İstanbul,6 Kasım (DHA) - Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, “Son derece kıymetli bir bilim insanımızın, yurt dışından üniversitemize rektör olarak gelmesi gerek üniversitemiz gerekse ülkemiz için büyük bir kazançtır” dedi. Sabancı Üniversitesi Rektörü Zehra Sayers’in rektörlük görevini Yusuf Leblebici’ye teslim ettiği törende, Sabancı Üniversitesi’nin kuruluş döneminden itibaren bir yandan gelenek oluştururken, diğer yandan da yenilik ve değişime açık, sürekli daha iyiyi arayan bir yapı ile ilerlediğini belirtten Sabancı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Önümüzdeki yıl 20. yılımızı tamamlayacağız. Genç bir üniversiteyiz. Bunun yanında ödün vermediğimiz köklü ve güçlü değerlere sahibiz. “Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti olarak yine geleneklerimize uyumlu bir rektör seçim süreci sonucunda Lozan Federal Teknoloji Enstitüsünden, değerli bilim insanı Yusuf Leblebici’yi Sabancı Üniversitesi rektörlüğü için seçtik. “Sayın Yusuf Leblebici’nin bu görevi kabul edip gelmesi gerek üniversitemiz, gerekse ülkemiz için büyük bir kazançtır. “Üniversitemizin kuruluş yıllarında özgün ve öncü sistemimizin oluşum sürecinde de emeği geçen, değerli bilim insanı Sayın Leblebici’nin, dünya çapında başarılar kazanarak müthiş tecrübeler edindiği İsviçre’den, Sabancı Üniversitesi’ne Rektör olarak dönmesi çok gurur vericidir. “Son derece kıymetli bir bilim insanını, tüm bilim camiasında saygınlığı teslim edilen Lozan Federal Teknoloji Enstitüsündeki görevinden sonra ülkemize kazandırdığımız için çok mutluyuz. “Kendisinin rektörlüğünde üniversitemizin stratejik hedeflerine emin adımlarla ilerleyeceğine güvenimiz tamdır. “Yeni dönemde daha yenilikçi bir eğitim ve daha uygulamaya ağırlık veren araştırma, özellikle lisansüstü çalışmalarda merkezlerle büyüme gibi önemli hedeflerimiz bulunmaktadır. “Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti olarak Sayın Sayers’e çalışmalarından dolayı teşekkür ediyor, Sayın Leblebici’ye başarılar diliyoruz.” Sabancı Üniversitesi Rektörlüğü görevini Zehra Sayers’den devralan Yusuf Leblebici, Sabancı Üniversitesi’nin çatısı altında bulunmaktan mutluluk duyduğunu belirtti ve şöyle deavm etti: “Üniversitenin ilk kuruluş yıllarında, 1997’den başlayarak önce arama toplantıları ve seminerlere katılarak, devamında, 1999’dan itibaren bilfiil önce Karaköy’deki Minerva Palas’ta, daha sonra da yeni kampüsümüzde devam eden süreç içerisinde, Sabancı Üniversitesi’nin yeni diploma programlarının ortaya çıkarılmasına katkıda bulunmuştum. “Türkiye’de daha önce hiç denenmemiş yepyeni yaklaşımları hayata geçiren üniversitemizin ilk adımlarını atması sırasında, bütün çalışmaların içinde bulunmuş, ve bu yeni oluşuma canı gönülden destek olmuştum. “Akademik kariyerime yurt dışında devam etmeye karar vermeme rağmen Sabancı Üniversitesi ile bağlarım zayıflamadı, aksine kendimi Sabancı Üniversitesi’nin yurt dışındaki bir temsilcisi gibi görmeye devam ettim. “Önümüzdeki dönemde, hedefimiz, üniversitemizi sadece Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden biri değil, dünya çapında saygı duyulan, örnek gösterilen bir bilim yuvası haline getirmek olacaktır. “Yaptığımız araştırma çalışmalarıyla, yetiştirdiğimiz öğrencilerle, topluma sağladığımız katkıyla, ve oluşturacağımız pozitif etkiyle, diğer kurumlara da öncü olmayı amaçlıyoruz. \"Türkiye’de varolan genç potansiyel ve motivasyon ile nelerin başarılabileceğini kendimize ve herkese göstereceğimiz; hem üniversitemize hem de ülkemize yakışacak başarı seviyelerine çıkarabileceğimiz yeni bir döneme başlıyoruz.” (Fotoğraflı)