Greenpeace üyesi Gizem Akhan iki ay sonra kefaletle serbest bırakıldı

Kuzey Buz Denizi'nde 30 Eylül'de Rusya'nın petrol platformunu  protesto ederken gözaltına alınan Greenpeace üyelerinden Gizem Akhan, bugün çıkarıldığı duruşmada serbest bırakıldı.

"Arctic 30" adı verilen Greenpeace grubu üyesi Gizem Akhan, Kuzey Buz Denizi'nde Rusya'nın petrol arama projesini protesto ettiği eylem nedeniyle gözaltına alındıktan yaklaşık 2 ay sonra kefaletle serbest bırakıldı.

Rusya, Gizem ve diğer "Arctic 30" grubu üyelerini 'açık deniz korsanlığı' ve  'holiganlıkla' suçlamış, üyelerin birçoğu bu hafta düzenlenen duruşmalarda serbest bırakılmıştı.

Gizem Akhan, açık deniz korsanlığı suçundan beraat ederken, holiganlık suçlaması kaldırılmadığı için Rusya'yı terk edemeyecek ama hapishaneden salıverilecek.

St. Petersburg'daki mahkeme, bugünkü duruşmalar öncesinde 24 Kasım'da tutukluluk süresi sona erecek 30 Greenpeace üyesinden 16'sının kefaletle serbest bırakılması kararı vermişti.

Gizem Akhan'ın bugün gerçekleştirilen duruşmasında, yine aynı karar çıktı. Türkiye başta olmak üzere birçok ülkede Greenpeace üyelerinin serbest bırakılması için protesto gösterileri düzenlenmişti. CHP, Gizem Akhan'ın duruşmasını takip etmek için Rusya'ya heyet göndermişti.

Mahkeme, serbest bıraktığı her üye için 61 bin dolar kefalet ücreti belirlemişti. Gizem Akhan için de aynı bedel belirlendi. Greenpeace, kefalet ücretlerinin bir kısmının ödendiğini ve serbest kalan üyeler için otelde yer ayırtıldığını belirtmişti.

Neden tutuklandı?

"Arctic 30" grubu, 30 Eylül tarihinde Rusya'nın kıyı açıklarında faaliyete geçecek ilk petrol arama platformunu protesto etmek için Kuzey Buz Denizi'nde eylem düzenlemişti.

Rusya, 28 aktivist ve 2 gazeteciden oluşan grubu 'holiganlık' ve 'açık deniz korsanlığı' suçlamasıyla gözaltına almış ve aktivistler mahkemeye çıkarılmak üzere tutuklanmışlardı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, tutuklanan aktivislter hakkında, 'neler yaşandığını tam olarak bilmediğini ama platforma çıkmaya çalışan aktivistler nedeniyle güvenlik riski doğduğunu' belirterek kararı savunmuştu.