Güler: Devrimci Fransa'dan geriye gerici bir Fransa kaldı ANKARA (A.A)

-Güler: Devrimci Fransa'dan geriye gerici bir Fransa kaldı ANKARA (A.A) - 20.12.2011 - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Birgül Ayman Güler, ''Öyle görünüyor ki devrimci Fransa'dan geriye gerici bir Fransa kaldı. Devrimci Fransa'yı eski günlerini hatırlatarak doğru politika yapmaya çağırıyoruz'' dedi.  Güler, dün gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin düzenlediği basın toplantısında, ''Öyle görünüyor ki devrimci Fransa'dan geriye gerici bir Fransa kaldı. Biz soykırım suçlamasını hiç kabul etmedik, bunun gerçek dışı olduğunu yüksek sesle hep söyledik. Hiç bir şeyden çekinmediğimizi, tarihçilerin bu konuyu istedikleri gibi araştıracaklarını ve buna her zaman destek olacağımızı söyledik, yine söylüyoruz. Devrimci Fransa'yı eski günlerini hatırlatarak doğru politika yapmaya çağırıyoruz'' ifadelerini kullandı.  MYK'da, Yüksek Askeri Şura (YAŞ) sonrası gündeme gelen ''kaynağı belirsiz bir bilgiyi'' de değerlendirdiklerini anlatan Güler, ''YAŞ'ın savaş hazırlıklarını görüşmek üzere toplandığı bilgisi yayıldı, ancak bu bilgi resmi bir açıklamaya dayandırılmadı. Biz özellikle komşu ülkelerimize taşeronluk pozisyonundan, savaş politikasına dayalı bir hareket sergileyen bir AKP'yi bildiğimiz için YAŞ'ta bu konunun görüşülmesinden büyük endişeye kapıldık. Böyle bir konunun görüşülüp görüşülmediği, kamuoyuna acil açıklanmalıdır. Bu konu görüşülmüş müdür? Bu savaş ne savaşıdır, kimle savaştır? Yetkili ağızlardan bu konunun açığa kavuşturulması gerekir'' dedi.  MYK'da örgütsel olarak bazı atamalar yaptıklarını anımsatan Güler, Tunceli ile ilgili bugün gazetelerde çıkan haberin ise doğru olmadığını söyledi.  Tunceli'de 4 ilçenin yeniden görevlendirildiğini belirten Güler, ''Bu dört ilçenin MYK tarafından görevden alındıkları için atandığı söylendi, böyle bir görevden alma yok. Tunceli il başkanlığının yaptığı denetim sonunda mazeretsiz olarak bu ilçe yönetimlerinin üst üste 3 kez toplanmaması kendiliğinden düşme sonucunu yaratmıştır. Görevlendirme bu sonuç nedeniyle yapıldı'' dedi.  Güler, bir soru üzerine cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin konunun da MYK'da görüşüldüğünü açıkladı. Bu konuda daha önce açıklama yaptıklarını anımsatan Güler, ''Bizim yaptığımız değerlendirme sürenin 5 yıl olduğu yönünde. Biz ilk yaptığımız açıklamada savunduğumuz görüşteyiz'' ifadelerini kullandı.  ''7 yılda ısrar edilirse CHP'nin bundan sonra izleyeceği yol ve yöntemlerin'' sorulması üzerine ise Güler, ''YSK mı çözer bunu? Anayasa Mahkemesi mi çözer? Neresi çözer bunu? Bunu öncelikle TBMM çözer elbette'' dedi. TBMM'nin, milletvekillerinin ''5 yıl mı yoksa 4 yıl mı görev yapacaklarını'' ancak 2 yıl sonra çıkarılan bir kanunla aştığını anımsatan Güler, şöyle konuştu: ''O kanun dedi ki '5 yıldan 4 yıla indirilmiştir' ve böylece 5 yıl için seçilenler 4 yıl görev yaptılar, 12 Haziran'da görev süreleri bitti. Parlamentonun kurallarını değiştirmişsiniz, cumhurbaşkanlığı kurallarını değiştirmemişsiniz, şimdi de 'değiştirmeyeceğim' diyorsunuz. Bunun hukuki açıklamasını yapmak zorundasınız. Eğer hukuki açıklama yapılmazsa ülkenin en üst makamı, yalnızca hukuki boşluğa düşmez o öyle ağır bir makamdır ki, hukuki boşluk meşruiyet boşluğu demektir. Biz bu belirsizliği gündeme getirdik ama hiç kimse hiç bir şey söylemedi. Çünkü AKP'nin içerisindeki dengelerde kimin nereye oturacağı belirlenememişti anlaşılan. Şimdi zaman kalmadı. Dolayısıyla AKP'nin Türkiye'yi yönetemediğinin, yapmak istediklerini net olarak kendisinin de bilmediğinin ve günlük reflekslerle yürüdüğünün bir başka işareti ile karşı karşıyayız. Hükümet kanadından bazı açıklamalar geldi ancak 'neden?' sorusunun yanıtı yok. Ne yapmak gerektiğini ne yazık ki bize gün be gün politikaya sıkıştırdılar, biz de öyle belirleyeceğiz.'' Bu konuda CHP milletvekilleri Süheyl Batum ve Oktay Ekşi'nin farklı yorumlar yaptığının hatırlatılması üzerine ise Güler, o açıklamaları duymadığını, kendileri ile en kısa sürede görüşeceğini söyledi.  Ortam dinlemeleriyle ilgili açıklamalarda da bulunan Güler, ''CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan'a yapılan muameleye özel olarak dikkati çekmek istediğini'' söyledi. Güler, şunları kaydetti: ''Artık yeter, bu ülkede, ülkenin sanatçılarını, aydınlarını sıradan insanlarını, milletvekillerini yani Türkiye'de belli bir hukuksal dava peşinde yasal sınırlar içerisinde mücadele eden muhalif kişilerin peşine adamlar takıp, dinleme araçları takıp taciz etmek, artık yeter. Bu yalnızca sayın Tarhan sorunu değil, ofisinizde çalışırken acaba nereden bir mikrofonla dinlendiğinizi düşünmek yaşanabilecek en büyük taciz ve işkencedir.Türkiye için özgürlük istiyoruz, hemen şimdi.''