Gül, yeni anayasa için çağrıda bulundu

Gül, yeni anayasa için çağrıda bulundu
T24 - Siyasette üslup uyarısı yaparak 'Bazen dil yarası kılıç yarasından daha çok iz bırakıyor' diyen Cumhurbaşkanı Gül, yeni anayasa çağrısında bulundu: Baştan sona yeni bir anayasaya herkes katkı vermeli. Türkiye'nin sorunlarının halli açısından da bekası açısından da lüzum var. Önümüzdeki yüzyılın anayasası olmalı. Siyasette üslup uyarısı yaparak 'Bazen dil yarası kılıç yarasından daha çok iz bırakıyor' diyen Cumhurbaşkanı Gül, yeni anayasa çağrısında bulundu, 'Baştan sona yeni bir anayasaya herkes katkı vermeli. Türkiye'nin sorunlarının halli açısından da bekası açısından da lüzum var. Önümüzdeki yüzyılın anayasası olmalı' dedi. Akşam gazetesinde yer alan haber şöyle:Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ABD ve Avrupa örneği üzerinden siyasette üslup uyarısını yinelerken, yeni bir anayasa için toplumun her kesimine destek çağrısı yaptı.   Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) 2011 Genel Kurulu'nun Kış Oturumu'na katılmak üzere Strasbourg'a giden Cumhurbaşkanı Gül, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye'nin seçim sonrasına ayna tutan Gül, başta anayasa konusunda olmak üzere önemli mesajlar verdi:    'RAPORTÖR OLAMAZKEN ŞİMDİ BAŞKAN SEÇİLDİK' Bir dönem en genç üyesi olduğunuz AKPM'ye şimdi konuk devlet başkanı olarak gidiyorsunuz...   - Benim için Strasbourg bir nostalji. 1991'de milletvekili olunca AKPM'de bir üyelik düşmüştü, beni yerine seçtiler. Aralarında en genci, en tıfılı bendim. O dönem kimler yoktu ki, Dinçerler, rahmetli Erdal İnönü, İsmail Cem, Esat Kıratlıoğlu... Türkiye'nin en sıkıştığı faili meçhuller, OHAL, DGM'nin olduğu, bir sene sonra DEP'lilerin Meclis'ten atıldığı zor yıllardı. Burası, onların karargahı oldu. Öyle bir dönemde, Avrupa Konseyi'nde de Türkiye'nin üyeliğinin askıya alınması tartışılıyor, haklı gerekçeyle. Bazıları istismar ediyor. 'Cenevre Konvansiyonu'na göre oylansın' deniliyor.  '12 milletvekili can siparane Türkiye'yi savunduk'  Faili meçhulleri mi savundunuz? - Sosyalist, muhafazakar grup olmaz, hep birlikte Türkiye'yi orada savunurduk. Milletvekili olarak orada çok konuşma yaptım. 2003'te Başbakan olduğumda da gittim. Şimdi Cumhurbaşkanı olarak ikinci gidişim. O günlerde bırakın Türkiye'den birinin komite, parti grup başkanı olmayı raportör seçmezlerdi. Öyle bir dönemden şimdi Avrupa Konseyi Başkanı seçilmesine geldik.  'AB, BURAYI GÖLGELİYOR YENİ REFORMLAR GEREKLİ'  - Burası okul gibi. Demokrasi, insan hakları var. Savunma haricinde, insan hakları mahkemesinin burada olması, AİHM'in kararlarının Avrupa'nın tamamında kabul edilmesi. Bunlar önemli şeyler. AB, burayı gölgeliyor gibi. Ama biz dönem başkanıyız. Genel Sekreter de eski Norveç Başbakanı. Burada yeni reformlara ihtiyaç var. AB ayrı, burası ayrı olmalı. Onun için 'Akil Adamlar' komisyonu kurulmasını sağladık. Onlar şimdi reform çalışması yapıyorlar.  'DEMOKRATİK STANDARTIMIZ YÜKSELDİKÇE GÜÇLENİYORUZ' Türkiye ile ilgili daha yapılacak neler var? -  Türkiye, kurucu olup da izleme olan tek ülkeydi. Doğu bloku çökünce biz de gözlemci olarak o ülkelere gittik. Raporlar yazdık. 