Hürriyet yazarı Gülse Birsel, hastalıkların 15 Temmuz’dan sonra artmış olma ihtimalini doktorlara sorduğunu belirterek "15 Temmuz’da yaşadıklarımız, sadece grip, nezle, kas tutulması değil, pek çok ilgisiz gibi görünen hastalığın da sebebi olabilir" görüşünü savundu. Birsel, Dr. Haşmet Pamuk'un "Evet, 15 Temmuz insanların bağışıklık sisteminde kesinlikle olumsuz etki yaratmıştır” dediğini aktardı.
Gülse Birsel'in Hürriyet gazetesinin bugünkü (11 Aralık 2016) nüshasında yayımlanan 'Grip salgınının sebebi 15 Temmuz mu?!' başlıklı yazısı şöyle:
Yok, kimyasal silahtan bahsetmiyorum. "Havaya virüs saçtılar" gibi bir teorim yok. Ama sürekli grip oluyorsanız, sırtınız tutuluyorsa ya da mideniz hassaslaştıysa, veya baş dönmesi varsa, evet, sebebi darbe girişiminde yaşadığımız travma olabilir!
Yaz sonundan beri arkadaşlarımla mütemadiyen tıp konuşur olduk.
Kiminde tiroid sorunu çıktı, kimi mide kanaması geçirdi, bazısı açıklanamayan baş dönmeleri yaşadı. En sağlıklıları bile tutulmuş kaslarla arayıp, boyun ağrısı için kullandığım (Yazar hastalığı efendim, yapacak bir şey yok) ilaç olup olmadığını sordular. Şu an da hepsi evde soğuk algınlığından yatıyor. Birbirimize sürekli ilaç tavsiye ederken, “Acaba yaşlanmak böyle bir şey mi” diye düşündüm. Ve fakat arkadaş demografim çeşitli. 25’ten 55’e her yaş var. Belki de bize böyle topluca nazar değmişti!
Derken, darbe girişiminden sonra, yazın ortasında, dizi filan da yazmazken, hayatımın en rahat ve dertsiz dönemlerinden birinde, boyun kaslarımın kasılıp berbat ağrılar yaptığını hatırladım. Oysa 48 saat hiç masadan kalkmadan yazdığım dönemlerin aksine, çiçek gibi hayatım vardı. Ama bu defa ilk kez ön boyun kaslarım bile o kadar acıyordu ki bademciklerim şişti sanmıştım.
Bu büyük travmanın kimsede iz bırakmaması mümkün olamazdı.
Bir soruşturmacı gazetecilik yapıp, hastalıkların 15 Temmuz’dan sonra artmış olma ihtimalini doktorlara sordum.
Yahu bana setlerde boşuna ‘yarı doktor’ demiyorlar... (Hem yarı doktorum, hem yarı anneyim. Çünkü teyze, anne yarısıdır. İkisi de yarım yamalak yapılacak şeyler olmadığından, şu an ‘tam yazar’lıkta karar kılıyorum!) Dahiliye uzmanı Dr. Murat Görgülü, teorimi teyit eden bilgiler verdi. Kaygı bozukluğu, stres, kandaki adrenalini olmadık zamanlarda artırınca, kortizol da artıyormuş. Bu kortizol yüksekliği de bağışıklık sisteminin zayıflamasına, enfeksiyonları havada kapmaya, çevre şartlarından daha çok etkilenmeye yol açıyormuş. “Stres yüzünden daha çok üşüyoruz, enfeksiyon kapıyoruz, kas spazmları yaşıyoruz, yorgun, miskin oluyoruz”diyor Murat Görgülü. Anlattığı son araştırmalar ise daha da ilginç. Travma sonralarında, otoimmün, yani bağışıklık sisteminin yanlış tepkilerinden ortaya çıkan hastalıklar bile görülüyormuş. Mesela trafik kazasından sonra Tip 1 Diyabet olan hastalar... Başka bir travmanın ardından ortaya çıkan haşimoto isimli tiroid rahatsızlığı... Cilt hastalıkları... Demek ki, 15 Temmuz’da yaşadıklarımız, sadece grip, nezle, kas tutulması değil, pek çok ilgisiz gibi görünen hastalığın da sebebi olabilir!
Dahiliye uzmanı Dr. Haşmet Pamuk, “Dahiliyeye gelen üç hastadan birinin şikâyeti psikosomatiktir” diyor ve ekliyor: “Ekonomik kriz, deprem, 15 Temmuz gibi büyük travmaların ardından iki şey oluyor. Bir, hiç doktora gelmeme, ümitsizlik, depresyon. İki, psikosomatik hastalıklarda artış ve bağışıklık sistemi zayıflıkları yüzünden sık görülen rahatsızlıklar.”
Serotonin stresli dönemlerde aşırı salgılanır ve cepten harcanırmış. Bu tür travmalar yüzünden hızlı tüketilip seviyesi düşünce, vücut kendi sistemini idame ettiremiyormuş! "Bağışıklık sistemi baskılanıyor ve evde oturduğun yerde grip oluyorsun” diyor doktor! Dr. Haşmet Pamuk “Evet, 15 Temmuz insanların bağışıklık sisteminde kesinlikle olumsuz etki yaratmıştır” diyor! Biliyorsunuz, bende okuyucuya hizmette sınır yok. Bilim adamları yardımıyla konuyu aydınlatıp, teorimi desteklediğim gibi, yazının kutulu bölümünde de “Neler yapmamız gerektiğini” listeledim. Ha “Hiçbirini beceremem” diyorsanız, bu güne kadar 280 bölüm komedi yazmışım. Açın seyredin, acık gevşeyin. Ben daha ne yapayım, gelip kulunçlarınızı mı ovayım, aaa?!
Bağışıklık sisteminizi, ruh halinizi öyle bir güçlendirin ki, üzerinizden asfalt silindiri geçse, kalkıp tozunuzu toprağınızı silkeleyip yürüyecek hale gelin! Dr. Haşmet Pamuk’un tavsiyeleri şöyle:
-Yarışsız, stressiz, ve yaşınıza uygun bir spor yapın.
- Doğru beslenin. Glüten, laktoz, şeker, bunlar iyi değil.
-Bağırsaklarınızı sağlam tutun.Hem bağışıklık sistemini, hem ruh halini belirliyor. Probiyotiklerle beslenin. Kefir, yoğurt, turşu yiyin.
-Törensel yaşamı terk edin. Her sabah aynı saatte kalkıp, aynı yere gidip, aynı insanla konuşmayın. İşe arabayla giderken farklı yoldan gidin, hep iç mekânlardaysanız, çıkın parkta oturun.
-Sabahtan akşama kadar haber seyretmeyin. Akşamları gevşemeye çalışın.
-Yeterince ve kaliteli uyuyun.
-Doktorunuza danışarak C vitamini, Coenzim Q10, balıkyağı, magnezyum gibi destekler alın.
-(Bu çok ilginç!) Arada kendinizle röportaj yapın. “Bunu yapmak zorunda mısın?”, “Şunu niye alışkanlık haline getirdin?” diye sorun!
Bir tane de benden: Sabah kalkar kalkmaz müziği açın. Asla arabesk veya fado mado değil, neşeli, ruh halini yükselten müzikler dinleyin.