Gripin ve Twenty7’in, New York, Washington DC, Boston, San Diego, Los Angeles ve Oakland’ı kapsayan konser turu ilgi görüyor.
Gripin, ABD’deki ilk müzik turnesine 1 Aralık’ta New York’ta Twenty7 ile birlikte başladı. Turne 8 Aralık’ta Oakland’da sona erecek. Bu konser turunun gizli kahramanı ise Derya Ayşe Gürbüz.
Dün San Diego’da The Griffin’de sahne aldılar. Konser öncesi Gripin üyeleri ile kısa da olsa görüşme şansım oldu.
İlk olarak, ABD’de konser turu yapma fikrinin nasıl doğduğunu sordum…
İlker Baliç yanıtladı: ABD’de konser vermek hep istediğimiz bir şeydi. Tek bir konser olarak düşünürken tur fikri gündeme geldi, ben çeşitli mekanlarla iletişime geçtim. Derya Gürbüz ile tanışmamız sonrası altı farklı şehirden oluşan bu turu oluşturduk.
Şu ana kadar ilgi nasıl?
S. Birol Namoğlu: Gösterilen ilgi bizi mutlu etti. Konser esnasında zaman zaman ABD’de olduğumuzu unuttuk diyebilirim.
Serdar İlhan’dan sizin ile birlikte Mor ve Ötesi , Manga, New York Gypsy All Stars’ın mart ayında ABD’nin iddialı festivali SXSW'e katılacağınızı duydum…
İlker Baliç: Evet, doğru. Festival öncesi NY, Chicago, Boston ve Houston'da birer konser verme ihtimalimiz de var.
Bir söyleşide İngilizce albüm yapacağınızı söylemiştiniz. Hazır buradayken birkaç isimle bağlantı kurma şansınız oldu mu?
Murat Başdoğan: Aslında bugün buraya gelmeden önce şans eseri bir isimle tanıştık. “LA öyle bir yer ki birine çarpsanız ya müzisyen ya yönetmen çıkıyor” derlerdi, doğruymuş. Bugün iletişimde olmak istediğimiz bir isim ile karşılaştık. Albümümüzü verdik, iletişim bilgilerimizi paylaştık. Bakalım.
ABD’ye gelip albüm çıkaran ama bir şekilde istediği sonucu alamayan çok isim var. Bu durum sizi nasıl etkiliyor?
S. Birol Namoğlu: Biz burada tutunmak için bir çaba içerisinde değiliz. İkinci albümde bir şarkımız var “İçimizde büyümesin” diye, işte o mantıkla yola çıkıyoruz genelde. Olursa olur, olmaz ise de, “güzel bir tecrübeydi” deriz.
Konser dışında, bulunduğunuz şehirlerde gezme şansınız oldu mu?
Arda İnceoğlu: Batı sahilini çok görme şansımız olmadı, ama konser sonrası dört gün kadar New York’ta olacağız. Çok maceralı bir tur oluyor ve keyfimiz yerinde.
Konser öncesi Twenty7’in baş gitaristi ve vokalisti Okan Sarlı, gitaristi Murat Arıkan ve baterist David McCullough ile de konuştum.
Gripin üyeleri ile daha önce tanışıp tanışmadıklarını merak ettim ve sordum: “Kısa sürede baya şehirde bulundunuz. Nasıl geçiyor konserler?”
Okan Sarlı: Gripin üyeleri ile bu konser turu vesilesi ile tanıştık. Birlikte çalışmak çok güzel. Koşturma müthiş. Bu konser turu esnasında zamanla yarıştık açıkçası. Tabii bu koşturma içerisinde başımıza komik şeyler de geldi.
Normal benzinle çalışan bir arabaya dizel koyduk mesela. Konsere yetişmemiz gereken bir zamanda arabamız bozuldu, kısa sürede çözüm bulsak da yıllar sonra baya güleceğimiz anlar yaşadık. Özetle çok iyi anlaştık, bu turun devamı olur diye düşünüyorum.
Belki birlikte Türkiye’de de bir konser turu ile karşımıza çıkarsınız.
Okan Sarlı: Neden olmasın? Her yıl yaz aylarında Türkiye’ye gitmeye çalışıyoruz. Şu an kayıttayız, yeni bir albüm geliyor. Üç şarkı hazır.
Buradaki koşullar müzik üretebilmeniz için daha elverişli diyebilir miyiz?
Murat Arıkan: Zaten çok büyük ve tanınmış müzik dünyasını içinde barındıran Los Angeles, bizim gibi değişik kültürler çerçevesinde sanatla uğraşan birçok kişi ve gruba ev sahipliği yapıyor evet yalnız Türkiye’ye gidip kendimizi daha sık göstermek istiyoruz. Sektör her yerde zor ama burada olmanın avantajlarını Türkiye’de hissediyoruz. Orada dikkat çekmek daha kolay. Müzik sektörü açısından burası daha büyük ve karışık. Türkiye’de formülü bilmek lazım sanırım. Müzikten zerre kadar anlamayan insanlar kaset çıkarabiliyor mesela.
Son olarak, David McCullough’a siz kimleri dinliyorsunuz? diye sordum...
“Twenty7 dinliyoruz, yeni yeni Gripin’i de dinlemeye başladık” diye yanıtlayıp güldü. “Papatya”nın favori şarkısı olduğunu öğrendim. İstanbul ve Foça’da çaldıkları dönem iki hafta Türkiye’de kalan McCullough, Türkiye’ye dair ne sorsam Türkçe “çok güzel” diye yanıt verdi.