İçişleri Bakanı Muammer Güler, Bingöl Cezaevi’nde 18 PKK’lının firarlarıyla ilgili olarak, “Böyle bir kaçış yardımsız olmaz. Bilerek yapılmış olabilir, kasıttır. Bilmeden yapılmışsa ihmaldir” dedi. Taraftar gruplarına yönelik başlatılan operasyon hakkında da bilgi veren Bakan Güler, operasyonun Gezi Parkı direnişiyle ilgisi olmadığını, bir yıldır çalışma yürütüldüğünü belirterek, Beşiktaş ile Fenerbahçeli yöneticilerin de operasyona dahil edileceği bilgisini verdi.
İçişleri Bakanı Muammer Güler, Bingöl’deki cezaevi firarilerinin yakalanmasından, dün gerçekleştirilen taraftar operasyonuna ve stadlara maç yasağı bulunan kişilerin girebilmesine kadar kritik konularda çarpıcı açıklamalar yaptı.
Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan, Ankara Haber Müdürü Gökçer Tahincioğlu ve muhabir Tolga Şardan’ın sorularını yanıtlayan Güler, şunları kaydetti:
* İhmal ya da kasıt olmadan mümkün değil: Bu kaçışı mümkün hale getirecek sebepler ortaya çıkabilir. Böyle bir kaçış yardımsız olmaz. Buna rağmen yine de öyle ya da bir ihmal söz konusu. Bilerek yapılmış olabilir, kasıttır. Bilmeden yapılmışsa ihmaldir. Ama ortada bir sıkıntı olduğu görülüyor çünkü böyle bir şey olmazsa bu kadar tünel kazılması mümkün değil.
* 5 metre arayla lamba koymuşlar: Oradaki avantajlarımız şu; tünelin kazıldığı yerin üstü uzun süre beton avantajları var. Çökmüyor. Alttaki toprak kına gibi. Çok rahat alınıyor ve ideal tünel kazma yeri ve bu kına gibi toprağı yağlıboya bidonlarında karıştırıp, eritip, kanalizasyona döküyorlar. Ama bu yine de kanalizasyonu tıkıyor. Tıkanmış gibi gösteriliyor. Betonun bittiği yerden sonra tünelin çıktığı yere kadar ayrı bir toprak alan var. Orayı da beton kısmın altından çıkan taşlarla takviye ediyorlar. 5 metre aralıklarla üçlü prizlerle kurulan lambalar var.
* Koğuşlar arasında delik açılmış: İki koğuş arasına tünel yapılmış denildi ama öyle bir şey yok. Koğuşlar altlı üstlü, iki koğuş arasında delik var, yukarıdakiler aşağıya iniyor. Öyle bir yere geliyor ki orada da ileride su kanalları, kanalizasyon var, onun yanından bükülerek gidiyor tünel. Koğuşun altı beton. Bunlar çok eski cezaevleri, yeni tip cezaevlerinde demir ızgaralı bir beton olduğu için kaçma imkânı sıfır. Tünel kazamıyorlar ama bunlar öyle değil. Bunlar artık değiştirilecek.
* 3-5 kamyon toprak, kör noktadan çıkış: Şimdi bakın eğer iyi bir koruma yaparsanız, ister memleketinde kalsın, ister başka yerde kalsın, asıl mesele yüksek güvenlikli bir cezaevi yapıyor musunuz, mesele yok. Buradaki problem, oranın yüksek güvenlikli olmayışı. İşin şu noktası var, kaçtıkları nokta var. o noktada da enteresan bir şey kulelerden görülmeyecek bir kör noktadan çıkış yapıyorlar. Ve küçük bir meyil var. Karanlıkta sürünülmesi halinde görünmesi mümkün değil. Eğer sürünerek çıkıyorsa, geceleyin görmek çok zor. Dikenli tellerin yere zapt edildiği kazıkların altında çıkış deliği var. Burası çıkış ağzı. Çok önemli. Oranın da üzeri betonlu. Çökme yapmasın diye burası seçilmiş. Tahminen bir kere 2 seneden evvel kazılmış olamaz bütün tünel. Ama alınan duyumlarda da sanki 3 senelik bir çalışma. 3 seneyi düşünürseniz, 60-70 metreküp, yani 3-5 kamyon toprak eder. Bunu kazmışlar bu şekilde.
