Sokağa çıkma yasağının ve çatışma ortamının devam ettiği Güneydoğu’da esnaf birbiri ardına kepenk kapatıyor; ticari hayat durma noktasına geldi.
BBC Türkçe’de yer alan habere göre; Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki Japon Pasajı’nda 16 yıllık esnaflık yapan terzi Mehmet Seçkin, dükkanını taşıdığını belirterek, "Dükkânı taşımak zorunda kalınca çok üzüldüm. Hem ekonomik hem de sosyal hayatımız söndü. Diyarbakır'ın bu halini rüyamda görsem inanmazdım" dedi.
BBC Türkçe’den Hatice Kamer’in haberi şöyle:
Güneydoğu'da Ağustos ayından bu yana yer yer uygulanan sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte günlük hayat ve ticaret durma noktasına geldi.
Çok sayıda esnafın iflas ettiği belirtiliyor.
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 75 dükkânın bulunduğu Japon Pasajı'nda da birçok esnaf kepenk kapattı.
İşyeri kapatmaların devam edeceği anlaşılıyor.
30 yıllık meslek hayatının 16 yılını bu pasajda geçiren terzi Mehmet Seçkin, üst üste ilan edilen sokağa çıkma yasaklarından sonra uzun süre kapalı kalan dükkânını Kayapınar ilçesine taşımış.
"Geçen hafta yasak kalktığında birkaç saate eşyalarımı taşıdım. Mecburiyetten taşındım. Çünkü evin mutfak masraflarını bile artık çıkaramıyordum" diyor.
Mehmet Seçkin iş olmasa bile dükkânını açtığını, arkadaşlarıyla konuşmanın kendisine iyi geldiğini söylüyor:
"Dükkânı taşımak zorunda kalınca çok üzüldüm. Hem ekonomik hem de sosyal hayatımız söndü. Diyarbakır'ın bu halini rüyamda görsem inanmazdım" diyor.
Seçkin'in pasajdan komşusu olan Yaşar Keskinkılıç ise 22 gün önce dükkana kilit vuranlardan.
Kafe ve işletmelere döşeme, koltuk sandalye kılıfı diken Keskinkılıç, 25 yıldır bu işi yapıyor.
10 yıldır Sur'da çalışan Yaşar, sadece Diyarbakır'ın değil, bölgenin bütün işinin Suriçi'nde döndüğünü söylüyor.
"Toptan, perakende işlerin hepsi oradaydı. Birçok esnaf bayiydi. Şimdi hepsi kapalı. Çek, senetle iş yapan esnaf çok. İki aydır ödeme yapamıyorlar. 22 gündür kapalı dükkân. Sur'a gidemiyoruz. Herhangi bir zarar ziyan var mı yok mu bilmiyorum, çünkü ilçede çok şiddetli patlama ve çatışma sesleri geliyor. Biz de çaresizce bekliyoruz.''
Hiçbir geliri olmadığını söyleyen Yaşar, 23 gündür evini borçla geçindirmeye çalıştığını söylüyor.
"Zararımın dışında bir de 3-4 bin TL borçlandım. Başka çarem de yok. Daha önce birkaç gün sürüyordu, ama şimdi çok uzadı. Şimdi çok umutsuzum, çünkü bu olaylar çok uzayabilir de."
Sur'da optikçi olan Abdurrahim 14 yıldır ilk kez senetlerinin geri döndüğünü söylüyor ve ''Son yasak, yavaş yavaş yıkılan bir şeye dinamit etkisi yaptı" diyor.
"Sur'da büyüdüm ama artık oraya gitmek istemiyorum"
Küçük ölçekli bir işletme olduklarını, tüm ürünleri peşin alıp sattıklarını ve 22 günde en az 35 bin TL zarar ettiklerini söylüyor, Sur'da bir şeylerin düzeleceğine artık inanmıyor:
"Babam 88'den beri ben de 96'dan beri Sur'da esnaflık yapıyoruz. Ama hiç bu kadar karamsar olmamıştık. Muhasebecimiz, 600'e yakın işyerinin kapandığını söyledi."
