Süheyl Aygül - T24
[email protected] Geniş şube ağı bulunan bir kurumun, İstanbul’a yakın bir Bölge Müdürlüğünde yemekteyiz. Çalıştığı kurumda 32.yılını dolduran bir şube müdürü, emeklilik töreni için verilen bu yemekte son derece duygusal anlar yaşamaktadır. Orada tesadüfen davetli bulunan İnsan Kaynakları Müdürünü karşısında görünce herkesin içinde boynuna sarılır ve hıçkırıklarla ağlamaya başlar. Sahne son derece duygusaldır. Etrafta bulunanların etkilenmemesi mümkün değildir. Daha sonra, bu satırların sahibi ile adı geçen emekli müdür lavaboda el yıkarken aynada göz göze gelirler. Yaşanan karenin etkisinde kalan bendeniz emekli müdüre ‘’insan kaynakları müdürünüzü ne kadar seviyorsunuz, yaşanan sahneden çok etkilendim’’ şeklinde düşüncelerini ifade eder. Cevap sürprizlerle doludur. ‘’Ben 32 yıl bu kurumda ve Anadolu’nun farklı yerlerinde çalıştım. Şimdi ayrılıyorum. İnsan Kaynakları Müdürünü ilk defa karşımda görünce ne yapacağımı şaşırdım, bilemedim. Duygularıma hakim olamadım ‘’ der. Evet bu değişik döngüde olduğu gibi bazen patronları bazen de yöneticileri bile hiç görmeden büyük kurumların kapısından içeri girip tüm enerjinizi, gençliğinizi bırakarak dışarı çıkılabiliyorsunuz. Son zamanlarda piramitler belki daha yataylaştı, performans yönetimi ve toplantıları daha sık yapılır, koçluk kavramları daha bir içselleştirilir oldu. İnsan sermayesinin her şeyden önemli, rekabet stratejisinde farkı yaratan varlık olduğu en azından fikren kabul edildi. Ancak bazı yöneticilerin paradigması, bırakın biraz yerinden oynamayı, kıpırdamadı bile. Onlar değişime ve insani titreşimlere kapalı yöneticilerdir. Çelik formatındadırlar. İnsanları rakamlarla tanımlarlar. Kurumdan “exit” yaptıklarında ise kurum hafızasında iz bırakmadan buharlaşırlar.İster bir kurumun kalbini oluşturan İnsan Kaynakları Yöneticisi, ister harekete geçiren elleri veya adımlarını oluşturan pazarlama-satış veya herhangi bir iş birimi yöneticisi, ister siyaset, ister spor yöneticisi olsun, bugün size organizasyonlara ve çalıştıkları birimlere katma değer yaratan ve iz bırakan yöneticilerin iki önemli özelliğinde bahsetmek istiyorum. İş dünyasında birçok yönetici profili vardır, bazıları güvenilir tarafları, bazıları aktivist tarafları ile iş arenasında boy gösterirler. Hepimiz bu iki yetkinlik alanında ayrı ayrı güçlü sayısız kişiyi çevremizde gözlememekte ve çalışma hayatında bir araya gelmekteyiz kuşkusuz. Ancak hem güvenilir hem de aktivist özelliğini taşıyan bir yönetici sözkonusu olduğunda orada gerçek bir lider ışığından bahsetmek gerekir. Aktivist olmayan güvenilir yöneticiler saygı görebilirler ancak etkileri azdır. Sadece güvenilir ve sevilir olmak yeterli değildir. Güvenilir ve aktivist olmayan kişilerin, şirketleri ve çalışma arkadaşları tarafından oyuncu değil seyirci olarak algılanacaklarını göz ardı etmemek gerekir. Arada bir ortaya çıkmaları, risk almaları, çalışma arkadaşlarına ilham vermeleri beklenir ancak bu genelde pek mümkün olmaz. Güvenilir olmayan aktivistlerin iyi fikirleri olabilir, ama onları da kimse dinlemez. Bu kişilerin çalışma arkadaşları tarafından aceleci, sabırsız ve kibirli kişiler olarak algılanma olasılıkları yüksektir. Teknik yetkinlikleri açısından takdir ediliyor olsalar da, şirket sonuçlarına katma değer sağlayacak bir lider olarak görülmedikleri için sürekli by-pass edilirler. Güvenilir Aktivistler ise hem saygı görürler, hem de proaktiflerdir.Araştırmalar Güvenilir-Aktivist yetkinlik alanıyla ilgili dört faktör olduğunu ortaya koymuşlardır. •Sonuçlara dürüstlükle ulaşmak; Enron sonrası dünyada sıkılaşan regülasyonlar ve etik eğitimleri doğru davranışı teşvik ediyor olabilir. Ancak, bunlar hiçbir zaman “doğru olanı yapmaya bağlılığın” yerini tutamaz. Kime göre, neye göre olduğu belli olmayan kuralların ötesinde insanın içinde varolan süphe edilmeyecek bir karakter, kabiliyet ve becerilerin getiremeyeceği güvenilirliği sağlayan en önemli özelliktir.
•Bilgiyi paylaşmak; Güvenilir-Aktivistlerin iletişim becerileri çok kuvvetlidir. Başarılı bir profesyonelin iş sonuçlarına etkisi; kendisine duyulan güven ve risk alma becerisini iletişim iletişim becerisiyle birleştirdiği zaman katlayarak artırır.
•Güvene dayalı ilişkiler kurmak; Güven olmaksızın yapılan işler sadece günlük operasyonel işler olmaktan öteye gitmez. İlişki kurma becerisi kritik bir beceridir. İç ve dış müşterilerle olumlu çalışma ilişkilerini sağlayan güven atmosferini sağlamak esastır. Güvene dayalı ilişkiler aynı zamanda bilgi ve çabaya da dayanır. Çalışma arkadaşları ve şirket için neyin önemli olduğunu iyi bilip bunları dengeleyip, sentezlerler.
•İnandıklarını cesaretle savunmak; Bir makam, bir koltuk bulup oturmak, orada olup olmamak değil, oradayken ne yapıldığıdır önemli olan. Gerçek bir strateji mimarı olmak liderlik yaptığı ekibin geri kalanı aynı fikirde olmasa bile, sahip olduğu ve inandığı fikri cesaretle savunabilmelidir. Açıksözlülük ve yüreklilik inandıklarını cesaretle savunmanın ta kendisidir. İyi bir güvenilir-aktivist lider yönetici olabilmek için iki önemli şeye ihtiyacınız olacaktır; aklınız ve kalbiniz. Bunlara sahip olmak yetmez. Doğru kullanmak önemidir. Her ikisinin de sesini iyi dinlemek ve aralarında denge kurarark senteze ulaşmak çok önemlidir. Bugün beyaz yakalı dünyasında en büyük sorun başkalarını aklıyla kendini kalbiyle yönetmeye çalışan insanlardır. Aslolan kendinizi aklınızla, başkalarını kalbinizle yönetmenizdir. Gerçek liderler insanlarla birlikte başarmıştır, onlara rağmen değil…