"İşimi geri istiyorum" talebiyle başlattıkları açlık grevinin 140. gününü geride bırakan Nuriye Gülmen ile Semih Özakça, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) isteği üzerine Numune Hastanesi’nde sağlık kurulu tarafından muayene edildi.
Gülmen ile Özakça’nın avukatları, Anayasa Mahkemesi’nin tutukluluğa yapılan itirazı reddetmesinin ardından AİHM’ye başvurmuştu. Edinilen bilgiye göre; AİHM’nin isteği üzerine Gülmen ile Özakça önceki gün Numune Hastanesi’ne götürüldü ve sağlık kurulu tarafından incelemeleri yapıldı. Sağlık kurulunun Gülmen ile Özakça ile ilgili raporları, Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
Uzman Doktor Şebnem Korur Fincancı, uzun süreli açlık grevlerinde vücutta değişimlerle ilgili, “Organlar ve dokular küçülüyor. Böylelikle bulaşıcı hastalıklara açık oluyorlar, bağışıklık sistemi zarar görmüş oluyor. Daha önceki olgulara baktığımızda açlık grevlerinde bulaşıcı hastalıklarla ilgili ölümler görüyoruz. Beyin dokusunda değişimler ve kasla ilgili sorunlar ortaya çıkabiliyor” dedi.
Açlık grevinde B1 vitamini kullanıldığı taktirde bu sorunların daha geç görüldüğünü belirten Korur, “Bu bir protesto ve ölmeyi beklemiyorlar bu bir intihar değil. İnsanların seslerini duyurmak için başka bir yol olmadığını düşündükleri koşullarda kullandıkları bir protesto yöntemi. Uzun süreli açlık grevinde beyin dokusunda hasarlar olabilir. Bilinçleri uzun süre açık kalıyor ama zorluklar ortaya çakacaktır” ifadelerini kullandı.
Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyeleri, Nuriye ve Semih için TBMM önünde eylem yaptı. Polis ekiplerinin TOMA’lı müdahalesi ile 16 TKP üyesi gözaltına alındı. TKP üyeleri, müdahale öncesi, “AKP ve onun başındaki zat, bu ülkeyi babasının çiftliği gibi yönetebileceğini sanıyorsa çok yanılıyor. İktidarı uyarıyoruz. Nuriye ve Semih’in başına gelecek bir kötülüğün altında kalırsınız. Bu bir emek ve haysiyet savaşıdır. Başta onların, sonra da haksız hukuksuz işinden edilen tüm emekçilerin işlerini iade edin. Bu savaşı siz kazanamazsınız” açıklaması yaptı. Bu arada Gülmen ve Özakça’ya destek eylemini sürdüren Veli Saçılık da gözaltına alındı.
Eşi Semih Özakça’nın tutuklanmak üzere gözaltına alınmasıyla açlık grevine başlayan Esra Özakça, eşi cezaevindeyken 65 gününü geride bıraktığı açlık grevi sürecini Cumhuriyet’e değerlendirdi. Özakça, bu süreçte tam 15 kilo vererek 49 kiloya indiğini aktardı. Evlilik yüzüklerini kilo kaybı nedeniyle orta parmağına takmaya başlayan Özakça, safra kesesinde çamurlaşma olduğunu, kronik ishal nedeniyle sıvı kaybettiğini, bacaklarında kuvvet kaybı olduğu için çok çabuk yorulduğunu, sürekli kas ağrısı hissettiğini ve dil ve ağız içlerinde yaralar oluştuğunu anlattı.
Gülmen ile Özakça’nın tutuklanmasıyla ‘İşimi geri istiyorum’ eylemini açlık greviyle birlikte devam ettiren Esra Özakça, eylem alanı Yüksel Caddesi’ne artık gidemediğini söyledi. Eşi Semih ile her pazartesi gittiği cezaevi görüşünü anlatan Özakça, “Son iki haftada daha enerjisi düşük. Morali gayet yerinde ama bedenen ister istemez etkilenmiş. Son tartıldığında 59 kiloymuş. Mutluyuz, hiç umudumuzu yitirmedik. Çıkınca ne yapacağımızı konuşuyoruz. Birbirimizi seviyorduk ama zorluklar duyguları güçlendiriyor. Bizim sevgimizi de büyüten bir süreç oldu. Umarım artık işimize ve normal hayatımıza da döneriz” dedi.
İçişleri Bakanlığı’nın, “Bir Terör Örgütünün Bitmeyen Senaryosu: Nuriye Gülmen ve Semih Özakça Gerçeği” başlıklı kitabına ilişkin eşi Semih’in, “Ne kadar doğru ve haklı yerde duruyoruz. Bunları yapmalarına rağmen karalayamıyorlar” dediğini aktaran
Özakça, her hakkını arayana sopa gösterildiğini belirtti. Özakça, “AKP iktidarı kendini meşru bir iktidar olarak göstermek istiyorsa haksızlıklara son versin. Gün geçmiyor ki skandal bir haber duymayalım. bu skandal haberlerden biri de biz olmayalım. İnsanları işlerine iade etsinler” dedi.