Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hakkında "Örgüt üyeliği" ve "Örgüt propagandası" suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan şarkıcı Ferhat Tunç ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
Dün gece uçakla Almanya'dan gelen Ferhat Tunç hakkında, pasaport işlemleri sırasında Diyarbakır'da yürütülen bir soruşturma kapsamında yakalama kararı olduğu tespit edildi. Gözaltına alınan Ferhat Tunç, Atatürk Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Tunç, işlemlerinin tamamlanmasının ardından bu sabah saatlerinde Bakırköy Adalet Sarayı'na sevk edildi. Tunç, burada SEGBİS sistemiyle Diyarbakır'a bağlanarak soruşturma kapsamında savcıya ifade verdi.
İfade verdikten sonra serbest bırakılan Tunç hakkında yakalama kararı çıkarılmasının sebeplerinden birinin Sur için yapılan bir toplantıdaki konuşmanın, diğerinin de 2007 yılına dayandığını kaydetti. Tunç bu davanın, "Mezapotamya Kültür Merkezi'ne dönük bir kriminalize etme çabası" olduğunu belirtti.
Çıkışta kameralara konuşan Tunç, "Bedeli ne olursa olsun bu ülkede sanat yaptık, türkülerimizi barış, kardeşlik için söyledik. Cezaevinde de olsa bu ülkede yaşayacağım, ülkeyi terk etmeyeceğim" açıklamasında bulundu.
Dün gece uçakla Almanya'dan gelen Ferhat Tunç hakkında, pasaport işlemleri sırasında Diyarbakır'da yürütülen bir soruşturma kapsamında yakalama kararı olduğu tespit edildi. Gözaltına alınan Tunç, Atatürk Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Tunç, işlemlerinin tamamlanmasının ardından sabah saatlerinde Bakırköy Adliyesi'ne sevk edildi.
Adliyeye getirilen Tunç, "Dün Almanya'dan geldim. Giderken bir sorun yaşamadım. Ama dün gelirken saat 11'de 'Aranıyorsun' dediler ve geceyi gözaltında geçirdik. Şimdi buradayız. Diyarbakır'da açılan soruşturmanın konusunun ne olduğunu öğrenmiş olacağız. Yani avukat arkadaşlarla birlikte öğrenmiş olacağız" dedi.
Tunç, serbest bırakılmasının adliye önünde konuştu. Sur için yapılan bir basın toplantısının örgüt propagandası sayıldığını belirten Tunç, şunları kaydetti:
"Sur'da büyük bir yıkım yaşandı, herkesin duyarlı olması lazım. Sanatçıların bu duyarlılığının örgüt propagandası olarak yansıtmak yazıktır. Munzur'u, Hasankeyif'i nasıl savunuyorsam Sur'daki yıkımın da kabul edilemez olduğunu söylemişim. Orada kadim bir tarih yok edildi. Orası tüm insanlığın ortak tarihidir. Bunun gözaltına alınmamıza sebep yapılmasına çok üzüldüm. Hakkında yakalam kararı çıkartılmasının bir diğer nedeni de 2007 yılına dayanıyor. Bundan 2 yıl öncesini dahi hatırlamıyorum ama 2007'de olan biteni bir soruşturma davası haline dönüştürülmesi de ilginçtir. Bütün bunların bir iki haftaya sıkıştırılmış olması da manidardır. Mezapotamya Kültür Merkezi'ne dönük bir kriminalize etme çabası olduğunu görüyorum. 27 yıllık bir kuruluştur. Bu kuruluşla olan ilişkimin farklı yansıtılması kabul edilemezdir."
Tunç'un avukatı Fatma Hopikoğlu şunları kaydetti:
"İki dosya ile ilgili ifadesi alındı. Biri Sur, diğeri MKM. Soruşturma devam ediyor. Müvekkilim üzerinden MKM'nin kriminalize edildiğini gördük. Toplumun hukuka bakış açısı giderek zedeleniyor. Müvekkilimin Sur ile ilgili açıklamaları örgüt propagandası olarak değerlendirilmiş. Duyarlılık örgüt propagandası olarak yansıtılamaz."