T24- DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve eski başbakanlardan Mesut Yılmaz, 9'uncu Cumhurbaşkanı Demirel ile Güniz Sokak'ta mini bir zirve gerçekleştirdi. Yeniçağ gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar, Mesut Yılmaz'ın merkez sağda birlik sağlanamadığından siyaseti bırakmak istediğini iddia ediyor.
Sabahattin Önkibar'ın köşesinde yayımladığı yazı (16 Aralık 2010) şöyle:
“Mesut Yılmaz: Siyaseti bırakıyorum"
Takriben bir ay kadar önceydi. Mesut Yılmaz, Güniz Sokak’tan randevu isteyerek Demirel’e şunları söyler:
- Efendim ben siyaseti bırakmaya karar verdim.
Demirel şaşırır:
- Sayın Yılmaz, şaka mı yapıyorsunuz?
Mesut Yılmaz: Efendim olmuyor, amacım merkez sağda birlikti ama başaramıyoruz.
Demirel: Pes etmek yok, mücadele edeceksiniz.
Yılmaz: Ettim ama gelinen yer ortada. Olmuyor, sinerji yaratamıyoruz.
Demirel: Sayın Yılmaz, siz bu ülkede Başbakanlık yaptınız, siz de pes ederseniz AKP ile kimse mücadele etmez!
İstanbul'daki gizli toplantı
Mesut Yılmaz, bu randevu sonrasında siyasetten çekilme kararını erteler...
Ve bir hafta önce:
Mesut Yılmaz İstanbul’da iki toplantıya katılır.
Bu toplantıların birine Aydın Doğan’dan Koç Ailesi’ne ve Hüsamettin Özkan’dan Turgay Ciner’e kadar pek çok önemli isim katılır.
Yılmaz’a iki toplantıda da şunlar söylenir:
- AKP’nin gitmesi için CHP ile MHP’nin yanı sıra üçüncü bir partinin barajı aşması gerekiyor ki buna en yakın yapı Demokrat Parti’dir ancak DP’de yeni yapılanma şarttır.
Mesut Bey, o toplantının hemen sonrasında Güniz Sokak’ı arayarak, üstü örtülü olarak İstanbul’daki toplantıdan söz eder ve Cindoruk’la beraber üçlü toplantı önerir ve talebi kabul edilir.
‘İlhan'ı Demirel istemiyor!’
Ankara’ya hareket eden Mesut Yılmaz’a, uçakta yanındaki koltukta oturan CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen sorar:
- Demokrat Parti’de ne var ne yok?
Yılmaz: Bildiğin gibi işte.
Sevigen: Yaa, DP’nin başına İlhan Kesici’yi niye getirmiyorsunuz.. Adam her yerden oy alabilecek özelliklere sahip.. Valla Kesici sizi uçurur!
Yılmaz: İlhan’ı Sayın Demirel istemiyor!Tam bu noktada bir parantez açalım ve benim kesin bilgilerimin ışığında bu iddianın doğru olmadığını altını çizerek belirtelim.. Hayır, Sayın Demirel’in Kesici’ye özellikle bir tavrı yok. Sayın Demirel’in herkese nasıl bir mesafesi ve tutumu var ise İlhan Bey’e de öyle, ama birileri nedense Sayın Demirel’in ismini kullanma gereğini duyuyor.
Liderlik için adı geçen isimler
Ve önceki gün (Salı) akşama doğru üç isim, yani Demirel, Cindoruk ve Yılmaz, Güniz Sokak’ta bir araya gelir.
Demirel sadece dinler yani hakem konumundadır...
Mesut Yılmaz, Hüsamettin Bey’le olmuyor diyerek, DP’nin bu şekilde barajı aşamayacağını dillendirir.
Hüsamettin Bey, ‘Tamam ben çekilirim’ der ve akabinde Mehmet Ali Bayar’dan Mustafa Sarıgül’e, Abdüllatif Şener’den, Prof. Haberal’a kadar pek çok ismin adı gündeme gelir.
Peki Tansu Çiller'in ismi mi?
Ona da herhangi bir rezerv konmaz ve kongrede herkese adaylık şansının verilmesi dillendirilerek medyaya malum açıklamalar yapılır.
Bu aktardıklarım zarf, yani işin şekli boyutu!
Gelelim zarfın içindeki mazrufa, yani tarafların hesaplarına?
Bu buluşma sonrasında konuştuğum on küsur isimden edindiğim izlenimlerin bilançosu şudur:
Çiller ne yapacak?
1) DP’de pek çok isim ve çevrenin hesabı var ve maalesef hesabı olanlar tamamen şahsî ve nefsî düşünüyorlar yani kendileri olursa DP başarılı olsun istiyorlar.
