Kendisi hakkında "O tiyatrocu mu?" diye soran Gülriz Sururi'ye 'mumya' diyen Ali Poyrazoğlu, bu olaydan utanç duyduğunu söyledi. Poyrazoğlu, şöyle konuştu: "85 yaşına gelmiş insanların gündeme gelmek için ortaya çıkmasını ve etrafına bulaşmasını hayretle izliyorum. hayretle izliyorum. Kendini yalnız, unutulmuş ve bir kenarda kalmış hissetti herhalde. Utançla bakıyorum. Ali Poyrazoğlu, Cem Yılmaz ve Beyazıt Öztürk gibi son dönemin ünlü komedyenlerini ’mizah ustası’ olarak görmediğini açıkladı. Ünlü tiyatrocu, gazetecilerin Cem Yılmaz’la ilgili soru sormalarına da tepki gösterdi: "Türkiye’nin Cem Yılmaz’dan başka derdi yokmuş gibi, gazetecilerin bu soruyu sormasından sıkıldım artık!" İstanbul’un merkez noktalarında tiyatro yaptınız, şu sıralar da Küçükçekmece’deki Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde tiyatro severlerle buluşuyorsunuz. Belediyeler artık şehir merkezinin dışında büyük sanat merkezleri yapmaya başladı... - İstanbul’daki belediyelerin ’sanat, kültür odakları yaratalım’ diye bir kaygısı yok. İstanbul’da sadece üç belediyenin böyle bir derdi var; Kadıköy, Şişli ve Küçükçekmece... Cennet’te yapılan hareket çok önemli. İki tane yeni sıfır bina yapıldı, daha da devam edilecekmiş. Umarım, bu çalışmalar Türkiye’nin tüm belediyelerine örnek olur. Neden artık başbakanın taklidi yapılmıyor mesela? Üstü örtülü bir yasak mı var? - Taklit yapan bir oyuncu değilim ama geçmişte yaptım. Süleyman Demirel’in, Necmettin Erbakan’ın taklidini yapmıştım. Şimdi yapılamadığını görüyoruz ama bu "Tiyatrolar eleştirel, muhalif oyunlar oynamıyor" anlamına gelmez. Bu ara taklitlerinin yapılamıyor olmasının nedeni, çok ele gelir, karikatürize edilecek tipler olmamaları.Son dönemin Cem Yılmaz, Beyazıt Öztürk gibi ünlü komedyenlerini nasıl buluyorsunuz? - Bunları mizah ustaları diye söylemeyin. Türkiye’nin Cem Yılmaz’dan başka derdi yokmuş gibi gazetecilerin gelip bu soruyu sormasından sıkıldım artık. Arkadaşımız işini iyi yapıyor, yapmaya da devam edecektir ama Türkiye’de işini iyi yapan binlerce müzisyen, tiyatrocu ve yazar var. Bir kişinin perspektifinden olaya bakmaya çalışmak, herkesin emeğine saygısızlıktır. Gülriz Sururi’ye Utançla Bakıyorum Geçtiğimiz günlerde Gülriz Sururi ile bir polemik yaşadınız. Gülriz Sururi "Ali Poyrazoğlu tiyatrocu mu" dedi, siz de onun için ’mumya’ dediniz. Neler söyleyeceksiniz bu konuyla ilgili? - Utançla bakıyorum! 85 yaşına gelmiş insanların gündeme gelmek için ortaya çıkmasını ve etrafına bulaşmasını hayretle izliyorum. "Mumyaların dilinden anlamam" dedim, anlamıyorum ne dediğini. Üstelik de yıllarca benim karşımda, benim çevirdiğim oyunları oynamış, birçok konuda fikrimi almış ve onu gündeme taşıyan oyun tarafımdan verilmiş bir insan... Beni bıraktı, Cem Yılmaz’a saldırdı "Bu nasıl film" diye. Dünyanın hiçbir yerinde sanatçılar meslektaşları için böyle konuşmaz. Levent Kırca ile de polemik yaşamıştınız. Kendinizi hedef tahtası olarak mı görüyorsunuz? - Ben hedef tahtası değilim, önemli bir insanım. Bana bulaşan gündeme geliyor. Sinema ve tiyatro dünyasında büyük tartışmaların yaşandığını görüyoruz. Sanatçıların egosu çok mu yüksek? - Bazı arkadaşlarımızın egoları yüksek. Bu insanlar, kendi menfaatleri zedelendiği zaman dönüp bana saldırırken bir yanlış yapıyorlar; benim zayıf noktam tiyatro, sinema, televizyon değil, bana oradan saldıramazsın! Ben Maltepe Üniversitesi’nin oyunculuk bölümünde hocayım, yeni bir grup kurdum, onlarla birlikte televizyon şovu yapacağım. Haftada iki, üç gün prova yapıyoruz. Nilgün Belgün’ü aldım, onunla birlikte "İyi Günde Kötü Günde" diye muhteşem bir güldürü hazırlıyoruz. Onun arkasından muhteşem bir Aziz Nesin hazırlıyoruz. İki tane film, bir televizyon projesi çalışıyoruz. Yeni kitabım Fransızcaya çevrildi, iki tane de yeni kitap bitirdim. Türkçe olarak çıkacak. Meyve veren ağaç taşlanır mı diyorsunuz? - Otursun, çalışsın o konuşan adamlar. Ben 22 yıldır gazetede yazarlık yapıyorum. Benim ilk sigortam Hürriyet gazetesinden. Yazdıklarımı, çevirdiklerimi oturup okusalar, epey bir zaman masanın başında oturmaları gerekir. Televizyona ‘Gece Şovu’ hazırlıyorum Tiyatronun dışında, sinema ya da televizyonla ilgili yeni projeleriniz var mı? - Bu yaz belki bir film çekerim, onunla ilgili senaryo çalışıyoruz arkadaşımla. Bir de oyun diye yazmaya başlayıp senaryo olarak devam ettiğim bir çalışmam var. "Mavi Noktalı Elbise" diye bir aşk hikáyesi. İnsanın içini buruyor. Televizyon için de "Ali Poyrazoğlu’yla Yeşil Kabare" adında bir gece şovu hazırlıyoruz. Bir-iki televizyonla konuşuyoruz. Ocak ayında başlarız bir kanalda herhalde. Ekonomik krizden dolayı biraz geri çekildik, kimse önünü göremiyor. Türk sinemasında birbiri ardına başarılı filmler yapılıyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz sinemanın bugünkü durumunu? - Vallahi Türk sineması büyük bir performansta direniyor, muhteşem bir şey! Yeni filmler yapılıyor, her türden film çekiliyor, genç oyunculara şans tanınıyor, pırıl pırıl insanlar çıkıyor. Ali Poyrazoğlu, Küçükçekmece’deki Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde "Ben Eskiden Küçüktüm" adlı oyunla seyirci karşısına çıkıyor. Oyun, Aralık ayı boyunca her çarşamba sahnelenecek.