'Bazı eksiklikleri var, giderilirse Romanya da Macaristan da AKPM'ye üye olur' diye. Şimdi AB üyesi oldular. Biz ise 2005'te izlemeden çıktık. Özeleştiri yapmalıyız. Benim için hüzünlü olan dışarının çıpasıyla bunları yapıyor olmamız. Demokratik standardımız ne kadar yüksek olursa o kadar güçleniyoruz.  'MADDELER TEK TEK DEĞİL YENİDEN TOPLU YAZILMALI' Yeni anayasa takvimiyle ilgili uyarınız var mı?   - Bu Meclis, yeni anayasa için iyi bir Meclis'ti. Ülkenin siyasi akımlarını bünyesinde tutuyordu. Olmadı. Şimdi hiç değilse seçim sonrası yeni bir anayasa yapmak lazım. İçinde ne olması gerektiğine girmem. Ama anayasada yapılması gereken önemli değişiklikleri tek başına yapmak yerine yepyeni bir anayasayla yapmalı. Maddeleri tek tek getirerek değil. Anayasayı yeniden yazıp 'Anayasa böyle yazıldı' demek lazım. Bu, kutuplaşmaları, o olmazı olmaz eden davranışları önler. 'ÖNÜMÜZDEKİ YÜZYILIN ANAYASASI OLMASI LAZIM' Nasıl bir uzlaşmayla? - Kriterler açık olmalı. Demokratik hukuk standardını uygulayan ülkelere benzer anayasa olmalı. Bu anayasanın çok detaylı da olmaması lazım. Ne kadar çok detaylı olursa o kadar kısıtlayıcı olur. Detay, özgürlük vermek için değil kısıtlamanın bir aracıdır. Önümüzdeki yüzyılın anayasası olması lazım. Bazı ülkeler var ki yüz yıl önce yazılan anayasaları hala ayakta. Eğer detay olsaydı onlar da bugün böyle olmazdı.  - Metotta hata yaparsak esasta kaybediyoruz. Anayasalar ne kadar çok katılım, ne kadar çok herkese hitap eden bir metotla yazılırsa o kadar çok kabulü kolay oluyor. Hem de tartışması kolay olur. Bu yapılabilir. 'Soykırım iddialarını kabul etmiyoruz' - Tarihimizde soykırım yapıldığını kabul etmiyoruz. Eğer bunu kabul  eden ve iddia eden varsa ki var, onlara açık çağrıda bulunuyoruz, 'gelin ortak komisyon kuralım.'  - Demokratik ve hukuk standartları, insan hakları standartları açısından eksen değerlendirilebilir. Bu değerlerde gerileme varsa Türkiye'nin dostları, ekseni kayıyor diye tereddüt edebilir.  - Birçok insan hakları örgütleri Gazze'deki insanlara yardım için  seferler düzenlerken Türklerin önderliğinde 47 ülkeden insanların katıldığı  yardım filosu, uluslararası sularda İsrail ordusunun saldırısına uğradı. Bu, eğer ilişkileri bugünkü noktaya getirdiyse sorumlusu Türkiye değil, İsrail'dir.  - İnsanlar gerçekten Türkçe bilmiyor başka dil biliyorsa o dilde savunma yapabilirler. Nitekim, mahkemeler bunu kabul ediyor ve yapılıyor.  - Avrupa'da güçlükler ve tehditleR olduğunu anlatan Gül, 'Bunları aşabilmek için Birleşik Avrupa Ordusunu kurmamız gerekmiyor. Yapmamız gereken, ortak Avrupa vicdanı oluşturmak' dedi.  'Baskanlık' olabilir ama bilerek talep edilirse  Başkanlık sistemi'yle ilgili düşünceniz... - Bunlar tartışılabilir. Her şey tam bilinerek talep edilirse bir şey demem. Ama detaylara girilmeden 'şöyle, böyle olur' denilirse olmaz. Sanki bir çekinceniz var?.. - Şüphesiz ki çekincem var. Avantajları, dezavantajları var. Ama bilerek 'biz bunu istiyoruz' diye karar verilirse... Yöntem olarak herkesin katılacağı bir anayasa tercih edeceğinizi söylediniz.  - Herkesin katkı sağlayacağı ,sürecin içinde olacağı bir durum... Önceki dönemleri gördük. Kendimizi kilitleyecek hale getirmemeliyiz. CUMHURBAŞKANI GÜL'ÜN GÖREV SÜRESİ 5 Mİ 7 YIL MI? Meclis'in, 'kurucu meclis' önerisi vardı. - Anayasayı yapacak olan TBMM'dir. 