Verdiği ifadeler ve evinde bulunan belgelerle Ergenekon operasyonuna yön veren Güney, davanın kendisini ilgilendirmediğini yalnızca kendisine yapılan saldırılara karşlık verdiğini belirtti. Güney sorulara şu yanıtları verdi:
Verdiğiniz ifade Ergenekon’a temel oldu, ordan başlayalım. Oto kaçakçılığı gerekçesiyle gözaltına alındım. Organize Suçlar’da tuvaletin arkasında küçük bir odada işkenceyle başladılar. Burada Adil Serdar Saçan, alkollü bir vaziyette işkence yaptı. Savcılığa giden kamera görüntüleri ve ifadeyi 7-8 günlük bir işkencenin ardından verdim. O işkenceden sonra önüme hangi metin konsa imzalardım. Önüme konulan Parlament sigarasını içtim ve ifade verdim.
Ergenekon’u deşifre eden ifadeyi işkence altında mı imzaladınız? O ifadeyi 2001'de verdim ve Ergenekon 7 yıl sonra patladı. Benim Ergenekon ile bir sorunum yok, ilgilendirmiyor da beni. Ben şu an sadece bana yapılan saldırılara yanıt veriyorum. Ergenekon ile ilgili farkındaysanız açıklamalarda bulunmuyorum. O araç kaçakçılığı dosyasını açsalar eski emniyet istihbarat şube müdürü Ümit Bağbek çıkacaktır. Gaffar Okkan ile en son Ümit Bağbek görüşmemiş mi?
Böyle bir örgüt var mı, kökleri 600 yıllık bir geçmişe dayanan? ERGENEKON KIBRIS SAVAŞINDAN BERİ VAR Ben Kıbrıs Savaşı’ndan sonra böyle bir örgütün olduğunu düşünüyorum. Ancak şu an at izi, it izine karışmış durumda ve bu konuda mahkeme heyetinin vereceği kararı bekliyorum.
Şayet böyle bir örgüt sizce var ise bunun bir numarası kimdir? Bir numaranın kim olduğunu bilmiyorum.
Ergenekon davasından yargılanan 86 ismin de bu örgütün üyesi olduğunu düşünüyor musunuz? Açıkçası benim tanımadığım insanlar da yargılanıyor. Mesela Vedat Yenerer’i ben tanımıyordum ve Ergenekon şeması olarak ifade edilen 69 kişilik listede adının olmadığını hatırlıyorum. Böyle başka isimler de olabilir.
KULLANILDIĞIMI DÜŞÜNMÜYORUM Kullanıldığınızı düşünüyor musunuz? Beni Ergenekon’da kullanmış olsalardı 7 yıldır kullanırlardı. Bunu düşünmüyorum. Gördüğüm işkencenin ardından kimi kime şikayet edeceksin diye düşünerek yurtdışına çıktım. Veli Küçük’e de Balmumcu Lojmanları’nda “Ben gidiyorum, siz bu kafayla beş yıl dayanamazsınız” dedim.
Gülen soruları terlettiAbdullah Çatlı’nın üzerinden çıkan pasaportta Mehmet Özbay ismi vardı. Aynı Mehmet Özbay ile Amerika’da yemek yemeniz raslantı mı? Mehmet Özbay, ketum bir insandır ama gerçekten Amerika’ya ilk gittiğim dönemde misafirperverliğini gösterip beni ağırlamıştır. Benim için de CIA diyorlar, ama her söylenilen doğru olmuyor.
MİT'LE BİR BAĞIM YOK MİT’ten maaş aldığınızın belgesi çıktı, bu da mı gerçek değil? Benim MİT ile bir bağım yok, bunu ilk olarak 7 Ağustos’ta Hürriyet daha sonra ise Sabah gazeteleri haber yaptı ancak MİT ile bir ilişkim olmadı.
MİT, “kayıtlı elemanımız değildir” dedi ve mahkeme MİT’ten bunu sordu, nasıl bir cevap umuyorsunuz? Ben bir şey ummuyorum, devletin resmi bütün kurumlarına da saygı duyuyorum.
Türk-Musevi cemaati sizin haham olmadığınızı iddia etti, buna rağmen haham olduğunuzu söylüyorsunuz? Diyanet, nasıl Türkiye’de bütün İslami oluşumların temsilcisi değilse, Türkiye’deki cemaat de reformist ve ılımlıdır. Musevilikte birçok tarikat vardır ve kendilerinin böyle bir söz hakkı yoktur. Ben tanrının ajanıyım ve Tanrı’nın İsrail’ine inanıyorum.
Perinçek kendine karşı çıkanlara CIA’cı der Ben hiçbir istihbaratta çalışmadım. Ancak öyle şeyler yazılıyor ki James Bond benim yanımda gölgede kalır. Bu suçların hiçbirini kabul etmiyorum. Siz, Perinçek’e saldırsanız size de emin olun “Bu CIA’cı” der. Öcalan bile benden sözederken saygı sınırlarını aşmıyor ancak Perinçek bu nezaketi göstermiyor. Ben Mehmet Eymür’ün hiçbir şekilde ekibinde değilim. Kendisini de tanımıyorum, bir gazeteci olarak siz ne kadar tanıyorsanız benim de tanışıklığım o kadardır. Bunlar bilinçli olarak gündeme getiriliyor.
CIA EVİMİ BASMADI CIA’in Toronto’da kapınızı çalıp, MOSSAD adına çalıştığınızı söylediği kitap oldu?.. Kanada ve Amerika çok ciddi ülkeler. Bunu Faruk Arslan isminde bir gazeteci Karakutu isimli kitabında yazdı, siz de haberini yaptınız. Böyle bir şey olmadı, olsaydı da MOSSAD’ın yetkilileriyle birlikte gelip bunu söylemeleri gerekirdi. (VATAN)