T24 - Milliyet gazetesi yazarı Güngör Uras, Türkiye ekonomisinin yüzde 11 büyümesini değerlendirdi. Uras, "'Ucuz döviz sağolsun... Ucuz döviz politikası devam ettikçe bizde hormonlu büyüme sürer gider...'" dedi.
Güngör Uras'ın Milliyet gazetesinde "Hormonlu büyümeye devam, ucuz ithalata selam!" başlığıyla yayımlanan (1 Temmuz 2011) yazısı şöyle:
Hormonlu büyümeye devam, ucuz ithalata selam!
2010 yılında (1998 yılı sabit fiyatları ile) milli gelir rakamı yılın ilk üç ayında 23.3 milyar TL idi. 2011 yılının ilk 3 ayında 25.8 milyar TL. oldu. Geçen yılın ilk üç ayına göre yüzde 11.0 oranında büyüdük.Bu rakamlara “dışarıdan bakınca” sevinmemek imkânsız. 2007 yılında ilk 3 ayda milli gelir 22.8 milyar TL idi. 2008’de 24.4 milyar TL oldukdan sonra kriz nedeniyle 2009’da 20.8 milyar TL.ya gerilemiş, geçen yıl 23.3 milyar TL. olabilmişti.Krizi atlatmayı bırakınız, sabit fiyatlarla bugüne kadar yılın ilk 3 ayının en büyük milli gelir rakamına sahibiz.Ama buna sevinemiyoruz. Çünkü bu büyümenin arkasında ülkeye giren sıcak para ve ucuz döviz var. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2011 yılının ilk 3 ayındaki milli gelir rakamını dolara dönüştürdü. 180.6 milyar dolar olarak açıkladı. Merkez Bankası’nın açıklamalarına göre ise yılın ilk 3 ayında cari açık (döviz açığı) 21.8 milyar oldu. Bölünüz iki rakamı birbirine: demek ki yılın ilk 3 ayında, ülkeye sermaye hareketi ile, milli gelirin yüzde 12.1’i oranında yabancı kaynak girmiş.Gelir 100, harcama 108.4TÜİK milli gelirin nasıl harcandığını gösteren bilgileri de toplar ve yayınlar. 2011 yılının ilk 3 ayındaki harcamalar şöyle: milli gelir 100 iken, halkımız 73.1 tüketmiş, devlet 9.7 tüketmiş. Özel sektör ile kamunun sabit sermaye harcamaları 26.4 olmuş. Toplayınız bu 3 harcama kalemini. Eder 109.2. Bundan stoğa giden 0.8’i çıkarınız kalır 108.4.Demek ki bizim 3 ayda gelirimiz 100 iken biz 108.4 harcamışız.İşte ithalata dayalı büyüme denilen şey budur. İşte hormonlu büyüme denilen şey budur. Bu büyümenin hormonu ucuz dövizdir.Ucuz döviz geldikçe, halk ucuz dövizi buldukça harcar. Üretici ucuz dövizi buldukça, üretimde yerli girdi yerine ucuz ithal girdi kullanır.Dikkat buyurunuz, döviz önce harcanıp sonra bulunmaz. Döviz bulundukça harcanır. Faizi yüksek tutarsanız ülkeye bolca döviz girer. Bolca döviz girince fiyatı ucuzlar. Döviz fiyatı ucuzlayınca ucuz ithalat artar. (Ara bilgi: Gerçekçi kur politikası uygulanmadıkça bu iş sürer gider)Anadolu’da bazı gençler babalarının parası ile aldıkları kamyonların arkasına “Babam sağolsun” diye yazılar asarlar. İşte o biçim. “Ucuz döviz sağolsun... Ucuz döviz politikası devam ettikçe bizde hormonlu büyüme sürer gider...” Sorunun ucuz dövizde olduğunu bir türlü kabul etmeyenler ise cari açığı küçültmek, talebi sınırlamak için farklı tedbirlerle piyasayı çorbaya çevirmeye devam eder.
İmalat esas lokomotif 2011 yılının ilk 3 aylık döneminde GSYH (Milli Gelir) yüzde 11.0 oranında büyüdü.2011 yılının ilk 3 ayında tarım yüzde 3.6 büyüdü. Fakat tarımın milli gelir içindeki payı sadece yüzde 3.9 oranında.Esas olan imalat sanayi. Milli gelir içindeki ağılığı yüzde 25.8 oranında. İmalat sanayi yüzde 12.3 büyüyünce peşinden ticaret, ulaştırma ve mali aracı kurumları sürüklüyor.Bu üç kesimin milli gelir içindeki ağırlıkları büyük. Ticaretin ağırlığı yüzde 13.8, ulaştırmanın yüzde 15.2, mali aracı kuruluşların yüzde 12.2 oranında.İlk 3 ayda sanayin peşinden giden ticaret yüzde 17.2, ulaştırma yüzde 12.2, mali aracı kuruluşlar yüzde 9.1 büyüdü.İnşaat yüzde 14.8 oranında büyüdü ama, inşaatın toplam milli gelirdeki ağırlığı küçük. Sadece yüzde 5.8 oranında.İthalat ve büyüme sürüyorİlk 3 ayda böyleydi de sonra ne oldu? Değişen bir şey yok. İthalata dayalı büyüme devam ediyor.Dün TÜİK mayıs ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı. İthalat 21.0 milyar dolar, ihracat 10.9 milyar dolar. Dış ticaret açığı 10.1 milyar dolar.Yılın ilk 5 ayında ithalat yüzde 43.8 artarken ihracat yüzde 20.1 arttı. Dış ticaret açığı 43.7 milyar dolara ulaştı.Demek ki ucuz dövize dayalı ithalat artışı ve ucuz ithalata dayalı hızlı büyüme devam ediyor. Edecek.Dün de yazdığım gibi “Ne günlere kaldık... Hızlı büyüyoruz diyerek, sevinecek yerde dertleniyoruz!”