'TBMM dursun, başkaları yapsın' olmaz. O metot, çok önemli. Anayasa yapıcılar, profesyonel bir heyet olur, onlar baştan tatmin eder. AKP bir anayasa metni hazırlattı. Kısmi değişikliklerde de referanduma gidildi. Bunlar, büyük değişikliği engelledi mi?  - 1995'te başlayıp 2001'den bu yana değişiklikler yapıldı. 2001'de zor konular ele alındı. Yapılan değişiklikleri yanlış görmüyorum. AKP'nin anayasa yaptırmasını metot bakımından doğru buluyor musunuz? - Ergun Özbudun, ülkenin bu anlamda vizyonu açısından en seçkin anayasacılarından biri. Başkaları da var. O olur, başkası olur...  Yani parlamento yeni anayasayı yapmaya yetkili olacak. Onu referanduma mı sunacak? - Siz Meclisinizi o zaman gölgelersiniz. Meclis'te uzlaşı varsa referandum gerekmez. O zaman konuşulacaktır. Halk desteğine bakılır.  Görev süreniz beş yıl mı yedi yıl mı? - Ona girmem... Erdoğan'ın planı 367'nin üzerinde milletvekiliyle tek başına anayasa değiştirecek güce ulaşmak. Bu durumunda kalınırsa, yöntem olarak nasıl bulursunuz? - Buna bir şey söylesem muhalefet partisi üçte ikiye getirdin diye eleştirir. Bir parti tek başına çoğunluğa sahip olursa buna ne dersiniz? - Ne çok katılım sağlanırsa, bunlar bağlayıcı yasalar olduğu için, kilitleyici anlayışa karşıyım.  367 üstünü aldı geldi. 'Ben başkanlık sistemini uygun buluyorum, değiştirip referanduma gidiyorum' derse... - Ona girmem. Bir şeyin gerçekleşmesine yardımcı olmak istiyorum. Bunu kaçırmayalım.  'TÜRKİYE'DEKİ PARTİLERDE TEMEL FARK GÖRMÜYORUM'  Anayasa değişikliğine gidilmez ise Türkiye'nin iç sorunlarının ağırlaşacağı endişesini taşıyor musunuz?- Türkiye kabına sığmıyor. Onun için parça parça anayasa değişikliği yaptık. O değişiklikleri yapmasaydık, dar bir ceketin içinde olacaktık. Türkiye'nin sorunlarının daha kolay halli açısından, daha güvenli bekası açısından daha iyi bir anayasayı gerekli görürüm.  Askeri yönetimin giydirdiği 'deli gömleği'ni parça parça çıkarmak yerine toptan değiştirmek mi? -  Güzel benzetme. Meclis'te de söyledim. O anayasanın yapılış şekli, özlediği Türkiye farklı... Anayasadan sonra çıkan bazı temel kanunlar var. MGK, MİT kanunları gibi... Değişiklik yaparken anayasaların amacı bozuluyor. Onun için ter temiz bir anayasa. Türkiye'nin bunu yapacak siyasi yeterliliği, bilim adamı, bürokratı da var. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkeleriyle herkes birleşiyor. Türkiye'de partiler arasında temel fark görmüyorum.    PARTİLERİN ÜSLUP FARKI TEHLİKELİ SAYILABİLİR Seçim sonrası uzlaşma olur mu? - Ülke ihtiyacını karşılamak için niye olmasın. Partiler arasındaki üslup farklarını tehlike olarak görüyor musunuz? - Öyle bir tehlike var açıkçası. Bazen dil yarası kılıç yarasından daha çok iz bırakıyor. Siyasetin dili çok önemli. ABD'de de siyasetin dilini gördük. Orada da dert oldu. Avrupa'da siyasetin dili ırkçılığı nasıl tahrik ediyor. Bizde de seçim sonrasını düşünmek lazım. Seçim sonrasına Türkiye'yi hazırlamak lazım. Herkesin buna katkı vermesi lazım. Baştan sona yeni bir anayasaya herkes katkı vermeli. İstanbul'u tarif ettim onlar Washington sandı - İstanbul'da çıkıp dolaşmayı özlüyorum. Geçenlerde bir grup avukat geldi. Onlara 'Beyaz Saray'ın orada Marmara Kıraathanesi var. Küllük'ün oradan gideceksin' dedim. Hepsi 'Washington' anladı. Oysa ben 'İstanbul'u anlatıyordum. Arkadaş, 'Ben 1982 doğumluyum' dedi. O zaman fark ettim, zamanın nasıl akıp gittiğini...