Gözaltı torbaları ve mor halkalar neden oluşur?

Gözaltı torbaları ve mor halkalar neden oluşur?

Yüzde kıl olmamasının avantajları arasında parazitlerin saklanacak bir yer bulamaması ve terleme yoluyla serinlemenin mümkün olmasıdır.

Yüzün açık olması ayrıca duygularımızı diğer insanların görmesini kolaylaştırır. Ama bunun dezavantajlarından biri yorgunluğumuzu da ele vermesidir.

Çoğu zaman gözaltı torbalarının tıbben bir zararı yoktur. Fakat uzmanlar birçok kişinin gözaltı torbaları ve göz etrafındaki mor halkalardan rahatsız olduğunu ve yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini ifade ediyor. Ciltteki sorunlar sağlık açısından sorun olmadığı halde psikolojik rahatsızlık veriyorsa araştırılması gerektiğine dikkat çekiliyor.

"Mor halkalar" veya "gözaltı torbaları" tıbbi terimler değildir ve buna yol açan farklı etkenler olabilir. Bunun tıptaki adı "periorbital hiperpigmentasyon" ya da kısaca POH'dur. Dermatolojik araştırmalar bakımından bugüne kadar öncelik teşkil etmediğinden bu konuda fazla bilgi de yoktur.

Gözaltındaki deri ince olduğu için şeffaf bir görünümdedir. Bu nedenle buradaki damarlar daha belirgindir ve derinin daha koyu renk görünmesine neden olur.

ABD'deki UCLA Dermatoloji'den cilt doktoru Hayley Goldbach "Biri gözaltı torbalarının olduğundan şikayet ettiğinde onu muayene etmek gerekir" diyor. Çünkü tek başına derinin inceliği POH nedeni olabilir. Gözaltındaki koyu pigmentler, gölge etkisi ya da bu bölgedeki damarların belirgin olması buna neden olabilir.

Goldbach muayene sırasında bu bölgedeki deriyi gererek nedeni belirlemeye çalışıyor. Koyuluk artıyorsa nedeni damarlar olabilirken, germe sonucu koyuluk azalıyorsa sorun derinin gevşekliği olabilir.

Gözaltı diye adlandırdığımız burun, göz ve yanak arasındaki bölgeyi dermatologlar gözyaşı yatağı olarak adlandırıyor. Çünkü burası gözyaşına akış yolu sağlıyor. Yaşlandıkça deri altındaki yağ tabakası inceldiğinden gözaltı bölgesi daha çukur görünür. Bu optik yanılsama yaratır. Buradaki koyuluk aslında ışığın yüzdeki kıvrımlarda yansıma şekliyle ilgilidir.

Dermatologlar gözaltı derisindeki sorunun kaynağını renk yöntemiyle de tespit edebilir. Gözaltı derisi mavi, pembe ya da mor tonlarda görünüyorsa morlukların nedeni damarlardır. Kahverengi görünüm ise deriye, saçlara ve gözlere rengini veren melanin pigmentinde fazlalığa işaret eder, ama mor halkaların en az rastlanan nedenidir bu.

Gözaltındaki mor halkaların en yaygın nedeni, yaşla birlikte deri altı yağ tabakasındaki incelmedir. Bu morlukların insanı yorgun göstermesinin nedeni de budur.

Fakat bu durum yeterince dinlenilmediğinde oluşan gözaltı torbalarını açıklamıyor. "Bu torbaların nedeni ödemdir" diyor Goldbach. Bazen ilk uyandığımızda bu torbalar daha belirgindir. Aşırı tuzlu yiyecekler de buna neden olabilir. Örneğin yatmadan önce tuzlu patates kızartması yemişseniz kalktığınızda gözaltı torbalarınızın şiştiğini görebilirsiniz. Bu durumda sorunun kaynağı yorgunluk olmayabilir.

Kızılötesi radyasyona maruz kalmanın, stres, alkol ve sigaranın da gözaltında mor halkalara yol açtığı belirtiliyor. Fakat bu iddialar henüz bilimsel olarak kanıtlanmış değil. Gözleri ovma, kaşıma ya da göz yaşarması gibi belirtilere yol açan alerjilerin de buna yol açtığını gösteren daha fazla veri bulunuyor.

Gözaltı torbaları ya da mor halkalar çoğunlukla kozmetik ve estetik bir sorun olarak görüldüğünden tedavi konusunda yeterli bilimsel araştırma yok.

Mor halkalar için renk açıcı kremler, derinin üst tabakasını kimyasal losyonlarla soyma, hatta lazer terapisi uygulanıyor. Soyma amacıyla kullanılan asitler mantar ve armut ağaçlarından üretiliyor.

Ayrıca deriye dolgu maddesi şırınga edilmesi ve ameliyat seçenekleri de var. Hatta bir araştırmacı iki ay boyunca haftada bir kez deri altına karbondioksit şırınga ederek kısmi başarı elde etti.

Bazıları ise bu bölgeye C vitamini uygulanmasını ve güneş kremi ve güneş gözlüğü kullanımını tavsiye ediyor. Uzmanlar görünümdeki ufak bir gelişmenin bile yaşam kalitesini artırmada etkili olabileceğini söylüyor.

Bu konuda daha kesin veriler elde edilinceye kadar bu mor halkalarla yaşamayı öğrenmek ve onları daha bilge bir yüzün özelliği olarak görmek en doğrusu olacak galiba.