T24 - Ünlü polis şefi Hanefi Avcı, devleti kuşatan ihanet çemberini açığa vuran bir kitap yazarak kahramanca bir iş yapmıştı.
Suçladığı onlarca kişiden hiçbirine bir şey olmadı ama ona olabilir!
Çünkü varlığına toplumun dikkatini çektiği çark, tahmininden önce çalışmış ve gözaltına alınmıştır.
Avcı, Devrimci Karargâh Örgütü soruşturması kapsamında suçlanmaktadır.
Ama kamuoyunu onun suçluluğu konusunda ikna etmek neredeyse imkânsızdır. Düşünecektir insanlar:
Madem ki suç işlemişti; suçlamak, gözaltına almak için kitap yazması mı beklendi?
Dini örgütlenmelerin önüne çıkanların bedel ödeyeceğini Hanefi Avcı çok iyi biliyordu. Nitekim kitabının olay yaratması üzerine “Hayatımı zindan edecekler” demişti.
Yanıldığı tek nokta belki de karşı hamlenin bu kadar erken gelmesidir.
Devlet yanlış yerlerde
Başına gelecekleri tahmin ettiği için bir yazılı açıklama bırakan Avcı, orada “Her taşın altında cemaat arama bana” dediklerini belirterek şöyle devam ediyor:
“Taşın altında değil, artık her taşın üstündeler. İnternet siteleri, basın organları, polisleri, savcıları ile iki günde, 40 yıldır devlet güvenliği diye sol gruplara karşı görev yapmış beni solcu Devrimci Karargâh Örgütü ile ilişkili yaptılar.”
Evet, Hanefi Avcı, her biri olay yaratacak iddialar ve suç ihbarları taşıyan kitabını, başına örülecek çorapları, üstüne sıçratılacak çamurları bile bile yazdığı için kahramanca bir iş yapmıştır.
Onun gibi kamu görevlilerinin çıkması belki bir teselli ve benzer tehlikelere karşı bir umuttur ama devletimizin böyle kahramanlıklara muhtaç duruma düşmesi de başlı başına hayal kırıklığıdır.
Devlet verdiği görüntü ile şu an, varlığına kastetmiş yasadışı örgütlenmelerin peşine düşecek yerde o suç ve örgütlerin yerini gösteren gözü pek, fedakâr evlâtlarıyla uğraşıyor.
Başbakan el koymalı
Hanefi Avcı’ya göre kendisine yapılan, asıl suçluları gizlemeye yönelik bir dikkat kaydırma tertibidir. Ve “bir cemaat operasyonu”dur!
İktidar seyirci kalmamalıdır tüm bu olan bitene.
Ama ne yazık ki bu kaygı verici gelişmeler karşısındaki tavrı ile Fener-Galatasaray maçı izleyen bir Beşiktaşlı’ya benziyor.
Yazandan önce yazılanların üstüne gitmek lâzım değil mi?
Korkunç bir çürüme, sorumlu insanlara bir saat bile rahat uyuma olanağı tanımayacak korkunç suçlamalar, suçlar ihbar ediliyor.
İktidar soruna dahil olmalıdır hemen. Yazılan ve söylenenler ya abartıdır, iftira ağırlıklıdır, o ispatlanır; ya da doğruluk vardır, gereği hemen yapılır.
Her konuda ne düşündüğü sakınmadan söyleyen Başbakan bu konuda susmamalıdır. Susamaz.
Hiçbir hükümet böyle bir meselede tarafsız kalamaz. Kalmamalıdır.
Çünkü “Bitaraf olan bertaraf olur” sözü asıl böyle durumlarda geçerlidir!(Güngör Mengi - Vatan - 29 Eylül 2010)