GÜL: GÜVENLİĞİN MEŞRUİYETİ YOKSA SORGULANIR ANKARA (A.A)

-GÜL: GÜVENLİĞİN MEŞRUİYETİ YOKSA SORGULANIR ANKARA (A.A) - 14.10.2010 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, güvenliğin, eğer meşruiyeti varsa saygıyla karşılanacak, meşruiyeti yoksa sorgulanacak bir konu olduğunu belirterek, Polis Akademisi öğrencilerine hitaben, ''Sizler söz konusu olduğunda, bu size verilen gücü, yetkiyi kullanabilmeniz için de en iyi şekilde donatılmanız gerekli ki bir yanlış yapmayasınız. Nihayetinde bir yanlış söz konusu olursa, bu yaptığınız yanlış direkt devleti ilgilendirecektir. O bakımdan çok büyük bir sorumluluk içerisindesiniz'' dedi. Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesinin akademik yıl açılış törenine katılan Gül, burada yaptığı konuşmada, birçok üniversitenin akademik yıl açılışına katıldığını, akademiye atfettiği önem nedeniyle bu açılışa da katıldığını ifade etti. Bir ülkede güvenliğin söz konusu olmaması halinde diğer önemli konuların da gerçekleşemeyeceğini vurgulayan Abdullah Gül, ''Bir taraftan güvenlik sağlanırken diğer taraftan da kalkınmış demokratik ülkelerdeki standartları ülkemizde gerçekleştirebilmek... İşte güvenlik, demokrasi anlayışı ve buna bağlı bir iç güvenlik konseptinin temeli de de aslında buralarda oluşturuluyor, buralarda teorik olarak tartışılıyor. Sonra bunlar uygulamaya yine sizlerin vasıtasıyla geçiyor'' diye konuştu. -''DEMOKRATİK STANDARTLAR SÜREKLİ YÜKSELTİLMEKTE''- Gül, öğrencilerin bir taraftan kariyer olarak mesleklerinin teknik vasıflarını en iyi biçimde öğrendiklerini, diğer yandan da bu meslekten ayrı olarak düşünülemeyen hukuk, demokratik ilkeler, insan haklarıyla ilgili konular, günlük siyaset olmasa da daha geniş anlamda siyasi konuları kapsayan bir eğitimden geçirildiklerini, böylece de öğrencilerin dünyadaki gelişmelerle birlikte ülkenin gidişatını da takip edebildiklerini belirtti. Abdullah Gül, şöyle devam etti: ''Çünkü Türkiye'nin demokratik standartları sürekli olarak yükseltilmekte, demokratik standartlarımızın noksanlığından kaynaklanan birçok problemler bu şekilde problem olmaktan çıkmakta, bunlar yeni güvenlik konseptini oluşturmakta ve siz de buna göre vazife yapmaya başlamaktasınız. Bütün bunları halk da takip ediyor ve neticede halk da değerlendiriyor. Bütün bunlar Türkiye'yi de güçlü hale getiriyor. Bireye çok önem veriyoruz, ferde çok önem veriyoruz. Bu bakımdan, güvenlik anlayışının bireyin o özgürlüğünü ve mahremiyetini zedelememesi, ama onun da tabii ki kamu düzenini bozacak bir noktaya gelmemesi sınırını en iyi şekilde gözetmesi gerekmektedir. Bunlar çok tabii ki hassas konular olduğu için bu konuları ciddi bir eğitimden geçerek ancak öğrenebilirsiniz.'' -''HEPİMİZ İÇİN BÜYÜK BİR GURUR KAYNAĞIDIR''- Bir taraftan herkesin sonuna kadar özgür olmasının, ama diğer taraftan da kamu güvenliğinin, kanunların hakimiyetinin sağlanmasının ve herkesin hukuka uymasının temin edilmesinin önem taşıdığını vurgulayan Gül, ''Güçlü güvenlik kurumları söz konusu olmazsa, o zaman caydırıcılık da söz konusu olmaz. Silahlı Kuvvetler dışa karşı caydırıcılığın en önemli unsurudur. O bakımdan, güçlü, kuvvetli olması, hepimiz için büyük bir gurur kaynağıdır'' dedi. Polis gücünün de içeride suç işlemeyi caydırıcı bir güç olduğunu, herhangi bir şekilde suç işlenirse, bunu meçhul bırakmamanın ve suç işleyeni en kısa süre içerisinde ortaya çıkarma becerisini göstermenin de güvenlik güçlerinin kabiliyeti ve kapasitesiyle ilgili olduğunu dile getiren Gül, ''Bir zamanlar cinayetlerde bile 'faili meçhul' dediğimiz ölenlerin olduğunu ve bunların sayılarının çokluğunu düşündüğümüzde aslında güvenlik güçlerimizin yetersizliğini bir anlamda hatırlamamız gerekiyor. Ve bu bir ülkenin itibarıyla ilgili bir konudur. Gayet açık bir şekilde bir ülkenin hukukunun, kanunlarının yeteri kadar uygulanamadığını gösteren bir işarettir. Bugün büyük bir memnuniyetle görüyorum ki, artık bunlar geçmişte kaldı, eğer suç ortaya çıkarsa süratli bir şekilde bunun failleri ortaya çıkartılıyor ve bunlar mahkemelere teslim ediliyor'' diye konuştu.  Gül, sözlerini şöyle tamamladı: ''Güvenlik, eğer meşruiyeti varsa o zaman saygıyla karşılanacak, meşruiyeti yoksa daima sorgulanacak bir konudur. Dolayısıyla gücü kullanmak, güç sahibi olmak çok büyük sorumluluğu üzerinize vermektedir. Büyük bir yetkidir, ama aynı zamanda da çok büyük bir sorumluluk. Tabii ki güç kullanmanın kademeleri çok farklı farklıdır. Siyasi kademelerden nihayetinde kolluk kuvvetlerine kadar bu sınıflandırılabilir. Ama sizler söz konusu olduğunda, bu size verilen gücü, yetkiyi kullanabilmeniz için de en iyi şekilde donatılmanız gerekli ki bir yanlış yapmayasınız. Nihayetinde bir yanlış söz konusu olursa, bu yaptığınız yanlış direkt devleti ilgilendirecektir.''