2) Hiç kimse Tansu Çiller’in DP kongresinde aday olup Tayyip Erdoğan’la cebelleşeceğine inanmıyor. Çünkü Çiller Ailesinin Kilyos civarında başlayan villa inşaatları projesi ile Tepebaşı’ndaki otelcilik faaliyetlerinin buna engel olduğunu söylüyorlar. Buna ilaveten Tansu Hanım’ın DP’ye lider olması durumunda Tayyip Bey’in faili meçhul cinayet dosyalarını açmasından çekindiğini söylüyorlar.
3) Kongre’de Çiller’e adaylık imkanının tanınması ya da aday ol baskısı, aslında DP’de var olan Çiller ipoteğini kaldırmak içinmiş.. Evet yapılacak olan kongre adı sürekli gündemde tutulan Çiller balonunun patlatılmasına imkan yaratacakmış!
4) Çiller yanlısı Hasan Ekinci, ‘Tansu Hanım, hem Baba’dan hem de Cindoruk’tan onay aldı’ derken, Demirel bu soruya, ‘Sayın Çiller’le en son, beş yıl önce karşılaştık’ karşılığını veriyor ve iddia edildiği gibi Tansu Hanım’ı onaylamadığının işaretini veriyor.
Demirel olacak diyenler!
5) Ocak (2011) ortalarında yapılacak olan kongrede Mesut Yılmaz zemin ve destek bulursa Mehmet Ali Bayar’ı aday yaptırıp destekleyecek. Yılmaz bu destek için kendini ziyarete gelen Hasan Ekinci aracılığı ile Tansu Çiller’e bile sempati mesajlarını gönderdi.
6) Bu arada Çiller’in de kendi yerine emanetçi bir ismi destekleyebileceği de bir başka iddiadır!
7) Cindorukçulara göre ise bu iş, dönüp-dolaşıp yine Hüsamettin Bey’e kalacak..
8) Bu arada geri planda duran ama ağır toplardan oluşan başka bir grup da ’Baba’cılar yani Sayın Demirel’in kısa bir süreliğine DP’nin başına geçmesini isteyenlerdir. Bunlara göre bu kaos tablosundan ancak Demirel’in birleştiriciliği ile çıkılır. Eğer o aday olmasa partide bir kesim mutlaka küsecek ve birlik sağlanamayacaktır. Oysa Demirel aday olursa hiç kimsenin buna bir itirazı ve küslük olmayacak ve de bütünlük sağlanıp sinerji oluşacaktır.. Demirel’in dönmesini isteyen bu gruba göre aylardan beri yaşananlar, aslında DP’de nelerin olacağından ziyade, nelerin olamayacağının görülmesi içinmiş!.. Olamayacaklar görüldükten sonra herkes Demirel formülüne sarılacaktır.
Meleklerin cinstiyeti! Gelelim yorumumuza:
Soruyorum; Demokrat Parti ya da merkez sağda bu yaşananlar İstanbul’un fethi sürecinde yani savaş anında Bizans kiliselerinde meleklerin cinsiyetinin tartışılması misali bir garabet değil de nedir Allah aşkına!
Tayyip bey çok şanslı!
Yahu merkez sağda seçmen dağılmış ama bunlar partiyi paylaşamıyorlar!.. Tayyip Bey çok şanslı çok! Koca merkez sağ, aylar ve hatta yıllardır bir lider bulamıyor ise yazıklar olsun!
Gelinen dağınıklık tablosunda bilge bir yapıştırıcı gerekiyor ki bu isim tartışmasız Sayın Demirel’dir.. Efendim yaşlı demeyin, Mimar Sinan ustalık eseri olan Selimiye Camiini 87 yaşında inşa etmişti... Keza Fransa’yı buhrandan çıkaran yaşı 80’in üzerindeki De Gaulle değil miydi?..
Demirel'i ikna için seferber olun!
Zerre mübalağa etmiyorum, Demirel’in yeniden siyasete dönmesi halinde müthiş bir rüzgar eser ve Tayyip Erdoğan, adam gibi bir muhalefet görür!.. Tabii bu işte sorun, Sayın Demirel’in ikna edilmesidir.. Süleyman Bey, hâlâ siyaset üstü bir noktada ama ülke için başka çare yok. Sayın Demirel bu zor süreçte bir kere daha çarıklarını giymek zorundadır... Merkez sağ barajı aşsın, diyenler Demirel’i ikna için seferber olun... Unutmayın ittifaklar da ancak onun ismi ve kişiliği ile kurulabilir."