7 yaşındaki depremzede: Geceleri çok üşüyoruz, evimizde fare çıktı az daha bizi ısıracaktı

7 yaşındaki depremzede: Geceleri çok üşüyoruz, evimizde fare çıktı az daha bizi ısıracaktı

Hülya Karabağlı / Ankara

Gündem Çocuk Derneği, açlık grevini sürdüren Vanlı depremzedeler ve çocukların durumunu  yerinde inceledi. Dernek, Anadolu Konteyner Kent'te hijyen yüzünden 5 çocuğun tedavi gördüğünü açıkladı. Bulaşıcı hastalık riskinin devam ettiğini belirten Gündem Çocuk Derneği, "Çocuklar 12 gündür banyo yapamadıklarını anlattı. Elektriklerin kesilmesinden dolayı fareler çocukları korkutuyor. Okulların başlamış olmasına karşın çocukların hiçbiri okula devam edemiyor. Depremzedelere yaptırım yüzünden 500 çocuk hak ihlali ile karşı karşıya."

 

250 aile konteynerda 

 

Gündem Çocuk Derneği, “Van’da 26 Ağustos’tan beri barınma ve iş olanağı talepleri ile açlık grevindeki  depremzede ailelerinin çocukları okula alınmıyor; barınma ve sağlık  hakkından yararlanamıyorlar”  dedi. Van-Erciş depremlerinin üzerinden neredeyse 2 yıl geçtiğine dikkat çeken dernek, “Ancak başka barınma olanağı sağlanmadığı için yaklaşık 250 aile konteynerlerde kalmaya devam ediyor” bilgisini verdi. Konteynerleri boşaltılmaya zorlamak için 44 gün önce elektriklerinin kesilmesinin ardından depremzedeler; zor yaşam koşullarının iyileştirilmesi, yeni bir barınma ve iş olanağının sağlanması talebiyle açlık grevine başladı. Gündem Çocuk Derneği'nin Van’da Anadolu, Tahirpaşa ve Kayaçelebi konteyner kentlerinde yaptığı görüşmeler, gözlemlere ilişkin tespitler şöyle:

 

Konteynerlerde fareler çocukları korkutuyor

 

-Verilen bilgiye göre Anadolu konteyner kentte hijyen koşulları nedeniyle 5 çocuk enfeksiyon sebebiyle ciddi tedavi görmek durumunda kalmıştır. Hijyen sebebiyle bulaşıcı hastalık riski devam etmektedir. - Çocuklarla yapılan görüşmelerde elektrik kesintisinden dolayı çocukların 12 günden beri banyo yapamadıklarını belirtilmişlerdir. -Havaların soğumaya başlaması ile çocuklarda yaygın bir şekilde soğuk algınlığı ve solunum yolu enfeksiyonları görülmeye başlanmıştır. -Bazı konteynerlerde fare görüldüğü ve bunun çocuklarda korkuya neden olduğu gözlenmiştir.

 

Aileleri açlık grevine girince yeni bir travma oluştu

 

-Yaşanan bu zor koşullar ve geçim sıkıntısı; aile içinde şiddete yol açmaktadır. Bu durum depremin yarattığı etkilerden kurtulamayan çocuklar ve diğer bireyler açısından başka travmalara sebep olmaktadır. - Çocuklar yaşanan tüm bu durumlardan olumsuz olarak etkilenmektedirler. Açlık grevi sebebiyle sağlık sorunlarının oluşması, ambulansların yaşam alanlarına sık sık gelişi, bu kişilerin hastaneye götürülmeleri çocuklarda psikolojik olarak olumsuz yaşantılar oluştururken; depremin ardından bir kere daha travmatik yaşantıya sebep olmaktadır.

 

‘Mum ışığında mı çalışacağız’

 

- Çocuklar görüşmeler sırasında okula gitmek istediklerini ama zaten elektriklerin kesik olduğu için ders çalışmayacaklarını belirtmişler ve özellikle “mum ışığında mı çalışacağız?” diye sormuşlardır.  -Elektrik kesintisinden dolayı akşam su içmeye kalkan bir çocuğun önünü görememesinden dolayı düştüğü ve kolunu kırdığı, başka bir çocuğun kafasını dolaba çarparak yaraladığı çocuklar tarafından ifade edilmektedir.

