Greenpeace, Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamak için kömür ve nükleere ihtiyacı olmadığını ortaya koyan yeni Enerji [D]evrimi raporunu açıkladı. Raporu hazırlayan Greenpeace Uluslararası Enerji [D]evrimi Kampanyası Sorumlusu Dr. Sven Teske ve Greenpeace Akdeniz Sürdürülebilir Finans Kampanyası Sorumlusu İbrahim Çiftçi, bugün saat 10.00-12.00 arası İstanbul Salt Galata`da bir grup gazeteciye raporun tanıtımını gerçekleştirdi. Avrupa Birliği Yenilenebilir Enerji Konseyi ve Greenpeace`in ortaklaşa hazırladığı ve Kemal Derviş’in önsözü ile sunulan rapor, Türkiye`nin 2025 yılına kadar yenilenebilir enerji üretimini iki katına çıkarabileceği bir yol haritası sunuyor.
Rapora göre, Türkiye’nin büyüyen ekonomisinden dolayı enerji talebinin % 35 oranında artması öngörülüyor ve bu talep bir tane bile yeni kömürlü termik veya nükleer santrale ihtiyaç duyulmadan karşılanabiliyor.
Enerjigunlugu.net’ten Sabiha Kötek’in haberine göre, Greenpeace’in Enerji [D]evrimi senaryosu benimsenirse 2023’te Türkiye’nin elektrik üretim maliyeti şu anki plandan daha ucuz olacak. Bu senaryoya gre Türkiye gelecek on yılda yenilenebilir enerji üretimini iki katına, yani % 51 oranına yükseltebilir.
Greenpeace’in geçtiğimiz yıllarda Avrupa Birliği, Almanya, Çin ve Amerika için hazırladığı Enerji [D]evrimi senaryosu, son 10 yılda yenilenebilir enerjilerin gelişimini analiz etmek konusunda EIA ve Dünya Bankası’ndan daha gerçekçi projeksiyonlar kaydetti. Bu kez Türkiye için hazırlanan rapor, şu an izlenen yolu referans senaryosu olarak ele alıyor ve Enerji [D]evrimi senaryosu olarak nitelendirilen önerileri aynı ekonomik etmenler, aynı GSYİH ve nüfus artış öngüleri çerçevesinde karşılaştırıyor.
Türkiye’nin dünya çapında hızlanan yenilenebilir enerji yatırım akımına katılmak için zamanının az kaldığını vurgulayan Greenpeace Uluslararası Enerji [D]evrimi Kampanyası Sorumlusu Dr. Sven Teske, “Raporda 2013 hedefi ve 2050’ye giden yolda şu anda izlenilen yol ile Türkiye’nin gelişen dünyada liderlik edebilmek için izleyebileceği yol, maliyetler, yatırım tutarları, istihdam olanakları gibi çeşitli ekonomik göstergeler baz alınarak karşılaştırılıyor. Enerji [D]evrimi senaryosu izlenirse, referans senaryoya göre, 40 binden fazla yeni iş imkanı sağlanabilir. Kömürlü termik ve nükleer santrallerin yakıtları çoğunlukla yurtdışından gelirken, yenilenebilir enerji santralleri enerji bağımsızlığı sağlıyor. Türkiye, kirli ve tehlikeli enerji yatırımlarından vaz geçerek, temiz, daha güvenli ve bağımsız bir yol izleyebilir” dedi.
Türkiye’nin ekonomik gelişimi için öngörülerin fazla iyimser olduğunu belirten Dr. Sven Teske, dolayısıyla enerji ihtiyacının da öngörülenden daha az olacağını ifade etti.
Teske, fosil yakıtların bedelleri artarken yenilenebilir enerji bedellerinin azaldığını kaydederek, Dünya genelinde en ucuz elektrik üretim kaynağının rüzgar olduğunu, nükleerin ise en pahalı teknoloji olduğunu ve rüzgara göre beş altı kat daha pahalı olduğunu söyledi.
Hidroelektrik santrallere karşı olmadıklarını ama sürdürülebilirlikleriyle ilgili kaygıları olduğunu kaydeden Teske, “ Çevresel endişelerrimizi gideremeyecek projeler var.” dedi.
Yenilenebilir enerjilerin hem istihdam yarattığını hem de maliyet düşürdüğünü vurgulayan Greenpeace Akdeniz Finans Kampanyaları Sorumlusu İbrahim Çiftçi, “Türkiye’nin, kömürlü termik santrallere ve tehlikeli nükleer enerjiye ihtiyacı olmadığını bu rapor ile ispatlıyoruz. 2050 yılında öngörülen enerji talebini kayıpsız karşılayacak, enerji bağımsızlığını teşvik eden, yatırımcılara çevreyi kirletmeyen, sağlık sorunları yaratmayan ve tehlike arz etmeyen temiz seçenekler sunan yeni bir yol planı hazırladık. Yenilenebilir enerji bilim kurgu değil, Çin’de Almanya’da, Amerika’da, İskandinavya’da ve Japonya’da şu anda Türkiye’de uygulanılabilir modeller bulunuyor. Yenilenebilir enerji, Türkiye’nin büyüyen ekonomisinin enerji ihtiyaçlarını karşılamak için en doğru teknolojidir” dedi.
Dünyada yenilenebilir enerjiye bir geçiş olduğunu ve yenilenebilir enerji maliyetlerinin de son on yılda bir düşüş seyrinde olduğunu belirten Çiftçi, Türkiye’nin de bir yol ayrımında olduğunu ve bu yeni pazarda lider mi olacağına yoksa takipçi mi olacağına karar vereceğini ifade etti.