İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) "Güvenli Taksi" projesi kapsamında şehirdeki taksilere sesli, görüntülü kayıt sistemi kurmasına çok sayıda vatandaş tepki gösterdi. N.D. adlı vatandaş, uygulamayla ilgili olarak "Mesela telefonda arkadaşınıza 'Abi ben iki hafta yokum, Bodruma gidiyorum’ demeyeceksiniz. Çünkü evinizin boş olacağınızı bilmediğiniz birilerine haber vermiş oluyorsunuz" dedi.
Cumhuriyet'ten Zehra Özdilek'in haberine göre N.D, bindiği takside gördüğü ‘iTaksi’ yazan kutunun ne olduğunu şoföre sorması üzerine sesli-görüntülü kayıt yapıldığını öğrendiğini belirtti. N.D. sözlerinin devamında şunları söyledi:
"Sormasaydım kayıt altında olduğumu bilmeyecektim. Çağrı merkezleri bile sizi uyarıyor “konuşmanız kayıt altına alınacak” diye... ‘iTaksi’ web sayfasına baktım. Burada da ses kaydı olduğundan bahsedilmiyor, kamera kaydı diye geçiştiriliyor”
Sitede kamera kayıtlarının sadece kaza ve güvenlik soruşturmalarında kullanılmak üzere güvenlik birimlerine iletildiğinin bilgisinin yer aldığını vurgulayan N.D. şöyle devam etti:
“Güvenlik birimi ‘efendim güvenlik soruşturması yapıyoruz’ diye her türlü kayda erişebilir gibi duruyor. Taksiye bindiğiniz zaman şoförle, yanınızdaki arkadaşlarınızla veya telefonunuzla konuştuklarınıza dikkat etmek durumundasınız. Mesela telefonda arkadaşınıza ‘abi ben iki hafta yokum, Bodruma gidiyorum’ demeyeceksiniz. Çünkü evinizin boş olacağınızı bilmediğiniz birilerine haber vermiş oluyorsunuz.”
İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Başkanlığı da uygulamanın yürütmesinin durdurulması ve iptal edilmesi için dava açtı. Ankara 17. İdare Mahkemesi’ne verilen dilekçede, “Taksi içerisindekilerin, kişisel veri olan ses ve görüntülerinin kayda alınması, anayasa, yasa ve uluslararası mevzuata aykırıdır. Üstelik kanun olmaksızın, genelge ile bunun sağlanması, anayasaya aykırıdır. Gerek kamusal, gerekse özel alanda, kişisel veri olan bireylerin ses ve görüntülerinin kaydı, özel hayatın gizliliğini ihlal etmektedir. Taksilerde genelde siyasi düşünce açıklamaları yapılabilmektedir. Bu nedenle bu verilerin alınması, istismara açık bir durum yaratabilecektir” denildi. Genelgede 7 gün, Taksiciler Odası Başkanı’na göre ise 30 gün verilerin kaydının tutulacağı belirtilerek şöyle devam edildi:
“Bu kayıtların ne kadar süre ile, hangi amaçla ve hangi durumlarda kullanılabileceğine ilişkin hukuki belirlilik de bulunmamaktadır. Genelge yayımlanmamış, kamunun denetimine ve tartışmasına sunulmamıştır. Toplumun bütününü ilgilendiren böylesi önemli bir konuda hukuki açıklık sağlanmamıştır.”
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil de “Gerekçeleri şoförün ve müşterilerinin can güvenliği. Metrobüs ve belediye otobüslerinde de kameralar var fakat ses kaydı aldığını düşünmüyorum. Ses kaydı daha özel bir şey. Taksi müşterisi toplu taşıma aracındaki gibi değerlendirilemez, doğrudan kişinin kendisine yönelen bir kayıt uygulaması bu” dedi. Yeşil, buradaki asıl amacın korku toplumu yaratmak olduğuna dikkat çekerek, “Bir çoğumuz böyle bir şeyi fark etmiyoruz. Yaptığımız siyasi nitelikteki konuşmalar da istemeden bir yerlerde kayıt altına alınıyor ve bir yerlere iletiliyordur” diye konuştu.