Gülse Birsel: Ailemden MHP'ye iki oy çıktı, viski de içiyorlar üstelik iyi mi?

Gülse Birsel: Ailemden MHP'ye iki oy çıktı, viski de içiyorlar üstelik iyi mi?

“Yalılarda Boğaz’a bakarak viski yudumlayan, HDP’ye oy veren şerefsizler” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin basın danışmanı Metin Özkan’ın “Elimizde 3 bin kişilik şerefsiz listesi var” sözlerini köşesine taşıyan Hürriyet yazarı Gülse Birsel, “Şimdi şöyle, İstanbul'da 600 yalı var. Yalıda oturan her aile 5-6 kişilik olsa, listeye göre yalılar full kadro HDP'ye oy vermiş görünüyor!” dedi.

Gülse Birsel, yazısında “Benim ailemden MHP'ye iki oy çıktı. Viski de içiyorlar üstelik iyi mi? Bu dili ve MHP'nin 7 Haziran'dan sonraki tavrını ilgiyle takip ettiler. Bir erken seçim ihtimalinde MHP onlardan aynı teveccühü görmeyebilir! Gördün mü başımıza gelenleri! Siyasi bir yanlış yapmış olabilir misiniz Bahçeli Reis?” ifadelerine yer verdi.

Gülse Birsel’in Hürriyet gazetesinin bugünkü (5 Ağustos 2015) nüshasında, “Yalılarda neler oluyor?” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

Metin Özkan'ın yaptığı açıklamaya göre, Devlet Bahçeli'nin "Yalılarda oturup viski içip HDP'ye oy veren" dediği 3 bin kişinin tam listesi MHP'nin elinde!

Matematiksel bir yanlış yapmış olabilir misiniz Bahçeli Reis?

Şimdi şöyle, İstanbul'da 600 yalı var. Yalıda oturan her aile 5-6 kişilik olsa, listeye göre yalılar full kadro HDP'ye oy vermiş görünüyor! Hiç fire verilmemesinden Boğaz kıyısında PKK'nın kol gezdiğini, "Sandıktan yüzde 100 HDP çıkmazsa yakarız bu köyü" filan dediğini varsayabiliriz. "Bu köy" den kasıt da Ortaköy, Yeniköy filan sanırım.

Coğrafi bir yanlış yapmış olabilir misiniz Bahçeli Reis?

Evet, ortamı hafifleteyim diye, mesleki deformasyon gereği espri yapıyorum.

Türkiye'nin en önemli partilerinden biri, başka bir partiye oy veren ve viski içenleri (ki ikisi de bu ülkede demokratik haktır) "Şerefsiz" ilan ettiği için işi şakaya vurmaya çalışıyorum!

Evet, Türkiye'nin en önemli partilerinden başka bir tanesi, Nişantaşı ve Cihangir'de oturanların PKK'lı olduğunu ima ettiği için, durumu şakayla geçiştirmeye çalışıyorum.

Ancaaak, herkes benim gibi alttan almaz! Bu semtlerin sakinlerine bir özür borçlular! Kimse bir partiye yüzde 15-25 arası oy çıktığı için, o mahallede oturanları teröre destek vermekle suçlayamaz!

Sorumlu siyasetçi, hele ki böyle zamanlarda, birlik beraberliği sağlar, vatandaşı gruplara, semtlere ayırıp, hedef gösterip birbirine düşman etmez!

Benim ailemden MHP'ye iki oy çıktı. Viski de içiyorlar üstelik iyi mi? Bu dili ve MHP'nin 7 Haziran'dan sonraki tavrını ilgiyle takip ettiler. Bir erken seçim ihtimalinde MHP onlardan aynı teveccühü görmeyebilir! Gördün mü başımıza gelenleri!

Siyasi bir yanlış yapmış olabilir misiniz Bahçeli Reis?

 

Şeref meselesi

 

"ŞEREFSİZ" kelimesi televizyonda 'bip'lenen bir küfürdür. Ve PKK terörünü destekleyen varsa onlar için de fevkalade uygun bir tanımlamadır kanımca.

Amaaa...

Kampanyada barış, özgürlük, demokrasi vs. vaat edildiği için...

Başkanlık sistemine geçilmesinden korktuğu için...

Kürtlerin bazı hak ve talepleri Meclis'te dile getirilsin diye...

Kürtler parlamentoda parti olarak temsil edilsin de PKK etkisini kaybetsin niyetiyle...

Bu ve bunun gibi bin bir farklı sebeple...

HDP'ye oy veren milyonlarca vatandaşa hakaret etmek adaletli mi?

Bakın "HDP'nin barajı geçmesi lazım" diyen (hatta demeyen) birçok kişi sosyal medyada son günlerde küfür, hakaret hatta ölüm tehdidiyle karşı karşıya!

Meraktan çatlayan varsa söyleyeyim, benim oyum HDP'ye değildi. Ama esasında bundan kime ne? Herkes oyunu istediğine verir.

Hani demokrasi sadece sandıktı? Sandık da mı değil? Ne arkadaş o zaman bu demokrasi?

 

Beyin takımı!

 

AK Parti ve CHP'nin "İstikşafi" görüşmeleri bitti. 11 günde 5 toplantı yapılmış, 36 saat konuşulmuş.

Reklam dünyasında filan, müşteriyle reklam şirketinin masaya oturup, böyle uzun uzun önerilerini söyleyip tartıştıkları toplantılara "İstikşafi" değil "Beyin fırtınası" denir. Oradan müthiş bir fikir çıkması ümit edilir.

Ancak bu beyin fırtınasından parlak bir fikir çıktı mı meçhul. MHP'nin "Azınlık hükümeti kurulursa destek veririz", "Aslında öyle demedik, çok da vermeyiz", "Asla koalisyon yapmayız", "Yani hükümetsiz kalınırsa koalisyon da yaparız", "Ay bilmiyorum çok sıcak" tarzı açıklamaları gelecekle ilgili öngörü yapmayı imkânsızlaştırıyor.

Öte yandan Cumhurbaşkanı, aynı reklam dünyasındaki sert patronlar gibi. Beyin fırtınasından şimşek gibi bir fikir bile çıksa "Yok beğenmedim, siz yine benim söylediğimi yapın" diyecek.

Gördüğüm kadarıyla koalisyonun tarafları beyin fırtınasını bıraktı. Barometreler çöktü.

Durum "beyin ezme"!