Gözaltına alınan insan hakları savunucularına ‘terör’ suçlaması!

Gözaltına alınan insan hakları savunucularına ‘terör’ suçlaması!

‘Dijital güvenlik ve bilgi yönetimi eğitimi’ kapsamında toplantılar yapmak üzere İstanbul Büyükada’da bir otelde gözaltına alınan insan hakları savunucularının gözaltı süresi 7 gün uzatıldı. Gözaltına alınan insan hakları savunucuları ‘Silahlı terör örgütü üyesi olmak’la suçlandı. Amerikan Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili "Uluslararası Af Örgütü ve diğer saygın kuruluşlardan insan hakları savunucularının gözaltına alınmasından derinden kaygılıyız" açıklaması yaptı.

Evrensel'den Erdi Tütmez'in haberine göre, Türkiye’deki önde gelen insan hakları kurumlarının yöneticileri ve üyeleri Büyükada’da meslek içi eğitim toplantısı düzenledi. Toplantılar sürerken insan hakları savunucularının oteline gelen polis bir ihbar olduğu gerekçesiyle toplu gözaltı işlemi uyguladı.

Polis, Yurttaşlar Derneği’nden Nalan Erkem, Kadın Koalisyonu’ndan İlknur Üstün, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Yönetim Kurulu üyesi Veli Acı, İnsan Hakları Gündemi Derneği’nden Günal Kurşun, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği’nden Nejat Taştan, Yurttaşlar Derneği’nden Özlem Dalkıran, eski Mazlum Der'li aktivist Şeyhmus Özbekli ile toplantılara moderatörlük yapan Ali Garawi’yi gözaltına aldı.

Ailelerine haber verilmedi

Gözaltına alınanların yakınlarına dahi haber verilmezken akşam saatlerinde tesadüfen öğrenilen gözaltı işlemine karşı avukatlara da uzun süre bilgi verilmedi. Avukatlar, saatler sonra gözaltına alınanlarla iletişime geçebildi. Bunun sonucunda insan hakları savunucularının Anadolu yakasındaki polis merkezlerine sevk edildiği öğrenildi.Soruşturma kapsamında 7 gün ek gözaltı süresi alındı.

Gözaltına alınanlara ise ‘Silahlı terör örgütüne üye olma’ suçlaması yöneltildiği ortaya çıktı.

"Türkiye'de insan hakları hedefte"

Konuyla ilgili Evrensel'e konuşan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner yaşananlara tepki gösterdi ve “İdil ve gözaltındaki insan hakları savunucuları mesleki faaliyetlerinden dolayı gözaltına alındı” dedi.

Af Örgütü olarak ilginç bir durumla karşı karşıya olduklarını söyleyen Gardner, “Bizim tarihimizde hiçbir zaman böyle şeyler olmadı. Başkanımız Taner Kılıç tutuklandı ve direktörümüz şimdi gözaltında. Türkiye’de insan hakları hedefte. Ne yazık ki her gün daha da ağırlaşan koşullarla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.

"Rahatsızlık ve öfke duyuyoruz"

Gözaltılara ilişkin Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty de bir açıklama yaptı. “Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü İdil Eser'in de aralarında bulunduğu Türkiye’nin önde gelen insan hakları savunucularının; bariz bir şekilde sebepsizce gözaltına alınmış olmaları nedeniyle müthiş bir rahatsızlık ve öfke duyuyoruz.” diyen Shetty, “Rutin bir eğitime katılan İdil Eser ile diğer insan hakları savunucularının kimse ile görüştürülmeden gözaltında tutulmaları, abes bir suistimaldir ve ülkede insan hakları aktivistlerinin karşı karşıya bulunduğu riskli durumu göstermektedir. İdil Eser ve beraberinde tutuklananlar derhal ve koşulsuz serbest bırakılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Açıklamada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın G-20 zirvesi için Almanya’da olduğunu hatırlatan Shetty, “Şu an Berlin’de dünya liderleri Türkiye’de insan haklarının eriyip gitmesine dikkat çekici biçimde hoşgörülü davrandı. Erdoğan yakınlarındayken, şu an demir parmaklıkların ardında olan bütün insan hakları savunucuları adına konuşmak ve serbest bırakılmalarını istemek için doğru bir zaman” dedi.

"Artık herkes terörist olabilir"

Hukukçu ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak da gözaltılara tepki gösterdi. Evrensel'e konuşan Altıparmak, “Gözaltına alınan arkadaşlardan 6’sını çok yakından tanıyorum. Mesleki faaliyetlerini de biliyorum. Bunun makul olarak açıklaması yok. Bu kadar insanı yanlış tanıma imkanı yok.” dedi.

