Çeviri: Derin Koçer*
24 Haziran seçimlerine bir haftadan az zaman kaldı. Dış basın, Türkiye’deki seçimlerle yakından ilgileniyor. Cumhurbaşkanı adaylarına dair yazı ve haberler yabancı gazetelerde kendilerine geniş yer buluyor.
Bunun son örneği, Guardian’da çıkan bir portre yazısıydı. Saadet Partisi'nin cumhurbaşkanı adayı, Genel Başkan Temel Karamollaoğlu, İngiliz Guardian gazetesinden Kareem Shaheen ve Gökçe Saraçoğlu’na konuştu. Yaptıkları mülakatın ardından gazeteciler, Karamollaoğlu’nu konu eden kapsamlı bir makale yayınladılar.
Shaheen, SP’nin on yıl önce kurulması imkansız gözüken bir ittifakın içinde yer aldığını vurguluyor. Ana seküler muhalif bloğun lideri ve Türkiye’nin kurucu -seküler- değerlerinin savunucusu CHP ile İslamcı-muhafazakâr SP’nin, Erdoğan’a karşı beraber hareket ettiklerine dikkat çekiyor.
Böylece, Erdoğan’ın eski ideolojik ortakları olan İslamcıların da Erdoğan’ı zayıflatmak için çalışmaya başladıklarının da altını çiziyor.
Guardian muhabiri, İslamcılar ile sekülerlerin ‘dost’tan epey uzak olduklarını da söylüyor ve ekliyor: ‘’Aralarındaki ideolojik farklara rağmen, Cumhurbaşkanı ve partisine karşı bir araya geldiler.’’
Bu noktada Karamollaoğlu’nun da ittifaktaki iki tarafın ekonomide, dış politikada ve yönetimde anlayışlarının aynı olmadığını söylediğini aktarıyor: ‘’Ancak, yönetimle yargıyı ayırmak, bazın özgürlüğü, OHAL’i kaldırmak gibi bazı prensiplerde anlaştık.’’
AKP’nin kurucu kadrosunun, SP’nin eski lideri Necmettin Erbakan’ın siyasi hareketinden, ‘ilerici/reformist’ oldukları iddiasıyla ayrıldıklarını ve AKP’yi kurduklarını hatırlatıyor. ‘’2002’den beri de ülkeyi yönetiyorlar.’’
Ancak bugün, Erdoğan’ın yönetime yaklaşımının ülkeyi kutuplaştırdığını vurguluyor Karamollaoğlu. Erdoğan’ın, hukukun korunmasına büyük ölçüde saygısızlık yaptığını ekliyor.
Karamollaoğlu’nun ‘Erdoğan’ın iktidar gücünü zayıflatmak istiyorum’ dediğini aktarıyor Shaheen.
SP lideri, AKP iktidarının sallantıda olduğuna işaret ediyor ve bunun sebebini ‘Erdoğan’ın başarısızlıkları’ olarak tanımlıyor. Bu başarısızlıkların içine yüksek işsizlik oranını, geniş cari açığı, kaotik dış politikayı, 2016’dan beri devam eden olağanüstü hâli ve Avrupa Birliği müzakerelerinin durmasını katıyor.
Karamollaoğlu, ‘özel konum’ anlaşmasıyla beraber AB’ye girme uğraşına son vermek istediğini söylüyor. Ayrıca, Erdoğan dönemiyle sallanmaya başlanan ABD ile stratejik ortaklığı da bitirmeyi arzuladığının altını çiziyor.
SP lideri, partisinin Türkiye için vizyonunun Birleşik Krallığın sekülerizmine benzer, din ve devletin bir arada barış içinde varolduğu, kendine yeten ekonominin sağlandığı, diyalog ve diplomasiye dayanan dış politikayla, Müslüman ülkelerle yakın ilişkilerden geçtiğini söylüyor.
Shaheen, SP’nin yıllardır AKP’ye oy veren muhafazakar Kürtlerden oy beklediğinin altını çiziyor. Erdoğan’ın milliyetçilerle kurduğu ittifakın ve Türkiye’nin Kürt militanlara yönelik operasyonlarının da bu oy kaymasını tetikleyebileceğini söylüyor.
Bu noktada gazeteci, geçmiş yıllarda türban yasaklarının kalkması için Erdoğan ile hareket eden Hüda Kaya’nın sözlerine yer veriyor: "Biz umudumuzu bunun gerçek olmasında tuttuk… Ancak verilen bütün hak, özgürlük, eşitlik sözleri; Kürt toplumunun bugün bulunduğu noktaya oldukça uzak."
*Guardian'da yayınlanan Kareem Shaheen ve Gökçe Saraçoğlu imzalı makalenin İngilizce orijinalini buradan okuyabilirsiniz.