Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, iklim acil durumu ve sürdürülebilirlik konusunda söz söyleme döneminin sona erdiğini harekete geçme zamanının geldiğini söyledi.
Güler Sabancı, Sakıp Sabancı Müzesi'nin ev sahipliği yaptığı, en önemli ekofeminist sanatçılardan Agnes Denes’in eseri “Yaşayan Piramit”e bitki dikerek, sürdürülebilirliğe dikkat çekti.
Sanatın iklimle mücadelede onadığı etkili role dikkat çeken Sabancı söylemden çok yapılana bakılması gerektiğini vurguladı. Sabancı ''Sürdürülebilirlik konusunda söz söyleme dönemi artık bitti. Şimdi harekete geçme zamanı. Biz Sabancı’da 'Ayinesi iştir kişinin, yapılana bakarız.” deriz. Bu sebeple sürdürebilirlik işimizin her aşamasında görülebilir, rakamlarımız da bunu söyler. İşimiz sözümüzün aynasıdır.'' diye konuştu.
HaberTürk'te yer alan habere göre şirketlerin açıkladıkları hedeflerle elde edilen sonuçlar arasındaki farka dikkat çeken Sabancı “Dünyanın en büyük şirketlerinin son üç yıldaki söylemleri ve yaptıkları karşılaştırılmış. Söylem yüzde 80 diyor ama yapılana bakılınca rakam değişiyor, yüzde 5'e iniyor.'' dedi.
Sürdürülebilirliği çevresel, sosyal ve yönetişimsel olarak yani tüm boyutlarıyla ele aldıklarını belirten Sabancı şöyle konuştu:
''Türkiye’de 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarında 'Net Sıfır' seviyesine ulaşma sözü veren ilk holding olduk. Institutional Investor adlı yatırım profesyonellerini hedefleyen mecranın global çapta yatırımcıların katılımıyla düzenlediği ankette EMEA bölgesinin sanayi şirketleri arasında tüm kategorilerde en iyileri olarak “Best CEO”,” Best CFO”, “Best IR Program”, “Best IR Team”,” Best IR Professional”, “Best Analyst/Investor Event”, Best Company Board” ödüllerinin yanı sıra aynı zamanda Best ESG ödülünü de aldık. Sabancı Vakfı’nın bu sene düzenleyeceği Kısa Film Yarışması ve Filantropi Konferansı’nın gündemi de yine iklim acil durumu olacak. Sabancı Üniversitesi'nde sıfır atık yapısına geçiliyor ve net zero taahhüdünde bulunuldu. Sakıp Sabancı Müzesi de bu sene kendi kategorisinde “Yeşil Müze Sertifikası” alan ilk müze oldu. Sabancı Vakfı’nın bu sene düzenleyeceği Kısa Film Yarışması ve Filantropi Konferansı’nın gündemi de yine iklim acil durumu olacak.''
Yaşanan ekonomik krizin iklim mücadelesinin önüne geçemeyeceğini ifade eden Sabancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İçinde bulunduğumuz krizin dünyanın sürdürülebilirlik yolculuğu için bir fırsat olduğu kanaatindeyim. Çünkü kriz, herkesi iklimle ilgili daha fazla harekete geçirdi. Önemli dönüşümler var. Dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm. Dijital dönüşüm artık bitti, o artık yeşil dönüşümü kaydeder hale geldi. Umutlu olduğum başka bir konu da gençler. Sabancı Üniversitesi’nde gençlerle bir aradayım. Onların gönüllülük anlayışı bizden daha etkili. Dolayısıyla inşallah dünya bunu bir şekilde çözecek ama yapacak çok iş var. Uzun bir süre bunun sıkıntılarını yaşayacağız. Avrupa bu kış sıkıntı yaşayacak. Elektrik, gıda kısıtlarını bütün dünya yaşayacak ama umutluyum.”
İklim mücadelesinde sanatın da etkin role sahip olduğunu vurgulayan Sabancı, Yaşayan Piramit'in sahibi Agnes Denes’in bunun en önemli simgelerinden olduğunu söyledi. Sabancı, “Sanatın çok büyük rolü var. Agnes Denes 92 yaşında. Hala neler yaptığına, nasıl öncülük ettiğine bir bakın” dedi.
Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer de Agnes Denes’in Yaşayan Piramit eserinin gençlere umut verdiğini ifade etti. Sanatçının 1960’larda sürdürülebilirliğe dikkat çeken eylemlerde bulunduğunu anlatan Ölçer,
“Agnes Denes’in bütün hayatı ve eser üretimi bugün tartıştığımız çevre ve sürdürülebilirlik konularına odaklanıyor. Denes, bu süreci erken görenlerden. 90 yaşını aşmış bir sanatçıdan söz ediyoruz. Bugün de bize gelecek henüz el değmemiş ve kırılgan, itinayla davranın mesajını veriyor” diye konuştu.
Agnes Denes’in “Yaşayan Piramit” eseri; 29 Ocak 2023 'e kadar SSM’nin bahçesinde görülebilecek. ‘Yaşayan Piramit,’ sanatçının Türkiye’de sergilenen ilk eseri. Dört ton toprakla doldurulmuş ahşap basamaklı teraslardan oluşan piramit, dokuz metrelik kavis çiziyor. Piramidin teraslarında, her bir cephesine düşen güneş ve gölgeye göre İstanbul’un kent florası içinden sanatçının seçtiği, yaklaşık 600 türde 2000 adet bitki ve çiçek bulunuyor.