Gülse Birsel: Velilerin metal yorgunluğunu nasıl yapalım?

Gülse Birsel: Velilerin metal yorgunluğunu nasıl yapalım?

Hürriyet gazetesi yazarı senarist Gülse Birsel, TEOG'un kaldırılmasından sonra yerine geçecek sistemin velileri endişelendirdiğini belirterek, "TEOG kaldırılıyor, onun yerine geçecek sistemde durum net değil.Velilerin metal yorgunluğunu nasıl yapalım?" diye sordu.

Eğitime 'metal detoks'un şart olduğunu belirten Birsel, "Devletin artık bir kerede, iyi çalışılmış, net, sübjektif, fırsat eşitliği yaratacak, tartışılmaz ve ortak akılla oluşturulmuş sağlam, kaliteli bir sistem kurması, metal detoksu için şart" diye yazdı.

Birsel'in Hürriyet gazetesindeki  ( 4 Ekim 2017) yazısı şöyle:

THE Spectator Index geçtiğimiz günlerde bir eğitim istatistiği yayınladı.

Bu sefer öğrencilerin başarısı, matematik puanı filan değil, eğitim sistemindeki kalite ölçülmüş. Birinci sırada İsviçre var, onu Singapur, Finlandiya ve ABD izliyor. İngiltere 22., Fransa 40., Rusya 64. sırada. Biz 101. olmuşuz. Vaziyet vahim. Bu esnada TEOG kaldırılıyor, onun yerine geçecek sistemde durum net değil. Hem okul puanları değerlendirmeye alınacak hem açık uçlu soruların olduğu klasik sınav yapılacak. Malum, her okul bazı öğrencilerini iyi okullara sokmak için notlarda şişirme yapabilir. Bu bir şüphedir. Bazı öğretmenler şu veya bu sebepten sübjektif değerlendirmeler yapabilir, bu bir soru işaretidir. Açık uçlu klasik sorulara gelince, öğretmenden öğretmene bile bunların değerlendirilmesi değişebilir. Kimlerin hangi öğrencinin hangi ifadesini nasıl notlayacağı biraz bulanıktır. Öte yandan yıllardır çalınan sorular skandallarını, son dönemde milli eğitimin sisteminde bazı kadrolaşmaları, mülakatla öğretmen alımları gibi konuları da bu çorbaya katarsak... Bulanıklık, soru işaretleri, flu durumlar, sübjektiflik ihtimalleri ve ikide bir değişen sistemin yarattığı belirsizlik... Ortaya ne çıkıyor biliyor musunuz? AK Parti teşkilatlarında var mı yok mu bilmem ama esas metal yorgunluğu velilerde! Bıktılar artık. Onlar da, öğrenciler de bıktı. Devletin artık bir kerede, iyi çalışılmış, net, sübjektif, fırsat eşitliği yaratacak, tartışılmaz ve ortak akılla oluşturulmuş sağlam, kaliteli bir sistem kurması, metal detoksu için şart! Bir neslin potansiyelini değerlendirebilmek ve geleceğimiz için daha da şart! Ataşehir'de sokakta kendisine yanlışlıkla çarpan kadını itip, vurup yere düşüren ruh hastası için en güzelinden cezalar istiyorum.  Şortlu kadınlara, başörtülü kadınlara, blucinli, mayolu veya çarşaflı ya da melon şapka giymiş kadınlara saldıran, onları taciz eden, hatta sözle rahatsız eden herkesin cezasını bulduğu, canının istediğini giymiş herhangi bir kadın bu ülkenin istediği sokağında her saatte gönlünce tek başına yürüyebildiği güne kadar, bu sözde adamlara hiçbir af, ceza hafifletme, tolerans olmasın istiyorum. Hatta en çok ne istiyorum biliyor musunuz? Otobüste şortlu kıza tekme atan, Gezi’de bir kadına palayla saldıran, Pendik’te minibüste şort giydi diye bir üniversite öğrencisini yumruklayan, bu üstte söz ettiğim filan, hepsi mümkünse aynı koğuşa koyulsun. Bakalım ilk kim kimin ağzını burnunu dağıtacak. Onun kamera görüntüleri filan da olursa, makbule geçer.

AÇIK-KAPALI YAN YANA ÇOK GÜZEL OLUYORUZ BU cümle, sosyal medyada iki arkadaşın hazırladığı bir videodan yarı arak, yarı uyarlama. Oyuncu Eylül Öztürk Özkan, yani @eylulonline, yanına @kaptandenizkizi takma isimli arkadaşı Esma’yı da almış, biri şortlu, biri başı kapalı iki kız çok tatlı bir rap videosu çekmiş. İçimizin yağlarını eriten sözleri var: Biz beraberiz açık ve kapalı bu böyle bilinecek Kadının gücünün üstesinden kimse gelemeyecek Yan yanayken çok güçlüyüz, bizi kimse ezemeyecek Özgürlük saygıyla başlar, denesen iyi gelecek Ben Instagram hesabımda büyük bir keyifle yayınladım. Tüm ayrılıkçı gayrılıkçıların, kutuplaştırmadan beslenenlerin uykularını kaçırması dileğiyle, kıs kıs gülerek, arada ne kadar izlendiğine bakıyorum.