Güney, MİT Kontterör Merkezi'nde çalışmış

Güney, MİT Kontterör Merkezi'nde çalışmış
MİT, Tuncay Güney’in elemanı olduğu haberini yalanladı. Açıklamada Mehmet Eymür’ün kurduğu ve yönettiği ‘Tartışmalı Kontrterör Merkezi’nin sorumlularıyla birlikte tasfiye edildiği’ vurgusu dikkat çekti Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), 2001 yılında poliste verdiği ifadelerle ilk kez Ergenekon terör örgütünün ortaya çıkmasına neden olduğu belirtilen ve ‘sahte haham’ olarak tanınan Tuncay Güney’in MİT elemanı olarak Türkiye-İran Masası’nda çalıştığı yönündeki haberi yalanladı. Ancak MİT’in yalanlama metninin içindeki bir cümle dikkat çekiyordu: “Güney o dönem itibarıyla şüpheli faaliyetlerinden dolayı dikkatimizi çeken ve üzerinde çalışma yapılan bir şahıstır. Bu bağlamda, Tuncay Güney kayıtlı bir haber kaynağımız değildir. Kuruluş ve işleyişi tartışmalı olan Kontr terör Merkezi, sorumluları ile birlikte 1997 yılında kuruluş şemasından çıkarılmıştır.” Açıklamadaki Kontrterör vurgusu “Mehmet Eymür’e bir gönderme mi?” sorusunu akla getirdi. Nitekim Eymür daha önce Güney’in MİT elemanı olduğunu söylemişti. Ergenekon’da ajan Sabah gazetesi, manşet haberinde yayımladığı ‘gizli’ belgeye dayanarak, Güney’in ‘İpek’ kod adlı MİT elemanı olarak, Türkiye-İran Masası’nda çalıştığını ileri sürdü. Habere göre; Güney 1990 öncesinde Gerici Faaliyetler Şubesi, ardından da İran Masası’na bağlı çalıştı. Bu sırada gazeteci kimliğiyle Ortadoğu’daki bazı liderlerle görüşmeler de yaptı. 1992’de MİT Güney’e JİTEM ve Ergenekon’a sızma görevi verdi. Bu tarihte albay rütbesiyle Ağrı’da görev yapan Ergenekon’un tutuklu sanığı emekli general Veli Küçük ile tanışan Güney, Susurluk skandalı sırasında MİT için önemli bir bilgi kaynağı oldu. Güney’in kimliği 2001 yılında dönemin İstanbul Organize Suçlar Şubesi Müdürü Adil Serdar Saçan tarafından yapılan sorguda deşifre edildi. Küçük, Güney’in JİTEM kimliğinin deşifre olmaması için serbest bırakılmasını sağladı. Bu sırada devreye giren MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, CIA ile temasa geçerek Güney’e 10 yıllık ABD vizesi aldı ve Güney’i ABD’ye gönderdi ve New York’ta Türk istihbaratının kullandığı bir dairede bir yıl ikamet etti. MİT, Güney aracılığıyla Ergenekon örgütlenmesini önceden bildiği halde yetkili mercilere bilgi vermemek suçlamasıyla karşılaşmamak için bir rapor hazırladı ve 2003’te Başbakanlığa gönderdi. Yazıda, “2002’de postayla ulaşan altı adet CD ve 2 sayfalık isimsiz mektupta Ergenekon ile ilgili istihbarat alındığı” belirtildi. Eymür: Adres niye ben, anlamadımTuncay Güney, MİT elemanı çıktıTuncay Güney'in tüm kartvizitleriMiT ne söyledi, neleri kastetti!Kayıtlı değilmiş MİT, konuya ilişkin olarak dün resmi internet sitesi aracılığıyla bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Sabah gazetesinin 26 Kasım 2008 tarihli nüshasında, ‘Kod Adı İpek’ başlığı altında Tuncay Güney ile ilgili belgeyi konu alan bir manşet haber yayımlanmıştır. Haberde yer alan belge teşkilâtımıza aittir. Söz konusu belgenin dışarıya yansıtılması ile ilgili idari soruşturma açılmıştır. Tuncay Güney o dönem itibarıyla şüpheli faaliyetlerinden dolayı dikkatimizi çeken ve üzerinde çalışma yapılan bir şahıstır. Bu bağlamda, Tuncay Güney kayıtlı bir haber kaynağımız değildir. Kuruluş ve işleyişi tartışmalı olan Kontrterör Merkezi, sorumluları ile birlikte 1997 yılında kuruluş şemasından çıkarılmıştır. MİT’e yönelik asılsız iddiaları belirlenmiş senaryolara göre çeşitli dönemlerde ortaya atanların amacı kamuoyu tarafından bilinmektedir. Milli İstihbarat Teşkilâtı ile doğrudan veya dolaylı şekilde bağlantı kurulmasına çalışılan söz konusu yayınla ilgili yasal yollara başvurulacaktır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.” ‘Görevli’ değil ‘hedef’ 7 Şubat 1997 tarihli ve 10.251.