Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, kent içindeki baz istasyonlarının uzun zaman diliminde insan sağlığına zarar vereceğini, insanların psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yarattığını belirterek, kent dışına çıkartılması gerektiğine hükmetti. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, baz istasyonlarının ‘yerleşim yerlerinde kalması’ ve ‘şehir dışana çıkarılması’ gibi bir seçenek olmadığını belirtti. Acarer, baz istasyonlarının yerleşim yerlerinin dışına çıkarılması neticesinde haberleşmenin duracağını, bunun da ‘haberleşme hakkı’ tartışmalarını beraberinde getireceğine dikkat çekti.
Milliyet'in haberine göre, oturduğu apartmanın önündeki elektrik direğine baz istasyonu takılan Bedirhan Atasoy, istasyonun radyasyon yaydığının uzmanlarca belirtildiğini, kızının lenf kanseri hastası olduğunu, bu durumun aile açısından yıkıma yol açtığını, istasyonun faaliyetine devam ediyor olmasının aile bireylerinin sağlığı için endişeye neden olduğunu belirterek, 2009’da istasyonun kaldırılması istemiyle dava açtı.
Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, davacının ve aile bireylerinin, baz istasyonu ile karşı karşıya kalmasının psikolojilerini olumsuz etkileyeceğinin doğal bir sonuç olduğunu vurguladı. İstasyonun kaldırılması gerektiğine yönelik kararda, kızları lenf kanseri olan ailenin sürekli bir endişe içerisinde, baz istasyonuyla karşı karşıya yaşamak zorunda bırakıldığı vurgulandı.
Haberleşme hakkının bireyin konutunda huzurlu ve sağlıklı yaşama hakkından üstün tutulamayacağı kaydedilen gerekçede, ailenin tedirgin olduklarının gözlendiği, bu nedenle istasyonun başka bir yere yerleştirilmesinin uygun olacağı kaydedildi.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını onadı. Daire, yönetmeliğe uygun olarak kurulup işletilse dahi baz istasyonlarının ”uzun zaman diliminde insan sağlığında zarara neden olacağına” ve ”para ile ölçülebilen bir zarar olmasa da insanların psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yarattığı” gerekçesiyle baz istasyonlarının yerleşim yerlerinden uzaklaştırılmasına karar verdi.
Davalı GSM şirketinin karar düzeltme talebinde bulunması üzerine dosyayı yeniden görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi bu kez yerel mahkemenin kararını bozdu.
Bozma gerekçesinde ise baz istasyonunun şehir dışına çıkarılması halinde sinyallerin abonenin cep telefonuna ulaşması için çok yüksek elektromanyetik dalga oluşturması gerekeceği vurgulandı. Daha fazla güç kullanılacağından daha çok insanın daha fazla elektromanyetik alana maruz kalacağı bildirilen gerekçede, “Davacının baz istasyonunun sağlığına zarar verdiğini ve yönetmelikte belirtilen limit değerlere uygun bulunmadığını ispatlaması gerekir. Soyut, ’uzun vadede zarar verir’, ’baz istasyonu yakın mesafede’, ’görünce moralim bozuluyor’ gibi nedenlerle baz istasyonunun sökülmesine karar verilmesi hukuka ve yasalara uygun değildir” denildi.
Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ise ilk kararında direndi. Dosya, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na geldi. Genel Kurul, oy çokluğuyla yerel mahkemeyi haklı buldu. Karara göre; evinin çok yakınında baz istasyonu bulunanlar, yargı kararını emsal göstererek, ilgili şirketten istasyonun kaldırılmasını isteyebilecek. GSM şirketi, buna rağmen kaldırmazsa, emsal niteliğindeki karar dayanak gösterilerek, dava açılabilecek. Karar uyarınca, GSM şirketlerinin, talepte bulunulması halinde istasyonu kent merkezlerinin dışına çıkartması gerekiyor. Aksi takdirde talep edenlerin dava açma hakkı bulunuyor.
1979 doğumlu, Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü mezunu Bemay Deniz Atasoy 1996’da lise birinci sınıfta okurken, lenf kanserine yakalandı. 1996’dan bu yana, 6 kez kemoterapi gören, ışın tedavisi uygulanan, kök hücre nakli yapılan Atasoy’a 4 ayrı kez kanser teşhisi konuldu. Son teşhisin ardından hastalığı bir kez daha yendiği söylenen Atasoy, babası Bedirhan Aksoy’un anlatımına göre, son tedavi sürecinde, evinin karşısına dikilen baz istasyonu nedeniyle büyük moral bozukluğu ve endişe yaşadı. Bemay Deniz Atasoy, “Kararın herkes için emsal oluşturmasını istiyorum” diye konuştu.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, baz istasyonlarının ‘yerleşim yerlerinde kalması’ ve ‘şehir dışana çıkarılması’ gibi bir seçenek olmadığını belirtti. Acarer, ikinci olasılığın gerçekleşmesi halinde iletişim altyapısının kullanılamayacağını söyledi. Tayfun Acarer, baz istasyonlarının yerleşim yerlerinin dışına çıkarılması neticesinde haberleşmenin duracağını, bunun da ‘haberleşme hakkı’ tartışmalarını beraberinde getireceğine dikkat çekti. BTK’dan alınan bilgilere göre baz istasyonları teknik özellikleri gereği düşük çıkış güçlerinde ve hücresel yapıda çalışıyor. Bu nedenle şehir dışlarına taşınmaları teknik olarak mümkün değil.