Hürriyet gazetesi yazarı Gülse Birsel, yazısının “Dizilerimde oynamak isteyen oyuncuların dikkatine” başlıklı bölümünde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın personel alımı için yapılan mülakatlarda sorulduğu iddia edilen “Dünya 5’ten büyüktür sözü kime aittir”, “Dün hangi kandili kutladık?”, “Başkanlık sistemi ülkemiz için iyi olur mu?”, “2. ve 3. çocuğu yapmayı düşünüyor musunuz?” sorulara değindi. Birsel, “Eğer iddialar doğruysa, bu yöntemden çok ilham aldığımı söylemeliyim! Bundan sonra bir dizi, bir film yaptığımda, yer alacak oyunculara seçme yaparken sorulacak sorulardan bir numune hazırladım” ifadelerinin ardından oyuncu seçmelerinde soracağı soruları sıraladı.
Gülse Birsel’in bugün (1 Haziran 2016) yayımlanan “Fiili duruma saygı göstermeyeni fiilen döverim!” başlıklı yazısı şöyle:
Evimde balkon yok ve bundan çok şikâyetçiyim.
Özellikle bu mevsimde, içeride yazarken pişiyorum anacığım. Bu çarpık durumun düzeltilmesi, benim, sanatın, mizahın ve dolayısıyla ülkenin önünün açılması için aklıma bir çare geldi.
Derhal bir inşaat ekibi çağırıp salonun önüne genişçe bir teras çıkacağım. Hemen balkon takımlarını da koyup, püfür püfür oturacağım.
Bu belediyeye, yasalara filan aykırı olabilir. Ancak benim alanımın genişlemesinin sağlayacağı toplumsal faydayı düşündüğümüzde, hukuku görmezden gelebiliriz bence. Bu fiili durum gerçekleştikten sonra, tutup balkonu yıkacak, apartmanı darmaduman edecek halimiz yok. Olsa olsa var olan fiili duruma yasayı uydurmak gerekir ki, o da bir kalem-kâğıda, imzaya bakar.
İkinci pürüz, Türkiye güzeli olmamamla ilgili!
Buna yıllardır üzülüyor, büyük haksızlık olduğunu düşünüyorum. Yaş, fizik gibi kriterlerin çok göreceli kavramlar olduğu kanaatindeyim.
Dünyada benim gibi örnekler olduğuna eminim. Yoksa bile kendi “Türk tipi güzellik kraliçesi” kavramımızı yaratabiliriz. Ben bunu formüle ettikten sonra, kendi arkadaşlarım ve akrabalarımın jüriyi oluşturduğu bir güzellik müsabakasında (“Müsabaka”, evet? Yaş göreceli bir kavram demedik mi arkadaşım?) birinci olabileceğimden eminim!
Tacımı ve pelerinimi taktığım andan itibaren, “Bu kadın Türkiye güzeli değil” diyen haindir! Görmüyor musun tacımı kardeşim? Jüri beni seçmedi mi? Fiili olarak taç benim, konu bitmiştir!
Son olarak, New York’ta bir ev istiyorum. Aşağı yukarı her yıl oyun seyretmek, sektörü takip etmek için gidip bir aya yakın kaldığım New York’ta bir sürü otel parası ödemekten bıktım.
Yalnız ev fiyatları da uçuk. Beğendiğim boş bir dairenin kapısını balyozla kırıp, geçip otursam... Eşyalarımı etrafa serpiştirsem... Bir süre yaşasam... Sizce fiili olarak ev benim mülkiyetim haline gelmez mi? Bence gelir.
Böylece ülkemizin kültür hayatını daha ileri götürmek için büyük bir adım atmış olurum.
Gerekirse vatandaşa da sorarız, “Sizce o ev Gülse’nin olsun mu” diye. Yüzde yetmişten fazla “evet” oyu çıkmazsa, ben de bir şey bilmiyorum. Sonrasında da o fiili durum açısından “benim” olmuş evi, yasal olarak üzerime yapmaktan başka bir formalite kalmaz....
Ama tabii orada hak hukuk, kanun, nizam filan sorun olur değil mi?
Hüfff, aman yav. İşte bu yüzden Batı yerinde sayıyor!
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın, personel alımı için yaptığı mülakatlarda bazı çok ilginç sorular sorulduğu iddia edildi.
Adayların kurduğu site ve sosyal medya paylaşımlarına göre, mülakat soruları arasında “Dünya 5’ten büyüktür sözü kime aittir”, “Dün hangi kandili kutladık?”, “Başkanlık sistemi ülkemiz için iyi olur mu?”, “2. ve 3. çocuğu yapmayı düşünüyor musunuz?” gibi sorular yer almış.
Eğer iddialar doğruysa, bu yöntemden çok ilham aldığımı söylemeliyim!
Bundan sonra bir dizi, bir film yaptığımda, yer alacak oyunculara seçme yaparken sorulacak sorulardan bir numune hazırladım:
- Sizce hangi Türk yazarı Nobel’i hak etmiştir? a) Gülse Birsel b) Yaşar Kemal c) Orhan Pamuk (Cevap a)
- 11 Mart’ta yurt çapında hangi günü kutladık? (Cevap: Gülse Birsel’in doğum günü)
- Gülse Birsel’in mizahı, dünyada şimdiye kadar yapılmış en müthiş mizah mıdır? a) Dünyada değil, tüm güneş sisteminde öyledir b) Ay ben çok gülüyorum b) Vallahi öyle, ayol lafı ağzımdan aldınız (Cevap a)
- Sizce Gülse Birsel ülkeye başkan olmalı mıdır? a) Olmalıdır b) Kesinlikle olmalıdır c) Başkanlık kesmez, kraliçe olmalıdır (Cevap c)
Oyuncunun eğitimine bakmayla, gidip oyununu seyretmeyle, sahneyi okutmayla, doğaçlama yapmayla filan ne uğraşacağım.
İyi oyuncu böyle seçiliyormuş demek...
Mayıs ortasında bir gün, İzmir AK Parti Gençlik Kolları üyesi bir grup, İzmir Metro’sunun bir istasyonunda dört yıldır bulunan “Müzisyen” heykelini protesto ettiler. Ardından bir vatandaş bunu görev edinip, istasyona gelip heykeli parçaladı!
Ardından, iki gün önce, Eskişehir’de AK Parti Odunpazarı Kadın Kolları üyeleri, Kurşunlu Külliyesi’nde çaça, tango, Hint ve modern dans gösterileri düzenlediği iddia edilen Odunpazarı Belediyesi’ni protesto etti!
Bu dansların “Maneviyatımıza hakaret içerikli” olduğunu iddia eden AK Parti kadın kolları üyeleri “İtalya’nın, Fransa’nın, İspanya’nın kültürünü getirip bizim kültürümüze dayatmanıza asla ve asla izin vermeyeceğiz” ifadesini kullandılar.
AK Parti Gençlik Kolları’nın başı çektiği bir grup daha önce de Hürriyet’e gelip camı çerçeveyi indirmişti, hatırlarsınız.
Kırmak, dökmek, hedef göstermek, “Asla ve asla izin vermemek”! Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi “Kimse kusura bakmasın”, bunlar şiddettir, baskıdır, kutuplaştırmadır!
Hani hayal ettiğimiz Türkiye’de folklor de vardı, ilahi dinletisi de çaça da?
Hani vaat edilen Türkiye’de hat sanatı da vardı, resim de heykel de?
Bunlar çok sakat işler, çook...