Gözaltıların amacının belli olduğunu belirten Altıparmak, “Burada planlı gözdağı verme çabası var. Şimdi soruyorum bundan sonra insan hakları savunucuları nasıl toplanacak? İşte bunu sağlamak için yaptılar. Bundan dolayı başarılı bir operasyon. Sabah’ın A Haber’in, Milliyet’in yaptığı ise tamamen kepazelik. ‘Gizli toplantı’ diyorlar, ne gizli toplantısı? Kendi kendilerine algı oluşturuyorlar. Öyle bir noktaya geldik ki herhangi, sıradan biri terörist olabilir. Tanım bu çünkü. Herkes terörist olabilir” ifadelerini kullandı.

İHD: Kabul edilemez

Gözaltılara ilişkin bir açıklama da İHD İstanbul Şubesi'nden geldi. Gözaltına alınanların “İnsan hakları savunucularının güvenliği” konulu eğitim programına katılmak amacıyla Büyükada’da toplantı halindeyken “ihbar var” gerekçesi ile topluca gözaltına alındıklarının ve bunun da kabul edilemez olduğunun belirtildiği açıklamada, "İnsan hakları savunucusu oldukları, önemli insan hakları örgütlerinin temsilcileri oldukları herkesçe bilinmesine rağmen kimin yaptığı belli olmayan bir ihbar ile ve yakınlarına bile haber verilmeden gözaltına alınmış olmaları; devletin insan haklarına ve anayasal demokratik haklara yaklaşımının ne denli saldırganlaştığını gözler önüne sermiştir. Bu derece gayriciddî bir gerekçe ile gözaltına alınmaları, gözaltı nedeni konusunda avukatlarına dahi bilgi verilmemesi ve gerekçe olarak 'talimat aldıkları' açıklaması ile yetinmeleri karşısında endişelerimiz artmıştır" denildi.

Meclis'e taşındı

Halkların Demokratik Partisi ise insan hakları savuncularının gözaltına alınmasını meclise taşıdı. HDP, Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş imzasıyla TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığına bir mektup göndererek hak savunucuları için bir çalışma yürütülmesi gereğini bildirdi.

HDP mektubunda hak savunucularının bulundukları otelden adeta kaçırılarak gözaltına alınmalarının hükümetin sorumluluğunu yerine getirmediğinin açık kanıtı niteliğinde olduğunu vurguladı.

HDP mektubunda "Hak savunuculuğunun kriminalize edilmiş olması hak ve özgürlük alanının adeta demir parmaklıklarla örüldüğünün resmidir. Gözaltına alınan hak savunucuları için bir çalışma yürütülmesi gereğini bildiriyorum" dedi.

CHP: Adalet yok ama sarayı var

İnsan hakları savunucularının gözaltına alınmasına CHP’den tepki geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Doğa ve İnsan Haklarından Sorumlu Zeynep Altıok “İnsan Hakları anıtını kelepçelemek yetmedi şimdi de insan hakları savunucuları toplantısına baskın ve gözaltı yapılıyor. Türkiye hiç bu kadar özgür olmamıştı" dedi.

"Avrupa’nın en büyük adliyesi,  en büyük cezaevi sahibi olmakla övünen bir kafa ile karşı karşıyayız.  Adalet yok ama "sarayı" var! On binlerle insan sokaklara dökülmüş canı dişinde, karda yağmurda güneşte adalet için yürüyor. Ama duyan yok. Bunların derdi daha çok hapishane inşa etmek!" diyen Altıok şöyle devam etti: "Bu baskı, şiddet ve vicdansızlık artık birbirine en uzak fikirleri, kitleleri ortaklaştırıyor. Mağduriyet büyüdükçe adalet yaklaşıyor. Bugün adımlarımızı insan hakları için, kadın hakları için, çevre hakkı için, hayvan hakkı için de atıyoruz. Bugün davası görülecek olan Berkin için atıyoruz."

ABD Dışişleri Bakanlığı: Kaygılıyız

Bu arada Amerikan Dışişleri Bakanlığı "Uluslararası Af Örgütü ve diğer saygın kuruluşlardan insan hakları savunucularının gözaltına alınmasından derinden kaygılıyız" açıklaması yaptı.

Açıklamada "Diğer önde gelen insan hakları savunucuları, akademisyenler, gazeteciler ve aktivistlerin gözaltına alınmasında olduğu gibi Tük anayasası ve Türkiye'nin kendi uluslararası taahütleriyle uyumlu bir şekilde, hukuki süreçlere ve kişisel haklara saygı gösterilmesinin öneminin altını çiziyoruz" ifadeleri de yer aldı.