Genç esnaf, hem hükümetin hem Kürt tarafının bu şekilde devam etmesi halinde durumun daha kötüye gideceğine inandığını söylüyor.
"Sur'da bir gün yasak kaldırıldı. O gün gördüğüm göç manzarasını, insanların sefaletini ömrüm boyunca unutmayacağım. Sur'da büyüdük ama bu saatten sonra ben bile artık oraya gitmek istemiyorum. Kalıcı bir barış olmadıktan sonra hendek düzelse bile insanların zihninde şu an açılan hendeklerin iki katı bir bölünme oluştu."
Diyarbakır ve ilçelerinden Esnaf ve Sanatkarlar Odası'na kayıtlı 65 bin esnaf bulunuyor ve onların yanında yaklaşık 100 bin insan istihdam oluyor.
Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Alican Ebedinoğlu, Sur ilçesinde hizmet sektörünün ağırlıklı olduğu 10 binin üzerinde esnafın bulunduğunu belirtti.
"Sur'da 22 otel var ve 14 tanesi fiilen kapalı. Yasaklardan sonra Sur'da 360, Diyarbakır genelinde 1100 iş yeri kapandı. Son yasağa kadar 5 binin üzerinde insan işten çıkarıldı. Bu olaylardan bütün şehir etkilendi. İnsanlar dışarı çıkmıyor, çıkınca da temel ihtiyaçlar dışında alışveriş yapmıyorlar. Sur dışındaki esnafın cirosu da yüzde elli düştü."
Çatışmalar başladığından beri iş çevreleri olarak hem hükümet, valilik, hem de HDP, DTK nezdinde girişimlerde bulunduklarını belirten Alican Ebedinoğlu, son olarak Başbakan Yardımcısı ve Kalkınma Bakanı ile görüştüklerini söyledi.
"Reyhanlı'da, Soma'da esnafların kredi ve vergi borçları ertelenmiş, faizsiz kredi verilmişti. Bakanlar bize ekonomik paketten söz ettiler. Dün o paket açıklanmış ve dalga geçer gibi sadece SSK ve vergi borçlarının erteleneceği ifade edilmiş, bu paket bizi şok etti. Bu çifte standart bir yaklaşım."
Kentin ve ilçelerin tümünde 100 bine yakın çalışan olduğunu belirten Ebedinoğlu, bu oranın yüzde ellisinin işsizlikle yüz yüze kaldığını söyleyerek şu uyarıda bulundu.
"Bölge savaş halinde, tarafların müzakere ile uğraşması gerekirken ortada bir güç gösterisi durumu yaşanıyor. Önemli olan esnafın kaybı değil önemli olan silahların susması ve çözüm sürecinin yeniden başlaması. Bu savaşın kazananı olmayacak ama kaybedeni halk olacak. Hükümete söyledik, onlar bu durumun kendilerine dayatıldığını söyledi. Altı ay sonra çok geç olacağı konusunda uyardık" dedi.
"Ortadaki durumun devam etmesi durumunda çok yakında sosyal patlama yaşanacağını" söyleyen Ebedioğlu "artan işsizliğin ve bu olası sosyal patlamanın sadece Diyarbakır'la sınırlı kalmayacağını" savunuyor.
Alican Ebedinoğlu kepenk ve kontakt kapatma eylemlerininse çözüm olmadığı görüşünde.
"Bütün partilerin, halkın, STK'ların bu savaşı durdurmak için samimi bir şekilde ayağa kalkıp bu savaş dur demesi lazım" diyor.
Güneydoğu Genç İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burç Baysal da ekonomik tablonun içler acısı bir durumda olduğunu söyledi.
"İnsanların yaşam hakkının ortadan kalktığı, hakların zedelendiği bir ortam var ve maalesef ekonomi konuşacak durumda değiliz artık" diyor.
