-Gül: "Esas olan halktır" ANKARA (A.A) - 28.08.2011 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye'de yaşanan olayların son bulması için Şam yönetimine ''Artık bizden günah gitti'' dercesine açık ve dürüst mesaj ilettiklerini belirterek, ''Açıkçası her şeyin çok az ve çok geç olduğu bir safhaya geldiğini görüyorum. Bizim güvenimiz kaybolmuş vaziyette'' dedi. Gül, İstanbul Tarabya'daki Huber Köşkü'nde Anadolu Ajansına verdiği özel röportajda, Türk dış politikasında son dönemde önemli yer tutan Suriye ve Libya'daki gelişmeleri değerlendirdi. Konu ile ilgili yöneltilen soru ve yanıtlar şöyle: SORU: Geçen hafta Libya ve Suriye'de de önemli gelişmeler oldu. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'a ''çekil'' çağrıları artmaya başladı, Libya'da Muammer Kaddafi yönetimi düştü. Bu konularla ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir? CEVAP: Doğrusu son yıllarda en çok siyasi yatırımımızı Suriye'ye yaptık, bu açık bir şey. Çünkü 'Suriye'nin dönüşümüne yardımcı olabilir miyiz, katkı sağlayabilir miyiz' diye gayet iyi niyetli olarak bunu yaptık. Yoksa sınırlarımız bellidir. Suriye, bizim komşumuzdur. Onların güçlü, mutlu olması için yaptık ve şuna biz inandık; artık bugünkü dünyada otoriter yönetimlere, tek parti iktidarlarına, kapalı rejimlere yer yoktur. Bunlar, ya zorla değişeceklerdir yahut devletleri yönetenler, inisiyatif alarak yöneteceklerdir. Biz Türkiye olarak, bu konuda çok çalıştık. Sayın bakanlar, Sayın Başbakan, ben, kamuoyunun bildiği veya bilmediği çok katkılar sağladık. Düşüncelerimizi çok açık bir şekilde paylaştık ve en sonunda Dışişleri Bakanımız Suriye'ye gittiğinde, mesajlarımızı, 'artık günah bizden gitti' dercesine gayet açık ve dürüst bir şekilde bir kez daha paylaştık. Şunu herkesin bilmesi gerekir ki; biz, tabii ki Suriye halkının yanındayız, halkların yanındayız. Esas olan halktır. -Günlük istihbarat raporu- SORU: Esad'ın, ''Biz tabii ki tavsiyeleri dinleriz ama yapacağımızı biliriz'' babında bir değerlendirmesi oldu. Diyalog kanallarının açık olduğu izlenimi de alıyoruz. Kendisiyle ya da yönetimle hala bir temas var mı? CEVAP: Biz tabii ki takip ediyoruz, günlük takip ediyoruz. Dün (perşembe günü) 17 kişi öldü. Bana günlük istihbarat raporları geliyor. Suriye ile ilgili sayfalarca hangi ilde ne oluyor, hangi kazada ne oluyor, nerede ne nümayiş (gösteri) oluyor, nerede nasıl güvenlik güçleri insanların üzerine ateş açıyor, kaç kişi ölüyor, kaç kişi yaralanıyor, çok detaylı istihbarat raporları geliyor. Olaylar başladığından beri takip ediyoruz çünkü komşumuzda oluyor. Biz, gerçekten çok üzüntü duyuyoruz. Olayların 'bitti' denildiği yerde işte 17 kişi yine ölmüş vaziyette. Bugün kaç kişi olacak? Açıkçası her şeyin çok az ve çok geç olduğu bir safhaya geldiğini görüyorum. Bizim güvenimiz kaybolmuş vaziyette. Bunu söylemek isterim: Suriye halkının huzuru, mutluluğu, iyiliği bizim için çok önemli. -Libya- Libya ile ilgili de aynı şeyleri söyleyebilirim. Libya'da olup bitenleri de demin söylediğim şekilde takip ediyoruz. Libya'daki rejimin devam etmesi mümkün değildi zaten. Akdeniz'e 2 bin kilometre kıyısı olan, dünyanın en zengin petrolüne sahip olan nüfusu küçük bir ülke, iyi bir yönetim altında dünyanın en müreffeh ülkesi olurdu ama otoriter bir kişinin, tek başına uzun yıllar yönetiminde, Libya'nın bu kadar uzun süre devam etmesi zaten akıl almaz bir şeydi. Nasıl bu kadar uzun süre devam etti, bunu anlamak mümkün değildi. Dolayısıyla onun da sonu gelmiştir. Ümit ederiz ki; yeni Libya kurulurken herhangi bir iç çekişme, enerjilerini boşa harcama durumu söz konusu olmasın. Onun için Türkiye, çok aktif bir şekilde öncülük yapmak istiyor biliyorsunuz. Ulusal Geçiş Konseyi'nin Başkanı Türkiye'yi ziyaret etti. Ben kabul ettim, Başbakan kabul etti, Dışişleri Bakanımız birkaç gün önce Bingazi'de idi. Libyalı kardeşlerimize en büyük yardımları yapıyoruz, onlara ülkelerini siyasi ve maddi açıdan yeniden imar etmeleri için her türlü yardımı yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.