Gül: AYM'nin 17 üyesinden 11'ini ben atadım, kararlar sevindirici

Gül: AYM'nin 17 üyesinden 11'ini ben atadım, kararlar sevindirici

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, son dönemde Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda verdiği kararlarla dikkatleri üzerine çeken Anayasa Mahkemesi'ne ilişkin, "Anayasa Mahkememizin mevcut 17 üyesinden 11’ini ben atadım. Önemli kararların oybirliği ile çıkması çok sevindirici" dedi.

AYM’nin talihsiz “367 kararı”nın siyasi ve ideolojik olduğunu hatırlatan Gül, "Atama makamı ne olursa olsun adalet görevlilerinin sadece hukuka ve vicdana göre hareket etmeleri gerektiğini" vurguladı.

Hürriyet yazarı Taha Akyol'un, Cumhurbaşkanı Gül'ün görüşlerini "Cumhurbaşkanı ve hukuk" başlığıyla köşesine taşıdığı (27 Haziran 2014) yazısı şöyle: 

"Anayasa Mahkemesi evrensel hukuk yönünde verdiği kararlarla dikkat çekiyor; sadece bireysel başvurularda değil, iktidarın çok önem verdiği kanunlarda da aykırılık görürse iptal kararları veriyor.

Anayasa Mahkemesi’nin tutumu konusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ne düşünüyor?

Dün kendisine sorduğumda şunları söyledi:

“Anayasa Mahkememizin mevcut 17 üyesinden 11’ini ben atadım. Önemli kararların oybirliği ile çıkması çok sevindirici. Atamaları yaparken, her şeyden önce görevlerinin, yani Anayasa Mahkemesi hâkimi olmanın gerektirdiği liyakati dikkate aldım. Bir hâkimin elbette siyasi görüşleri olabilir. Fakat görev başında dikkat edeceği tek şey, evrensel hukuk olmalı.” AYM’nin talihsiz “367 kararı”nın siyasi ve ideolojik olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı, kendi atadığı üyeler dahil olmak üzere Anayasa Mahkemesi’nin “evrensel hukuka göre” hareket etmesinden büyük memnunluk duyduğunu söyledi.

 

AYM'ye güven

 

Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi’ne kamuoyunda geniş bir güven oluştuğunu anlattı, “Bunun sebebi evrensel hukuku, AİHM içtihatlarını uygulamasıdır” diye de belirtti. AİHM ile mutabakata varılarak bizim Anayasa Mahkememize “bireysel başvuru” yetkisinin kabul edildiğini hatırlattı: “Anayasa Mahkememiz evrensel hukuku uygulayarak gelişmiş ülkelerdeki düzeyde bir mahkeme olduğunu ispat etti...” Gül, Türkiye’den AİHM’ye başvuruların azaldığını, böyle devam edeceğine inandığını da söyledi.

 

Hâkimleri atarken

 

Cumhurbaşkanı Gül, Anayasa Mahkemesi’ne üye atarken nasıl hareket ettiğini şöyle anlattı:

“Tabii önce araştırma yaptırıyorum, vasıfları, kariyerleri nedir? Atamaya karar verdiğimde çağırıp kendileriyle konuşuyorum. Atadığım bütün üyelerin hepsine şunu söyledim. Sadece evrensel hukuka ve vicdanınıza göre hareket edin, başka hiçbir etki altında kalmayın...”

Sayın Gül’e, AYM’nin iktidarı rahatsız eden kararlarını da hatırlattım; Sayıştay ve HSYK kanunlarında yaptığı çok önemli iptaller gibi.

Şöyle dedi:

“AYM kararlarına sevdiğimiz, sevmediğimiz karar diye değil, gelişmiş ülkelerdeki gibi evrensel hukuka ne ölçüde uygun diye bakmak gerekir.”

Gül, atama yapacağı üyelerle konuşurken onlara Amerikan Yüksek Mahkemesi’ni de anlatmış: Üyeleri siyasi bir kişilik olan başkan atıyor fakat...

 

Yargıç ve siyaset

 

Siyasi bir kişilik olan başkanın atadığı üyeler nasıl davranıyor? Gül’ün bu konudaki sözleri şöyle:

“Amerika’da Yüksek Mahkeme üyelerini başkanlar tayin ediyor. Başkanlar ya Demokrat ya Cumhuriyetçi Parti’den. Siyasi görüş olarak yakın buldukları kişileri atamaları da normal. Fakat mahkeme üyesi, atandıktan sonra başkana bakarak veya siyasi görüşlerle değil, kendi hukuki kanaatine, vicdanına göre karar veriyor. Yani hâkim gibi hareket ediyorlar. Bu çok önemli. Hatta atanan üyeler sonradan kamuoyunda da denetleniyor; nasıl davranıyorlar diye.”

Gül, atama makamı ne olursa olsun adalet görevlilerinin sadece hukuka ve vicdana göre hareket etmeleri gerektiğini vurguladı.

 

ABD'den örnek

 

Burada ben de bir katkıda bulunmak isterim. Daha önce de yazmıştım. Başkan Reagan 1987’de aşırı muhafazakâr Robert Bork’u Yüksek Mahkeme’ye atamak istemiş fakat Senato’da reddedilmişti.

2005’te Bush kendi danışmanı Harriet Miers’i Yüksek Mahkeme üyeliğine önerdi, kendi partisi bile ayağa kalktı. Bush geri adım attı, kaliteli bir yargıç olan Samuel Alito’yu atadı, Senato onayladı.

Evet, “Zavallı Obama”nın ülkesinde, “denetim ve denge” böyle tıkır tıkır işliyor!

Cumhurbaşkanı Gül’ün Anayasa Mahkemesi’ne üye atarken itaate değil liyakate önem verdiği, bu üyelerin kararlarından da belli; hakikaten kaliteli isimler...

Anayasa Mahkemesi üyesi yargıçların yüksek kalitesini verdikleri kararlarda, yazdıkları “karşı oy”larda ve kitaplarda görüyoruz. Netice: Devlet makamlarına ve bilhassa yargıya atama yapan siyasilerde hukukun üstünlüğü ve kamu hizmetlerinin tarafsızlığı bilincinin olması son derece önemlidir.