Güngör Uras: Ayşe Teyze parasını ne yapacak?

Güngör Uras: Ayşe Teyze parasını ne yapacak?

T24 - Milliyet gazetesi yazarı Güngör Uras, parasını değerlendirmek isteyen vatandaşın durumunu köşesine taşıdı. Banka faizlerinin azalması ve diğer yatırımlar için riski göze alamayanları değerlendirirken, bankalarının durumunu da inceledi.

Güngör Uras'ın Milliyet gazetesinde "Ayşe Teyzem faiz düştü diyerek bankadaki parayı harcamayacak" başlığıyla yayımlanan (26 Ocak 2011) yazısı şöyle:

Ayşe Teyzem faiz düştü diyerek bankadaki parayı harcamayacak

Ayşe Hanım Teyzemin “bankalar faizi düşürdü” diyerek, mevduat hesabındaki üç beş kuruşunu çekecek durumu yok.

Müteahhit Rıza Efendi’nin de “mevduat hesabındaki“ parasını çekmesi beklenemez.

Ailesinden kalan gayrimenkullerin gelirini ne yapacağını bilemeyen Fatma Hanım da aynı durumda.

Neden mi? Çünkü hepsi paralarını bankada saklamaya mecbur. Eğer alternatif yatırım alanlarında paralarını değerlendirme becerileri, güçleri ve yürekleri olsa idi zaten bugüne kadar bankadan paralarını çekerlerdi. Ve de akıl hocalarının tavsiyelerine uyar, borsaya, altına, arsaya, konuta para bağlarlardı.

Küçüğü ile büyüğü ile mevduat hesaplarındaki paraların özelliği, bu para sahiplerinin (1) alternatif yatırım alanlarını bilmemeleri, alternatif yatırım riskini göze alamamaları, banka güvencesine önem vermeleri (2) paralarını istedikleri zaman geri alabilme arayışında olmalarıdır.

Mevduatta düşük faize alışıldı

Bu nedenle bankalarda mevduatı olanlar mevduat faizi düştükçe üzülürler ama, bağırlarına taş basarak, kaderlerine razı olurlar. Hem paralarını çekmez, hem de ellerine para geçtikçe bankaya yatırmaya devam ederler.

Ayşe Hanım Teyzem’in anası, ninesi “kefen parası” diye kocalarının verdiği harçlıktan artırdıkları paraları sandıkta, bohçada saklardı. Ayşe Hanım Teyzem ise kefen parasını bankada saklıyor. Ayşe Hanım Teyzem faize bakmadan oradan buradan eline geçen parayı bankaya yatırıyor. Çünkü, torununa bilgisayar alacak. Biraz daha biriktirirse çamaşır makinesini yenileyecek.

Tabii ki faiz önemli. Hele hele bankaların mevduata yüzde 20-40 faiz verdiği dönemde faizin bir bölümünü bırakırken bir bölümünü de harcayabiliyordu. Şimdi o günler geride kaldı.

Merkez Bankası, bankaların kanuni karşılık oranını (bankaların faiz vererek topladıkları mevduattan, faiz almadan Merkez Bankası’na aktarmak zorunda oldukları oranı) artırdı. Bankalar Merkez Bankası’na 9.8 milyar TL aktaracaklar. Bu nedenle bankaların yılda 1 milyar lira dolayında faiz kayıpları olacak.

Mevduat faizleri daha da düşecek

Bankalar bu kaybı karşılamak için (1) ya mevduat faiz oranını düşürecek (2) ya kredi faizini artıracak. Anlaşıldığı kadarıyla biraz ondan, biraz bundan usulü hem mevduat faizi aşağıya inecek, hem kredi faizi yükselecek.

Dün bankaların mevduata ödedikleri faiz oranlarını öğrenmek istedim. 20 bin TL dolayındaki tasarrufu olanlara kamu bankaları bile faizi yüzde 7’ye çekmiş. Yüzde 6.75, 7.75 veren banka var. Ve de unutulmasın ki bu faiz brüt faiz. Yüzde 15 kaynakta vergi (stopaj) kesintisinden sonra ödeniyor.

Bankaların mevduata verdikleri faiz geçen yıldan beri geriliyor. Ayşe Hanım Teyzem’in elindeki banka cüzdanına baktım. 2010 başında 1 aylık vadeli mevduatına banka yüzde 19 ödüyormuş. Daha sonra faiz yüzde 14.5 olmuş, 12.5 olmuş, 11 olmuş. Ocak başı yüzde 8’e inmiş. Ayşe Hanım Teyzem bankadan parasını çekmemiş. “Faiz indi diyerek, elimdekini avucumdakini harcayayım mı?” diyor. İşte bu nedenle de bankaların mevduat hesaplarındaki birikimler faiz düştükçe azalmıyor, artıyor. Mevduat bankalarındaki TL ve döviz mevduatın toplamı 2010 başında 485 milyar TL idi. Yüzde 20 arttı. Bir yıl sonra 583 milyar TL oldu.