'Gül'ün büyükelçiliklere verdiği cemaat talimatı kalktı'

'Gül'ün büyükelçiliklere verdiği cemaat talimatı kalktı'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Dışişleri Bakanlığı döneminde büyükelçiliklere verdiği "Gülen cemaatinin açtığı Türk okullarını ziyaret edin" talimatının kalktığını söyledi. 

KKTC ziyareti dönüşünde gazetecilere açıklamalar yapan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, DEAŞ-IŞİD gibi örgütlerin içindeki Türk ve yabancı savaşçılar konusunda bilgileri verdi.

Çavuşoğlu, açıklamaları sırasında eski Cumhurbaşkanı Gül'ün Dışişleri Bakanlığı döneminde verdiği cemaat okullarına ilişkin genelgenin de iptal edildiğini söyledi. 

 

"Gül'ün yazısı kalktı"

Çavuşoğlu, Gül'un 2003 yılı nisan ayında bütün büyükelçiliklere verdiği, "okulların bir Türk müessesesi olarak tanıtılılarak, ziyaret edecek resmi heyetlere refakat edilmesi" talimatı için şöyle konuştu:

"Paralel Yapı, Amerika’da, Avrupa’da başka yerlerde Türkiye aleyhine ne kadar lobi varsa onlarla işbirliği yapıyor. Ermeni diasporasıyla birlikte çalışan kongre üyeleri ve senatörlerle dirsek temasındalar. Onlara bağış yapıyor, çok para harcıyorlar. Onlardan Türkiye aleyhine karar çıkarmalarını istiyorlar. Hepsi aşikar. ‘Türkiye’de demokrasi yok, diktatörlük var’ diyorlar. Bu bir algı operasyonu. Bunun böyle olmadığını anlatmak benim büyükelçimin görevi. Çünkü doğrudan Türkiye’yi karalıyorlar, Türkiye’nin imajını bozmaya dönük çalışma yapıyorlar. Buna karşı tedbirimizi alıyoruz. (Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanlığı döneminde yurtdışındaki okulların ziyaret edilmesi ve himayesi noktasında talimat içeren yazısı) Ortadan kalktı. Bakanlığımız hedef alındı. Ondan sonra böyle bir yazının geçerliliği olmaz. "

Gül, 3847 sayılı genelgesinde cemaate ait okulların Milli Eğitim Bakanlığı’nca desteklendiğini, öğretmenlerinin bakanlık tarafından atandığını vurgulamıştı. Yazıda cemaat okullarının büyükelçiler tarafından birer ticari kurum olarak değerlendirilmeleri ve bunları ziyaret edecek bakan ve milletvekillerine büyükelçilerin refakat etmeleri istenmişti.

 

"Fransa bilgi vermedi"

 

Çavuşoğlu, uçakta yaptığı açıklamalarda, Fransa'daki saldırının yeniden gündeme getirdiği DEAŞ-IŞİD içinde savaşan Türk ve yabancı savaşçıların durumunu da değerlendirdi. Çavuşoğlu şu açıklamayı yaptı:

"Hayat ismindeki kadın… Kaçak yoldan Suriye’ye geçtiği tahmin ediliyor. Onun dışında herhangi bir sinyal bilgisi, kayıt yok. Fransa bize sormadan biz bilgileri paylaştık. Bu bizim yabancı savaşçılar konusundaki duyarlılığımızın göstergesidir. Başından beri Türkiye suçlanıyordu, biz de tüm rakamları önlerine koyduk, tedbirleri aldık ama takdir edersiniz ki 911 kilometrelik sınırda her yere bir adam koysanız da mutlaka bir yol bulunuyor. İnsan, uyuşturucu ve silah kaçakçıları her yolu deniyor, bir yolunu buluyor. Şu ana kadar 1165 kişiyi sınır dışı ettik. 7 bin 250 kişiye de giriş yasağı koyduk. Bu saldırıdan sonra biz bu bilgiyi paylaşınca, ‘Türkiye itiraf etmek zorunda kaldı’ dediler. Öyle bir şey yok. DEAŞ’a katılmak amacıyla Türkiye’ye geldiğini ben nasıl bilebilirim? Eğer böyle bir bilgi varsa Fransa’dan çıkarken neden durdurmadılar? Avrupa Schengen Anlaşması’nın arkasına sığınıyor. Bu kadınla ilgili bir arama yok. Listede ismi geçmiyor. Sen kendi ülkenden çıkarken hiçbir şey yapmayacaksın, ‘Türkiye niye bunu aldı’ diyeceksin. Bu haksızlık değil mi?

 

"Türkiye DEAŞ’ın hedefidir"

 

Her ülke DEAŞ’ın açık hedefidir. Türkiye de açık hedeftir. Ne kadar tedbir alırsanız alın, Türkiye her zaman terörün hedefi olmuştur. DHKP-C’nin, PKK’nın, El Kaide’nin, İBDA-C’nin hedefi oldu. DEAŞ’ın ne kadar acımasız bir terör örgütü olduğunu, İslam’ı temsil etmediğini söylüyoruz. Mücadelede yetersizlik olduğunu da söylüyoruz. Böyle söyleyen bir ülke tabii ki terör örgütünün hedefidir. Dolayısıyla dikkatli olup tedbirleri almak lazım. 

 

"Döndüklerinde ne olacak?"

 

Bizde bir DEAŞ’a katılanlar ve sayısı var. Bizim dışarıya gidip başka ülkelerle paylaştığımız isimler var. Türk vatandaşı olan DEAŞ üyesi sayısı 500-700 civarında. Avrupa ülkelerinden daha az. Yabancı savaşçılar konusunda herkesin kaygısı, bunlar ülkelerine döndükten sonra ne olacak? Bu kaygıyı biz de hissediyoruz. Diğer ülkeler de hissediyor.