İnsan Hakları Derneği'nde (İHD) basın açıklaması yapan avukatlar, Beşiktaş'taki terör saldırısının ardından gözaltına alınan HDP'lilere işkence yapıldığını iddia ederek, BM ve CTP'ye başvuracaklarını kaydetti.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, Halkların Demokratik Partisi (HDP) il ve ilçe yöneticilerine yönelik gerçekleştirilen gözaltı operasyonları kapsamında İstanbul’da en az 37 partili ile Beşiktaş’ta ki patlamaya ilişkin de 13 kişi gözaltına alındı.
Gözaltına alınanların götürüldüğü Vatan Caddesi'nde bulunan İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube’de işkenceye uğradıklarına dair başvurular üzerine avukatlar, İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Ezilenlerin Hukuk Bürosu (EHB), İHD İstanbul Şubesi, HDP ve çok sayıda sivil toplum örgütü açıklamaya katıldı.
ÖHP İstanbul Eş Sözcüsü Av. Sinan Zincir, “HDP’ye yönelik başlatılan gözaltı operasyonlarında gözaltına alınanların götürüldüğü karakollarda ciddi işkence vakaları ile karşılaştıklarını” iddia etti. ÇHD üyesi Av. Ebru Timtik de, işkencenin hiçbir ülkede ve hukukunda kabul görmediğini ve suç unsuru olarak görüldüğünü dile getirdi. Timtik, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nde yapılanların suç olduğunu savundu. Timtik, ÇHD’li avukatların müvekkili ile yaptığı görüşmeye değinerek, “Gözaltına alınanlar bir yerlere götürülüyor ve döndüklerinde yürüyemiyor hale getiriliyor. Birçok avukat arkadaşım buna tanıklık ediyor. 30 günlük süreç içerisinde bu işkencenin izlerini yok edemeyecekler. AİHM ve Avrupa’ya giderek bu sorun çözülmüyor. Haklarımızı kullanmayacağız değil ama bu yöntemlerle sorun çözülmüyor. Tek yol direnmektir ve faşizmi bu şekilde yeneceğiz” diye konuştu.
EHB üyesi Av. Gülhan Kaya da, müvekkili Filiz Çolak ile yaptığı görüşmeyi anlatarak, "Gözaltına alındığı andan itibaren kaba dayak işkencesine maruz kalıyor. Haseki Hastanesi'ne götürüldüğünde, orada polisler tarafından dövülüyor ve bir doktor müdahale ederek polisleri durduruyor. TEM'de döverek çıplak arama yapıyorlar. Bu arama erkek memur eşliğinde yapılıyor. Çıplak aramadan sonra bir polis ışıkları söndürüp, göğüslerine ve genital bölgeye tekme atıyor. Ayaklarına sürekli basıyorlar. Öyle ki sol ayağının üzerine basmakta zorlanıyordu. Sürekli tecavüz ile tehdit ediyorlar. Kendi özel avukatlarını istedikleri için bile dayağa maruz kalmışlar. İtirafçı olmaya zorlanıyorlar. Kişiler üzerine ifade verirlerse, polis, bırakacağını söylüyor. Müvekkilim iki saatte bir bulunduğu yerden alınıp götürülüp, bir saate yakın dövülmüş. Ayakta zor duruyordu, hareket etmekte zorlanıyordu” diye konuştu.
HDP PM üyesi Esen Güldemir de, “yöneticilerinin gözaltında işkenceye maruz kaldığını” öne sürerek, “Uğradıkları işkenceden kaynaklı arkadaşlarımızdan haber alamıyoruz. Parti çalışanlarımızın sağlığından endişe duyuyoruz, yetkililerden açıklama bekliyoruz” dedi.
İHD yöneticisi Av. Gülseren Yoleri de, “Duyduğumuz işkence iddiaları bizi endişeye sevk etti. Buna dair en son yaptığımız ziyaret Şırnak Cezaevi'ydi. Bir genç tutuklu işkenceden eli felç olmuştu. Yüzünde işkence izleri olmasına rağmen doktor tarafından sağlıklı olduğuna dair rapor verilmiş. Bu görüşme sonrasında Beytullah Akil isimli tutuklu işkenceyi protesto etmek amacıyla intihar etti” diye konuştu.