-01.011(IST00736) sayılı gizli belgenin üzerindeki “Konu: Tuncay Güney (İPEK)” ibaresine dikkat çeken bir yetkili, bunun o dönemde Güney’in ‘takip edilen’ ya da ‘üzerinde çalışma yapılan’, daha açık anlatımla ‘hedef’ kişi olduğunu gösterdiğine dikkat çekti. MİT’in eski Kontrterör Daire Başkan Yardımcısı Mehmet Eymür de üstü örtülü biçimde Güney’in MİT elemanı olduğunu ABD’den yayın yapan www.atin.org adlı sitesinde yazmıştı. Eymür, 26 Ekim’de avukat Ceyhan Mumcu’ya hitaben yazı yazdı. Ceyhan Mumcu’nun cevabı üzerine de 12 Kasım günü bir yazı daha yazdı. Bu yazıda Eymür şunları söylemişti: “Tuncay Güney’den bahsetmişsin... O bizdenmiş, öyle diyor... Yani bir istihbarat elemanı... Yetenekli de birisi... Sizin ekibe başarılı bir şekilde sızmış... İpliğinizi pazara çıkarmış... Zokayı fena yemişsiniz... Geçmiş olsun... Gerisi teferruat...” Sabah'ın haberi, ardından da MİT’ten yapılan açıklama ile Eymür’ün Güney ile ilgili sözleri birleşince Güney’in Eymür’ün elemanı olarak çalışıp çalışmadığı sorusu akıllara geldi. ‘Karanlıklar dairesi’ Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde amiri ve arkadaşı olan, bir suikastta hayatını kaybeden eski MİT yöneticisi Hiram Abbas ile birlikte 1. MİT Raporu sonrasında MİT’ten ayrılmak zorunda kalan Eymür, Çiller’in başbakanlığı döneminde teşkilata geri dönmüş, ilk görevi Özel İstihbarat Dairesi Başkanlığı olmuştu. Ardından yeni kurulan Operasyon Başkanlığı’na Şenkal Atasagun’un başyardımcısı olarak atandı. Ancak Eymür’le Atasagun’un arası teknik konular nedeniyle açıldı. Bunun üzerine Eymür Müsteşar Sönmez Köksal’dan görev değişikliği talebinde bulundu. Bu aşamada da 1996 yılında Kontrterör Merkezi kuruldu ve başına Eymür getirildi. Direkt müsteşara bağlı olarak çalışan merkez, yurtdışı operasyonlarına başladı. Susurluk skandalının patlak vermesinin ardından merkez ile ilgili birçok iddia gündeme geldi. Kontrterör Merkezi başta yeraltı dünyasından Alaattin Çakıcı ve ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ın kullanılması olmak üzere pek çok tartışmalı olaya konu oldu. Çakıcı’ya pasaport Bu sırada eski bir MİT mensubu olan ve o dönem Kontrterör Merkezi’nde çalışan Yavuz Ataç’ın ismi ülkücü mafya lideri Alaattin Çakıcı’ya kırmızı pasaport vermesi ile gündeme geldi. Çakıcı yakalandığında üzerinde Ataç’ın verdiği pasaport vardı. Daha sonra Yavuz Ataç ismi, dönemin İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı şimdi ise DTP milletvekili olan Akın Birdal’a suikast düzenleyen Türk İntikam Tugayı’nın (TİT) firari reisi M. Cemal Kulaksızoğlu’na da pasaport verdiği iddiasıyla gündeme taşındı. Eymür, Ağustos 1997’de dönemin başbakanı Mesut Yılmaz’ın baskıları sonucunda Kontrterör Merkezi’ndeki görevinden alındı ve ABD’ye, ABD istihbarat ve güvenlik örgütlerine akredite ‘MİT Temsilcisi’ olarak atandı. Atasagun, MİT Müsteşarı olduğu yıl, yani 1997’de Kontrterör Merkezi’ni kapattı. Eymür de ABD’ye gittikten kısa bir süre sonra MİT’ten ayrıldı ve bu ülkede kaldı.