Diyarbakır ekonomisinin uzun yıllardır durağan olduğunu söyleyen Burç Baysal, eşitsiz ve adaletsiz ekonomik tablonun çözüm süreciyle birlikte değişmeye başladığını ve bir filizlenme olduğunu belirtiyor ve ekliyor:
"Çatışmalarla birlikte bu pozitif durum da tamamen ortadan kalktı. Yasaklar ve operasyonlar Diyarbakır'ın tamamını etkilemiş durumda.
"Zor bir dönem, gerek hükümet gerekse Kürtler adına hareket edenleri aklıselime davet ediyoruz. Devlet kendi şehirlerine tankla, topla girerek bu işi daha çok zora soktu. Kürtlerin aidiyet duygusu zedelendi. Bu duygu tamamen ortadan kalkarsa, bu, ülkeden kopma noktasına kadar götürür."
Güneydoğu bölgesinde ticaretin can damarı olarak bilinen ilçelerin başında Şırnak'ın Cizre ve Silopi; Mardin'in Nusaybin ilçeleri geliyor.
Nusaybin Suriye ile, Cizre ve Silopi hem Suriye hem de Irak ile sınır.
Irak'taki Kürt Yönetimi'ne satılan malların tamamının geçiş noktası olan Nusaybin, Cizre ve Silopi'de günlerdir sokağa çıkma yasağı var.
Nakliye araçlarının geçiş yolu olan İpek Yolu ise bugünlerde yüzlerce araca durak olmuş vaziyette. Çünkü yasaklardan dolayı Habur Sınır Kapısı da kapalı.
Cizre Esnaf ve Sanatkârlar Odası üyesi Şükrü Yaşar ve Cizre Sebze Meyve Komisyoncular Derneği'nden Cemal Yaşar ile konuştuk.
Şükrü Yaşar, Cizre Esnaf ve Ticaret Odasına bağlı ithalat ve ihracat yapan 1600 şirketin olduğunu, beş aydır Cizre'de ticaretin durmuş olduğunu söylüyor.
"Bankalar artık kredi ve teminat vermiyor. Esnaf durunca ticaret de duruyor. Esnaf kan ağlıyor. Genelde Irak'a ithalat yapılıyordu ancak şimdi şirketlerin çoğu iflas etmek üzere."
Taşımacılık ve inşaat faaliyetleri yürüten şirketinde 37 işçi çalıştırdığını söyleyen Şükrü Yaşar, sınır kapısı kapalı olduğu için 10 TIR dolusu karonun Nusaybin'de beklediğini söylüyor:
"En az 500 bin lira zararım var. 300 aracı sınırda bekleyen şirketler var. Her bir şoförün en az 2000 bin aldığını düşününce zararı siz hesap edin."
Yaşar umudunu yitirdiğini belirtiyor:
"40 yaşındaki kadınlar, 70 yaşındaki yaşlılar, siviller katlediliyor. Şehrin merkezine bombalar atılıyor, topyekûn bir savaş var ve sonrası için umudumuz kalmadı."
Cizre Hali'nde sebze meyve alım satımı yapan ve yedi çalışanı olan Cemal Yaşar ise Cizre'nin, Şırnak ve ilçeleri için can damarı olduğunu söylüyor.
Yaşar artık küçük esnafın iş yapamayacağı görüşünde:
"Şırnak ve ilçelerine sebze meyve Cizre halinden aktarılıyor. Geçen sefer de esnaf çok mağdur oldu ve bir lira bile zararları tanzim edilmedi. Şu an bana ait domates yüklü 2 TIR sınır kapısında bekliyor. Her biri en az 150 bin lira değerinde mal var. Sadece Kobani olaylarında 400 kadar esnaf Cizre'de dükkân kapattı. Biz kendimiz geçtik ama küçük esnaf artık iş yapamayacak" diyor.