* 800 metre ileride kıyafet değişikliği: Geceyarısı, 24.00 civarında kaçmışlar. Bunlar 1,5 senedir görüşe bile çıkmıyorlarmış. Meskûn mahali o gece karanlığında kat ederek çıkmışlar. Araç falan yok. Vardiye değişiminde sabah sayım yapılırken tespit ediliyor. O arada gitmiş oluyorlar. Meskûn mahali geçmeleri o arada önemli. Mesela çıkıştan 800 metre ileride bir yerde, orada bir kontrol noktası oluşturmuşlar. Bunlar burada elbiselerini değiştiriyorlar. Dışarıdan geliyor elbiseler. Elbise konulmuş oraya. Normal sıradan kıyafet giyip, yola devam ediyorlar. Karanlıktan yararlanıp kaçıyorlar. Kendilerini sağlama bağlamaları lazım. Arabayla kaçsalar, yolları tutar alırdık.
* Gruba ulaşsalar çatışmasız alamazdık: O süre içerisinde Kara Cehennem bölgesine varıp, yukarıdaki PKK’lı grup ile buluşup kendilerini garantiye almak istiyorlardı. Veya o bölgeyi çok iyi bilen bir grup. 18 kişiden 14’ü bölgeyi çok iyi bilen kişiler. Çabuk kaçabileceklerdi. Bizim tek avantajımız şu. Hemen olayın akabinde iyi bir takip. İz köpekleriyle Ortaçanak bölgesi, zaten bunlar bölgeyi biliyorlar. Kara Kuvvetleri’nin ve polisin iz köpekleri oraya getirildi. Bir kere koku aldı mı buluyor bunlar. Bunlar zaten örgütçü. Bu olaya özel bir bağlantı kuruldu mu, henüz tespit yok. Yukarıda örgütle buluşabilseler müdahale etmek sıkıntılı olabilirdi ama tek mermi patlatılmadı. (Örgütün bu kişilerle bağlantı kurmadığı iddiaları üzerine) Örgütle buluşsalar çatışmasız alınmaları mümkün olmayabilirdi. Bir de onların olduğu yer 15-20 metre görüş alanı olan bir yer. Örgütle buluşsalar orada görüş alanı 3-5 metre. Sıkıntı olacaktı. Grubun Kara Cehennem’de olduğu sanılıyor. Bunlar Ortaçanak’talar. Aralarında 15 kilometre bir mesafe var.
* Operasyonda 3 çember oluşturduk: 18 kişiden yakalanamayan bir kişinin ana grupla buluşmak için kurye olarak kullanılabileceği de değerlendiriliyor. Şimdilik bir iz yok bu kişiden ama onu da takip edeceğiz. Kaçtıkları gün saat 18.30 itibarıyla orayı dış çembere aldık. Bana bilgi verildi. Kaçma ihtimalini sordum. ‘Hayır efendim’ dediler. Sabah aydınlandığında da ikinci, daha dar çember kuruldu ancak bunlar dağa tırmanmaya başladı. Güvenlik görevlilerinin oraya çıkamayacağını tahmin ediyorlardı. Biz indirmeyi tepeye yaptık. Daha da dar bir çember kuruldu. Orada da ‘teslim ol’ anonslarıyla hiçbir çatışma olmadan bunlar yakalandı. Üzerlerinde silah yoktu. Adli işlemleri yapıldı. Bir kısmı Bingöl’de bırakılacak, bir kısmı da başka yere nakledilecek.
* Yerel memurlarda korku olabilir: Bunların büyük çoğunluğunun uzun ceza alması kaçmalarında etkili. Bir koruma memurunun uyardığı, cezaevi yönetiminin korktuğu gibi basına yansıdı. Olabilir, korku olabilir, özellikle yerel memurların çok olduğu yerlerde bu tür korkular olabilir.
* Kavga oluyor bunlar çıkıyor: Şüpheler, gruplaşmalar ve her taraftar grubunun başında 3-5 kişi, bunlar her türlü olayın başında olan, diğerlerini yönlendiren adamlar. Burada organize suç örgütü faaliyeti olduğunu anlıyorsunuz. Her taraftar grubu, kendi kulübüyle ilgili. Bu gruplar arasında iletişim yok. Fenerbahçe’de 4, Beşiktaş’ta 3, Galatasaray’da 1 grup var. Ama değişik kişiler. Çapraz bağlantı yok. Ayrı ayrı yapıyorlar gruplar eylemleri ama yaptıkları eylemler aynı. Böyle olunca arkadaşlar savcıya götürüyorlar 2012 Eylül’de. 2012 Aralık ayında buna benzer olay oluyor. Yaralama oluyor, arkasından bunlar çıkıyor. Tahrik var, yönlendirme var. Kavga oluyor bunlar çıkıyor. Ama delillendiremiyorsunuz. Projeli operasyona dönüştürülüyor. Savcının talimatıyla çalışılıyor. Teknik takip yapılıyor. Projeli operasyon, 1 seneden beri devam eden, bazıları açısından 9 aylık, bazıları açısından 4 aylık. Dosyalarına bakılıyor, dinlemelere bakılıyor, olaylara bakılıyor. Bu dediğimiz bazı olayları organize şekilde gerçekleştiriliyorlar. Biri yaralama yapıyor ya da diğerinin üzerinde egemenlik kurmaya çalışıyor, başka taraftar grubuyla kavga ediyor, karşıdakini sindiriyor. Maddi menfaat işleri de var. Bütün bunlar kulüpleri zor durumda bırakacak işler.
