Guardian'da Patrick Wintour imzasında yayımlanan bir analizde Putin'in bölgede "büyük uzlaştırıcı" rolünü oynamayı zor bulabileceği yorumu yapıldı.
Yazar, bir yıl öncesinde Rusya'nın Ankara Büyükelçisi'nin öldürülmesinin, Türkiye'nin Kasım 2015'te bir Rus uçağını düşürmesini takip ettiği takdirde, Türk-Rus ilişkilerinde büyük bir kopuş yaratacağını belirtiyor. Wintour Ruslar'ın büyük bir diplomatik hareketliliğe girişmediğini, bunun yerine iki ülkenin birbirleriyle yeni bir kucaklaşmaya doğru çekildiğini ve Türkiye'nin Batı'dan daha da uzaklaştığını vurguluyor.
Erdoğan'ın ilk kez Karlov'un katilinin, "Amerika'da yaşayan ve Temmuz'daki başarısız darbe girişiminin lideri olduğu iddia edilen din adamı Fethullah Gülen'in" takipçisi olduğunu söylediğine dikkat çeken yazar, Erdoğan'ın taraftarlarının CIA'in Karlov cinayetinde rol oynamış olabileceğinden bahsettiğini söylüyor. Patrick Wintour şöyle devam ediyor;
"Rusya'nın itidalli davranmasının nedeni basit. Vladimir Putin, Halep'in düşmesinden sonra bir güç oyununun ortasında ve ne kadar trajik olursa olsun, bir diplomatın ölümü onu yolundan çevirmeyecek. Durumu, ABD'nin cihatçıları Suriye muhalefetinden ayrıma vaadini yerine getirmemesi olarak gören ve öfkelenen Putin, şimdi Türkiye ve İran'la kendi Suriye barışı yol haritasını planlıyor. Askeri zaferini, diplomatik bir zaferle taçlandırmak istiyor. Türkiye, Rusya ve İran Dışişleri Bakanları'yla Moskova'da yapılan toplantı ve yayımlanan bildirge, Suriye Savaşı'nın Rusya'nın koşullarıyla bitmesindeki ilk aşama. En azından bu aşamada, Körfez ülkeleri, ABD ve AB süreçten dışlandı. Hatta Moskova 'Neredeyse her düzeyde ABD'yle diyalog donduruldu. Birbirimizle iletişim kurmuyoruz. Kurarsak da minimal düzeyde' dedi."
Ancak yazar, Putin'in diplomatik başarı kazanmasının, cephedeki başarıdan daha zor olabileceğini söylüyor. "Her şeyin ötesinde son beş yılda Suriye muhalefetinin en sadık destekçisi olan Türkiye'nin yardımına güveniyor" diyen yazar, "enerji işbirliği dışında Putin'in Erdoğan'a önerebileceği en iyi anlaşmanın, Türkiye'nin güney sınırındaki Suriyeli Kürtler'in güçlendirilmemesi" olduğunu belirtiyor.
Wintour şöyle devam ediyor;
"Türkiye'nin kendisi içeride bölünmüş halde. Erdoğan'ın çevresinde, yıllar süren geri çevrilme ve milyonlarca Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapmasına minnettarlık duymamasından sonra AB'yle ilişkilerin kesilmesini isteyen güçlü bir Avrasyacı grup var. Diğerleriyse ekonomik çağdaşlaşma için tek uygun yolun Avrupa olduğunu söylüyor. Moskova'da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu açıkça, sadece IŞİD ve Nusra Cephesi gibi terör örgütlerinin değil, Suriye hükümeti saflarında savaşan Lübnan Hizbullahı'nın da ateşkesten dışlanması gerektiğini söyledi. Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ise Hizbullah'ın Rusya gibi Suriye hükümetinin daveti üzerin orada olduğunu ima etti. Tahran'ın topları Halep'teki aşağılanmaya yardım ettiğinden bu yana Erdoğan'ın partisindeki İran karşıtı duygu kasırga gibi. Büyük ihtimalle stratejisini henüz kendisi de bilmediğinden Putin, girişiminin BM barış süreciyle çatışmadığını, aksine tamamladığını söyledi. Ancak hamlesi BM'de rahatsızlık yarattı. BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Cenevre'de 8 Şubat'ta rakip barış görüşmeleri yapılacağını açıkladı. Putin büyük engelleyici rolünün, büyük uzlaştırıcılıktan çok daha kolay olduğunu daha yeni öğrenmeye başlayabilir"