Güneri Cıvaoğlu dedikoduları yalanladı

Güneri Cıvaoğlu dedikoduları yalanladı

T24 -   Milliyet Gazetesi Başyazarı Güneri Cıvaoğlu, “Yaprak Dökümü dizisinde rol alan Başak Sayan'la yakalandığı” ifadeleriyle yayılan dedikodular üzerine, olayın çarpıtıldığını açıkladı.

Bekir Hazar'ın Yeni Şafak’taki köşesinde, “Yaprak Dökümü'nden bir oyuncuyla yakalanan ünlü köşe yazarı kim?..” sorusunu yöneltmesinin ardından gazeteciler.com sitesi “o gazetecinin Güneri Civaoğlu olduğunu” yazdı.

Gerçeğe aykırı söylentinin yayılması üzerine Cıvaoğlu, çarpıtılan olayın aslını açıkladı. Güneri Cıvaoğlu'nun gazeteciler.com'a gönderdiği açıklama şöyle:

İnternet sitelerinde birkaç gündür benim eksenimde oluştuğu iddia edilen bir magazin haberi yayımlanmakta.

Aslında gazetecilik ve TV dünyasında sıradan ve olağan bir görüşme, ama gene de fısıltı gazetesiyle özünden bu denli uzaklaşması üzerine bu yayınlar arasında ismimin ilk kez yer aldığı sitenizde olayın aslını anlatmakta yarar gördüm.

Olay 2 ay önce 23 Temmuz akşamı gelişti.O akşam Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Hu Jintao ile bir “söyleşi” yapmak üzere randevum vardı. Uzun süre konuştuk. Sayın Kemal Baytaş’ın başkanı olduğu Türkiye-Çin Dostluk Derneği’nin başkanvekili olmam nedeniyle güvene dayalı hoş bir söyleşi oldu. Ertesi sabah bu söyleşiyi yazdım, izleyen gün yayınlanan Milliyet'te fotoğrafımızla birlikte yer aldı.

ŞEFFAF ODA adlı TV programlarımdan birinde konuğum olan ve daha önce de tanıdığım, sevdiğim sanatçı Başak Sayan da “bir TV programı yapmayı planladığını, bu konu için danışmak üzere görüşmek istediğini” söylemişti.

O günlerde tatil için izne ayrılıyordum.

İki randevuyu da aynı güne verdim.

Daha ileri saatlerde de Burcu Esmersoy ve Yekta Kopan’ın Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü terasında çekilecek “Yaz Gecesi Şovu” adlı programlarına konuk olacaktım.

Yani sıkışık bir ajanda…

Çin Büyükelçisi’nden sonra kısa bir süre de Başak Sayan’la konuştuk.

Bana daha önce yaptığı TV programından görüntüleri kapsayan bir CD getirdi.

TV dünyasından tanıdığım yöneticilere tavsiye katkısını da konuştuk.

Gerçekten iki TV yöneticisine bu CD’leri ilettim.

Fakat…

Kısa konuşabildik.

Bahçeşehir Üniversitesi’ne gitmek üzere yola çıkmam gerekiyordu.

Yolda anlatmaya devam etmesi için onun arabasına bindik.

Benim arabam da bize yol gösteriyordu.

Bahçeşehir Üniversitesi’nin kapısına vardık, kapıyı açıp dışarı çıkmıştım ki, ansızın sol tarafımda bir çarpma yaşadım.

Baktım bir TV kamerası.

Beni çekiyor. Arabanın önüne geçip içini çekiyor. Sanki olağandışı bir durummuş gibi…

Galiba biraz o kameranın yanlışlıkla çarpması, öte yandan sıradan bir görüşmenin başka boyutlardaymış gibi çekilmesi, kampusün terasına çıkıp programa yetişebilme telaşıyla arkadaşlara “ne çekiyorsunuz, TV programına geldim bunda ne var” gibi biraz da sertleşerek tepkiler verdim.

Onlar “görevlerini yaptıklarını” söylediler.

Ben de sakinleşerek “iyi akşamlar” diledim. Ayrıldım.

Gerçekten ünlü bir sanatçı söz konusu olunca belki buradan “haber çıkar” diye düşünmüş, görevlerini yapmışlardı.

Belki olayın aslını bilselerdi onlar da farklı davranabilirlerdi.

Bu anlattıklarımın tanıkları, Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş kampusü kapısındaki o geceki görevlilerdir.

Böyle sıradan bir olayın kendilerine iki ortak dost tarafından anlatılmasından sonra yayına konulmaması, FOX TV yöneticilerinin –bence- özenlerini gösteriyor.

Olay gecesi defalarca FOX TV yöneticilerinin arandığı iddiası da fısıltı gazetesinin abartısı olabilir.