenmiş gibiyiz. Bu noktaya dikkat çekip medeniyetimizin verdiği zenginliği,sanat ruhunu öğrencilerimize kazandırmalıyız\" dedi.\"GELENEKSEL MİMARİ KORUNAMAMIŞ\"İZÜ Mimarlık Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Serhat Anıktar da, \"Türkiye\'deki geleneksel mimari aslında korunamamış, biz korunabilmesi ve yaşatılması adına envanter oluşturuyoruz. Eski malzemeyle yeni teknikler geliştirebilirsek ki bunu amaçlıyoruz sektöre de rehber olacaktır. bugün, geleneksel mimarinin günümüzde nasıl yansıdığını ve sürdürülebilir olması noktasında kalıcılığını tartışacağız, araştırmalar yapacağız. Bu araştırmaları hem lisans hem yüksek lisans öğrencileri düzeyinde hatta sektörle buluşarak paylaşım ortamına dönüştürmeyi hedefliyoruz\" ifadelerini kullandı.Sempozyumun ilk oturumunda kırsal mimari örneği olan Bilecik Gölpazarı ele alındı. Alanında uzman akademisyenler bölgenin geçirdiği tarihsel süreci konuştu. \'TUĞLAYI KEŞFET\' YARIŞMASISempozyum kapsamında farklı üniversitelerden öğrencilerin katıldığı \'tuğlayı keşfet\' yarışması düzenlendi. Yarışma, tuğla malzemeyle yenilikçi projeler üretilmesi adına geleneksel ve yenilikçi yapım tekniklerine uygun yapılar nasıl yapılır görmek için organize edildi. Yarışmaya katılan projelerin sergilendiği sergi 1 hafta boyunca ziyarete açık.