Greenpeace Akdeniz’in “Türkiye’deki Deniz Canlılarında Mikroplastik Kirliliği” raporuna göre Türkiye’de incelenen balıkların yüzde 44’ünün midesinde mikroplastik bulundu. Balıkların midesinden çıkan mikroplastiklerin çoğu tek kullanımlık plastiklerden oluşuyor.
Greenpeace Akdeniz, “Tek Kullanımlık Plastikler Yasaklasın” projesi kapsamında deniz canlılarındaki plastik kirliliğine dikkat çekmek için Marmara, Ege ve Akdeniz’den toplanan, barbun, istavrit, kefal, mırmır, tekir ve kırmızı karides türlerinin mide ve sindirim sistemleri inceledi.
İstanbul'da incelenen kefalin midesinden çıkan mikroplastikler
Bunun yanında, çoğunluğu Ege ve Marmara Denizi’nden tedarik edilmiş midyelerden üretilen ve Adana, Ankara, Bodrum, İstanbul ile İzmir’de satılan midye dolmaların içerisindeki mikroplastik miktarları da incelendi.
“Türkiye’deki Deniz Canlılarında Mikroplastik Kirliliği” rapor kapsamında 243 adet balık, 32 adet karides ve 317 adet midye dolma analiz edildi. İncelenen balıkların yüzde 44’ünde, kırmızı karidesin yüzde 18’inde ve midye dolmaların yüzde 91’inde mikroplastik bulundu.
Adana'da incelenen midyenin midesinden çıkan mikroplastikler
Raporda yer alan bulgular şöyle:
Greenpeace Akdeniz Plastik Proje Sorumlusu Nihan Temiz Ataş şöyle konuştu:
“Türkiye’deki deniz canlılarındaki plastik kirliliği araştırması, plastik kirliliğin deniz canlıları ve insan sağlığı için ne derece endişe verici olduğunu ortaya koyuyor. Daha da vahimi, bu mikroplastiklerin çoğunluğunun tek kullanımlık plastiklerin üretiminde kullanılan polimer tipteki plastikler olması. Bu sorunun tek bir çözümü var, tüketim kültürümüzü değiştirmek. Plastiği yok edemiyoruz, kullanıp uzağa atmanın bir çözüm olmadığı ve artık plastiğin tabaklarımızda olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız. Atılacak ilk adım, alternatifi olan ve AB’de de yasaklanan tek kullanımlık ürünlerin Türkiye’de de yasaklanması olmalı. Üç tarafı plastikle değil denizlerle çevrili bir Türkiye için bunu yapmalıyız.”
Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Doç. Dr. Sedat Gündoğdu şöyle konuştu:
“Mikroplastikler günlük hayatta kullandığımız plastik ürünlerin zamanla çeşitli faktörler aracılığıyla parçalanması sonucu oluşan 5 milimetreden küçük plastiklere deniyor. Canlılar tarafından yanlışlıkla yenilebiliyor. Özellikle balıklar ve kuşlar bu plastikleri yemek suretiyle, boğulup ölebiliyor. Hatta bazı mikroplastik partiküller balıkların sindirim kanalını tıkayabiliyor. Mikroplastiklerin belli boyuttan küçük olanları canlı vücudunun daha derinlerine kadar taşınıp bu organlarda birikebiliyor. Bu canlıları insanlar tükettiğinde bu mikroplastiklerin insana transferi de söz konusu olabiliyor. Bunun da çok ciddi sağlık problemleri yaratma riski mevcut. Bu çalışmada elde edilen sonuçlardan özellikle barbun ve kefal balığında tespit edilen plastikler daha önce dünyanın farklı bölgelerinde benzer türler üzerine yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçlardan daha yüksek. Adeta plastik bir kapanda gibiyiz. Bu konuda acil önlemler alınması gerekiyor.”