Gülen: Partimiz yok bizim, partiyle patırtıyla hiç alakamız olmadı, olmayacak

Gülen: Partimiz yok bizim, partiyle patırtıyla hiç alakamız olmadı, olmayacak

Fethullah Gülen, son dönemdeki "Gülen cemaati bünyesinde bir parti kurulacağı" yönündeki iddialara ilişkin olarak, "Hiçbir zaman parti kurma gibi bir mülahazamız olmadı. Bu hareketin en küçük ferdinde bile söz konusu olmamıştır" dedi. Daha önce de yaptığı bir çok açıklamada, içinde bulundukları cemaat hareketinin merkezini Nurculuk akımının mimarı olan Bediüzzaman Said Nursi'nin felsefesine oturtan Gülen, siyasete bakış açılarını Nursi'nin şu sözüne atıfla açıklıyor:

"(Camia) Hazreti Pir-i Mugan’ın ifadesiyle -bazıları rahatsız olabilir- 'Eûzü billahi mine’ş-şeytâni ve’s-siyâseti' demiştir: “Şeytandan ve siyasetten Allah’a sığınırım.”

"Siyasetle alakalarının ancak bir oy verme şekliyle olabileceğini" söyleyen Gülen, "Camia içindeki insanlar hangi siyasi parti Türkiye’yi alıp ileriye götürme adına bir şey vaad ediyorsa, devletler muvazenesinde gözünün içine baktırma adına bir şey vaad ediyorsa, millet aklını peynirle yememiş, gider ona oy verirler" diye konuştu.

Gülen'in herkul.org'ta "Parti Kurma Mülahazamız Hiç Olmadı, Olmayacak!.." başlığıyla yayımlanan(11 Kasım 2014) konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Son dönemde Müslüman kimliğiyle öne çıkan bazı şahısların her türlü haramîliği işlemeleri “Bunlar da böyleymiş!” dedirttiği gibi, dünyevî arzular, tama’ ve korku misillü şeytanî hücumlarla farklı angajmanlıklara giren kimseler hüsn-ü zan duygularını yıktılar. İnsanlara karşı hüsn-ü zan hislerimizi ayakta tutabilmenin vesileleri ve dinamikleri nelerdir?”

*Hiçbir zaman parti kurma gibi bir mülahazamız olmadı. Bu hareketin en küçük ferdinde bile söz konusu olmamıştır; hatta (Camia) Hazreti Pir-i Mugan’ın ifadesiyle -bazıları rahatsız olabilir- “Eûzü billahi mine’ş-şeytâni ve’s-siyâseti” demiştir: “Şeytandan ve siyasetten Allah’a sığınırım.”

*Siyasetle ancak şöyle bir alaka olabilir: Siz bu mevzuda, siyaset adına organize olmuş camialara bakarsınız. Bunlardan hangisi evrensel insanî değerler mevzuunda bir şey vaad ediyorsa, demokrasi adına bir şey vaad ediyorsa, çevresindeki dünya ile iyi geçinme, münasebetler tesis etme ve Türkiye’yi alıp ileriye götürme, devletler muvazenesinde muvazene unsuru haline getirme istikametinde bir şey vaad ediyorsa… Millet aklını peynirle yememiş, gider ona oyunu verir. Hiç telkine melkine de lüzum yok. Zaten şimdiye kadar da kimse o mevzuda bir telkinde bulunmadı. Bir şey ümit ederek belli bir dönemde kapı kapı dolaştılar, “evrensel insanî değerler” dediler, “demokrasi” dediler, “çevremizde pozitif münasebetler” dediler, “dost kazanma” falan dediler. Bunlar onu yapacak diye oy vermiş olabilirler.

*Kıtmir’in de hayatında bir kere dediği bir şey var: O referandum mevzuunda, kanunlarda, anti-demokratik kanunlarda, ihtilal kanunlarında bir kısım değişikliklere gittiklerinden dolayı yüzsuyu dökerek o yaşa kadar demediğimi dedim; dört sene önce, demek 70 yaşıma kadar dememişim de kalkmış o zaman söylemişim.

*Şimdi birileri size yakın gibi görünüyor, parti kuruyor; birileri de “falanlar parti kuruyorlar, kursunlar da alsınlar ağızlarının payını!” falan diyorlar. Bizim evvel ve ahir öyle bir mülahazamız olmadı, evvel ve ahir de öyle bir mülahazamız olmaz. Bügüne kadar hangi mülahazalara binaen izhar-ı reyde bulunduksa şayet, bundan sonra da öyle olacaktır. İnsanlar bakarlar: Evrensel insani değerler adına bir şey vaad ediyorsa, demokrasi adına bir şey vaad ediyorsa, Orta Asya’daki insanların gönlünü fethetme adına bir şey vaad ediyorsa, Orta Doğu’dakilerin gönlünü fethetme adına bir şey vaad ediyorsa, Türkiye’yi alıp ileriye götürme adına bir şey vaad ediyorsa, devletler muvazenesinde gözünün içine baktırma adına bir şey vaad ediyorsa, millet aklını peynirle yememiş, gider ona oy verirler. Kim ise o… Amma “İlle de bize olacak, biz bilmem neyi temsil ediyoruz!” diyenler, -o zaman halk ifadesiyle diyeyim- onlar da avuçlarını yalarlar.

*Partimiz yok bizim, partiyle patırtıyla hiç alakamız yok, hiçbir zaman olmadı. Bir insan belki gençliğinde bu türlü şeylere heves edebilir. Ayağınızın ucuna kadar geldiği dönemde elinizin tersiyle ittiğiniz bir meseleye 70 küsur yaşınızdan sonra meyleder misiniz siz? İşin doğrusu bu mevzuda aklı başında hiçbir mü’min aklını peynirle yemediği gibi, ben de -peynir yiyorum ama- aklımı peynirle yemedim!..