 

Karanlıkta kolunu kırdı

 

-Çocukların depremden önce kaldıkları adrese yakın okullara kayıt yapmaları istenmekte ancak ekonomik durumları zaten kötü ailelerin şu anda kalmakta oldukları yere çok uzakta olan bu okullara çocukları gönderememektedirler (servis parası vs.) Çocuklar okula gitmek istediklerini ancak okula kayıtlarının yapılmadığını belirtmişlerdir. - Tüm yaşanılanlar çocuklarda sosyal devlete ve yetişkinlere ilişkin güvensizlik yaratmaktadır. Bu durum onların adalet duygularını zedelemektedir.

 

Çocuklar ne anlattı?

 

Yapılan yüz yüze görüşmelerde çocukların bazı görüşleri ve ifadeleri şöyle: “Anne babalarımız hepsi grevde olduğu için her gün ambulanslar gelip onları hastaneye götürüyor. Geç saatlere kadar gelmiyorlar biz de üzülüyoruz, perişan durumdayız. Yetkililerin duyarlı olmasını istiyoruz. Okula gitmiyoruz. Çünkü ailelerimiz okul masraflarımızı karşılayamıyor. Biz sadece başımızı sokabileceğimiz sıcak, aydınlık bir yuva istiyoruz. Ben okulu seviyorum. Okula da gitmek istiyorum. Ama biz nasıl mum ışında ders çalışacağız? Biz kışın bu durumda ders çalışamayız, burada kalamayız. O yüzden yetkililerin bize ev vermelerini istiyoruz”. M.T (12 yaş)

 

‘Deprem olacak diye çok korkuyorum’  

“Ben akşam korkular içinde yatıyorum. Akşam kalkıp bağırıyorum. Deprem olacak diye içimde bir korku oluyor. O yüzden psikolojim iyi değil”. Z.T (8 yaş) “Akşam uykudan kalkıyorum, korkuyorum. Abim elektrik olmadığı için kolunu kırdı. Akşam su içmek için kalktı, karanlık olduğu için önünü göremeyip kolunu kırdı. Bir arkadaşım kafasını sehpaya vurdu, kafası şişti. Ev istiyoruz. Evimiz yok” Z.T (8 yaş)

 

‘Bidonları güneşe bırakıp su ısıtmaya çalışıyoruz’

 

“Evimiz olmadığı için elektriklerimiz yok. Burada perişan olduk. Anne ve babalarımız burada bizim için bir yuva istiyorlar o yüzden açlık grevine girdiler. Bir haftadır benim ve arkadaşlarımın saçlarına su değmedi. Bidonları güneşe bırakıp, su ısıtmaya çalışıyoruz. Yemeği dışarda kurulan taş ocaklarda yapıyoruz. Bir ev vermelerini çok istiyoruz. Her çocuk gibi biz de okumak istiyoruz. Parkımız vardı ama 2 aydır kaldırdılar. Lütfen bize acısınlar biz bir yuva istiyoruz” . B.Ç (11 yaş)

 

‘Tayyip Erdoğan bize de acır’

 

“Okula gittim, beni kaydetmelerini istedim. Almadılar beni. Biz de her çocuk gibi okumak istiyoruz. 5 kardeşiz. Günlerimiz çok kötü geçiyor. Okula gitsek ve öğretmen ödev verse nasıl çalışacağız? Sadece bir ev istiyoruz. Tayyip Erdoğan telefonda bir kıza acıdı. Umarım bize de acır. Bize bir ev verir.” S. (9 yaş) “Burada bağırıyorlar. Annem bayıldı. Bu kadın (oradaki bir kadını işaret ediyor) kötüleştiğinde ambulans gelip almadı. Biz okul isteriz, ev isteriz. Okula gitmeyi çok seviyorum ben. Bu kötülüktür. Bu açlık grevidir. Herkes bayılıyor burada. Biz okula gittik. Dedik hocam bizi alabilir misiniz okula? Dedi hayır almıyoruz”. E. (7 yaş)

 

‘Akşamları çok soğuk oluyor’

 

“Akşamları çok soğuk oluyor, üşüyoruz. Ben üşüdüm, üşüdüm hasta oldum. Annem beni hastaneye götüremiyor. Annemiz, babamız üç gündür burada yatıyorlar. Biz korku içindeyiz. Karda kışta ne yapacaz biz buralarda. Bu farelerle idare edemeyiz. Bizim evimizde bir fare çıktı az daha bizi ısıracaktı. Buradaki insanlar da günahtır. Biz sadece ev istiyoruz. Mum alamıyoruz, karanlıkta kalıyoruz”.  E. (7 yaş) “Başka çocuklar ‘bizim evimiz var ama siz konteynırda kalıyorsunuz’ diyor. Bu çok zorumuza gidiyor. Geçenlerde bir kadın bayıldı sonra kocası da bayıldı” F. (9 yaş)