ÖHP üyesi İbrahim Bilmez tarafından yapılan ortak basın açıklamasında ise HDP binalarına yapılan polis baskınlarında binaların neredeyse kullanılmaz hale geldiğini, kurum çalışanlarının açık hedef haline getirildiğini söyledi. Bilmez, gözaltına alınan 37 siyasetçi hakkında sağlıklı bilgi alamadıklarını dile getirerek, “KHK’lar gerekçe gösterilerek müvekkillerimizle görüşmemiz engellenmekte, görüşme yasağına ilişkin karar dahi tarafımıza verilmeyerek tüm itiraz haklarımız gasp edilmektedir. 676 sayılı KHK 3’üncü maddesi gözaltına alınanların avukatla görüşmesi 24 saat süreyle ve 'hakim kararıyla sınırlandırılır' şeklinde düzenleme getirmiş olmasına rağmen, polis hiçbir hukuki yanı olmayan KHK’ları bile tanımayarak keyfi bir biçimde bu süreyi 5 gün olarak uygulamakta ve soruşturma savcısı da bu suça ortak olmaktadır” ifadesinde bulundu.
“Gözaltına alınan her insanın avukata, doktora ve ailesine erişim hakkının sağlanması gerekir” diyen Bilmez, şöyle devam etti: “Bunun sağlanmadığı hatta bilinçli engellendiği her durumda işkence şüphesi vardır. Günlerdir avukata erişiminin engellendiği müvekkillerimizden Filiz Çolak’ın ifade işlemine katılmak üzere dün İstanbul TEM şubeye gittiğimizde, gözaltındakilere sistematik olarak uygulanan bu işkenceyi gördük, öğrendik. Gözaltındaki kadınlar, çıplak arama, cinsel organı tekmeleme, tecavüz tehdidi gibi sayısız cinsel işkenceye maruz kalmış, gözaltındakiler sırayla sorgu odalarında dövülmüş, çığlıkların bütün gözaltındakilere duyurulması gibi sistematik işkence uygulanmıştır. Müvekkillerimizin sağlıkları kaygı verici durumdadır. Görüşmeye gittiğimiz müvekkilimiz ayakta durmakta dahi zorlanır hale getirilmiştir.” Bilmez, “İşkence vakalarının giderek arttığı böylesi bir süreçte ‘işkence insanlık suçu’ demek, insanlık onurunu korumak için mücadele etmek, vicdan sahibi her insanın temel ve öncelikli görevidir” diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizler halklarımızın savunmanları olarak İnsanlık onurunu savunmaktan ve işkenceye karşı mücadele etmekten asla geri durmayacağız. Buradan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne, müvekkillerimize uygulanan işkenceyi bir an önce durdurma ve müvekkillerimizle görüşmemizin önündeki engelleri kaldırma çağrısında bulunuyoruz. İstanbul emniyetinde 3 gündür gözaltındaki kişilere akıl almaz işkenceler yapılmaktadır. Öyle ki gözaltındakilerin işkence çığlıkları her yerden duyulur hale gelmiştir. İşkence yapan, işkenceye göz yuman tüm yetkililer hakkında bugün suç duyurusunda bulunacağız. Tüm demokratik kamuoyunu, insan hakları aktivistlerini işkence ve kötü muameleye karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.”
Açıklamanın ardından Zincir, işkence iddialarında dair İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile uluslararası alanda Birleşmiş Milletler, CPT gibi kurumlara başvuruda bulunacaklarını söyledi.
Eskişehir’de önceki gün HDP İl Eş Başkanları Işık Polat ve Ahmet Uluçelebi’nin de aralarında olduğu il yönetim kurulunun 9 üyesi gözaltına alındı. Bu gözaltı operasyonlarını protesto etmek için HDP Eskişehir İl Örgütü’nde basın açıklaması gerçekleştirdi.
İlçe Eşbaşkanlarından Emine Kaya, “Bir hukuk devleti olduğunu iddia eden bu devlet 247 yöneticimizi neden gözaltına aldığını bize açıklama gereği bile duymuyor. Son olarak dün Eskişehir’den alınan parti yöneticilerimize insanlık onuruna yakışmayacak şekilde çıplak arama ve fiziksel şiddet uyguladılar. Bizler ne darbeyi ne ohali kabul ediyoruz. Bizler barış, adalet ve özgürlük yolunda can vermiş yoldaşlarımızın yolunu takip etmeyi ve bu katliamlarda yitirdiğimiz sivillerin hesabını bu hükümetten sormayı boynumuzun borcu olarak görüyoruz. Gözaltı, tutuklama veya haksız hükümlerle özgürlüğü tek bir gün bile olsa gaspedilen her yoldaşımızın hakkını alana dek mücadele edeceğiz. Bu katliamlar, baskılar, tutuklamalar zerre kadar bizi korkutmuyor korkutmayacak da. Bütün umudumuz ve cesaretimizle dimdik ayaktayız içerdekiler de dışarıdakiler de” ifadelerini kullandı.