* Gezi’yle bağlantısı yok: Geçen yılın Eylül ayından bu yana diyorum. Gezi’ye buna rağmen bağlantı kuruluyor. Eylül ayında ve Aralık ayında, bir de Mayıs ayı var. Hatta Mayıs ayının başında. O zaman daha Gezi olayı yok. Gezi, zaten Mayıs ayının sonunda oldu. Gezi’yle hiçbir ilgisi yok. Gezi’yle bağlantısı da olmaz. Gezi olayları sırasında zaten taraftarların karıştığı gözaltılar oldu.
75 kişi alındı şu ana kadar. 3 tabanca ruhsatsız, 59 fişek, 5 adet kesici delici alet, 1 adet döner bıçağı, 2 kılıç, 200 gram uyuşturucu madde, 3 adet cop, 100 tane kombine bilet Galatasaray’a ait. Bir adet basın kartı sahte, sürücü belgesi sahte. 64 adet korsan olarak üretilmiş BJK atkısı. Bunlar ele geçirilenler, savcılık, bunların suçla bağlantılarına bakacak. Sahteliğine bakacaklar.
* Kulüp yöneticileri de olacak: Kulüp yöneticileri de var eski, yeni. Galatasaray’dan yok. Diğer iki kulüpten geçmiş yöneticiler de var. Bunlara bilet veren veya bunlarla yakın ilişkisi olan. Geçmişte mesela kulübün içindeki farklı yönetimler bunları kullandılar. Rakipleri mesela bu grupları kullandı.
* 3 şart yerine gelmeden olmaz: 2100 kişinin şu anda karakola gelip imza vermesi lazım. Ama olmuyor. Adam stada giriyor. Yüzünü tanıman lazım ne yapacaksın? Stada giriyor adam. Nereden anlayacaksın o olduğunu. Fotoğraftan tanımak kolay değil ki yüz tanıma sisteminin olması lazım. İki tane olmazsa olmazı, bir tane de yardımcısı var bu işin. Elektronik bilet, yüksek çözünürlüklü kamera. Üçüncüsü de yüz tanıma sistemi. Bunları ben değil federasyon ve kulüp yapacak. Herkes kolayını bulmuş, polis yapsın. Genelgeye de koyduk. 3 ay içinde bunlar olmazsa biz güvenlik tedbirlerinde açık söylüyorum resti çekeriz.
Federasyona da kulüplere de resti çekeriz. Ne mi yaparız, burada güvenlik tedbirlerinin alınması mümkün değil deriz. Maçı yaptırıp yaptırtmamak federasyonun elinde ama biz çalıştaylarda da söyledik. İl spor güvenlik kurullarında da söyledik. Bunlar üzerleri defalarca yazılmış şeyler. Elektronik biletin 2014 sonuna kadar süresi var. Sayın Başbakan da olayın üzerinde duruyor. 3 ayda olayı bitirecekler. Kameralar 20 tane var şu anda. 100 tane olması lazım yüksek çözünürlüklü. Sahanın her tarafını, en kuytu köşeyi görmesi lazım.
Yüz tanıma sistemi olmadan da biz giriş çıkışı kontrol edemeyiz. Diğer söylediğim şu; caydırıcılığı yok bu önlemlerin. Adamın karakola gelmesi lazım. Gelmiyor, cezası 100 lira. Yine gelmezse 200 lira. Gelmeyen adamı çağırıyorsun eşim hastaydı diyor. Geçen bir hikaye anlattılar. Çağırmışlar adamı, adam Fenerbahçeli değilim demiş hakime. Hakim inanmış yanlış alındığına. Sonra Fenerbahçe maçında görülmüş bu adam. Bu kez de düşünüp taşınıp Fenerbahçeli olmaya karar verdiğini söylemiş. Komedi bu.