Ankara Güvenpark'ta 36 kişinin yaşamını yitirdiği, 344 kişinin yaralandığı bombalı terör saldırısının planlayıcısı olduğu iddiasıyla ana dava kapsamında aranan firari Vahit Ayçil'in, saldırıyı nasıl planladığı ve gerçekleştirdiği düzenlenen ek iddianamede yer aldı. Firari Ayçil'in, saldırının gerçekleşmesini beklediği sırada pastanede oturarak ıhlamur içtiği öğrenildi.
13 Mart 2016'da Kızılay'daki Güvenpark otobüs duraklarında bomba yüklü otomobille düzenlenen saldırıya ilişkin 8'i tutuklu 55 sanığın yargılandığı dava 21 Kasım 2018’de karara bağlandı. Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davada, davanın bir numaralı sanığı Mehmet Veysi Dolaşan'a, '36 kişiyi öldürme' suçundan 36 kez, 'devletin birliği, ülke bütünlüğünü bozma' suçlarından da bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapis, '342 kişiyi öldürmeye teşebbüs' suçundan 10 bin 260 yıl hapis cezası verildi. Ayrıca 2 sanığa ağırlaştırılmış müebbet, 6 sanığa değişen yıllarda hapis cezası verilirken, 7 sanık beraat etti. Aralarında PKK/KCK'nin üst düzey yöneticilerinden Cemil Bayık, Zübeyr Aydar, Murat Karayılan, Remzi Kartal, Sabri Ok ve Salih Müslüm’ün de bulunduğu 36 sanığın dosyası ise ayrıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ana davanın firari sanığı ve saldırının planlayıcısı olduğu ileri sürülen Ayçil'le ilgili olarak 22 Eylül 2018 tarihinde Diyarbakır Lice'de düzenlenen operasyonda etkisiz hale getirilen iki kişinin üzerinde çıkan dijital materyallere dayanarak ek iddianame düzenledi. Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianame ile Ayçil'in kaçmasına yardım eden şüpheliler Ferit Ak ve Salih Şahin hakkında da dava açıldı.
İddianamede, 'Apo' kod adlı firari sanık Ayçil'in, PKK/KCK yöneticilerine hitaben yazdığı 11 sayfalık 'Şehit Nemrut Rojova Yönetimine Eylem Çalışması Raporudur' başlıklı dokümana yer verildi. Söz konusu dokümanda Güvenpark'ta gerçekleştirilen bombalı saldırının nasıl planlandığı ve ne şekilde gerçekleştirildiğine ilişkin bilgiler yer aldı. Saldırının planlayıcısı Ayçil’in bombacı Seher Çağla Demir ile Suruç'ta buluşmaları, saldırı için gerekli parayı örgütten nasıl aldıkları, saldırıda kullanılan aracı satın alarak, önce kendi, ardından da Demir’in otobüsle Ankara'ya gelişine ilişkin bilgiler yer aldı. Rapora göre Ayçil, çevik kuvvet polislerinin yoğun olduğu, ayrıca çok sayıda sivil polis ve istihbarat elamanının da bulunması nedeniyle saldırı için Güvenpark'ı seçmiş. Ayçil, saldırı öncesinde sevgili gibi davrandığı Demir ile Ankara'da ev tutup, bölgede keşif de yapmış.
Ayçil, Kızılcahamam'da boş araziye gömülen patlayıcının hazırlanıp, araca yüklenmesi ve patlayıcı düzeneğinin hazırlanmasına ilişkin hazırladığı notları aktardığı raporda, saldırının ilk girişimde neden başarısız olduğuna dair bilgiler şöyle yer aldı:
"Seher Çağla Demir, 3 dakikaya ayarladı ve saati kurdu, indik. El ele sakince yürümeye başladık. 1 dakika olmuştu. Taksiye bindik. Özgür araçtaydı. 5 dakika geçmesine rağmen ses gelmemişti. Terminale geldiğimizde her şey normaldi. Televizyonlarda hiçbir şey yoktu. Terminalin internet kafesine girip haberlere baktık. Hiçbir şey yoktu. Ne patlama vardı, ne araç yakalandı haberi. Eve gittim, sorunun ne olduğunu konuştuk. Özgür, kabloları bağladığında saati kurup, üzerine hırkasını koymuş görünmemesi için, kablolar yeni ve gergin olduğu için bağlandığı kablolardan birinin uçlarının ayrıldığını, gelip baktığında hırkanın altında öyle durduğunu söyledi."
Firari Ayçil, başarısız olan ilk saldırı girişiminden bir gün sonra Özgür Ünsal ve Seher Çağla Demir’in, araçla tekrar Güvenpark'a gittiklerini anlattığı notlarında patlamanın yaşandığı o anları ise şöyle anlattı:
"18.30’da tekrar pastaneye oturdum. Ihlamur söyledim. 10 dakika sonra ıhlamuru yudumluyordum ki uğultu şeklinde bir ses ve tek bir sesmiş gibi; ama 2 birbiriyle aynı anda çıkan patlama sesiyle camların titremesiyle müşteriler 'ne oldu?' demeye başladı. 5 dakika sonra herkesten 'Kızılay’da Güvenpark’ta patlama olmuş' sesleri yükseliyordu. Kalkıp hesabı ödedim. Yoldaşım 15 dakikaya gelirdi. Araca geçip, beklemeye başladım. 2 saat bekledim. Farkındaydım gelmeyecekti. Ömrümün hiçbir anında yaşamadığım bir iç sancıyla oradan ayrıldım. Toparladım kendimi ve hızlı bir şekilde uzaklaştım. Şehrin üstünde helikopterler uçuyor, tüm yollarda uzun araç kuyrukları. Kızılay’a giden tüm yollar kapanmıştı."
Saldırının ardından Suriye’ye nasıl kaçtığını detaylı bir şekilde anlatan Ayçil, "2 gün sonra orada ihtiyaçlarımı gideren Azadi adında biri Salih Şahin ile görüştürdü beni. Şahin beni geçirebileceğini; ama partinin kaçakçılara para vermediğini ve kaçakçıların da sıcak bakmadığını söyledi. Para verdiğimizi de kimseye söylemememi yoksa bir daha onlarla çalışamayacağımı söyledi. Bu köylü kurnazlığı teklifini tabii ki de kabul ettim. Bin 550 TL karşılığında 15 Nisan 2016 tarihinde geri çekilmem başarılı bir şekilde gerçekleşti ve noktamıza vardım" ifadelerini kullandı.
İddianamede, sanıklardan Ferit Ak'ın, Ayçil ile eylemden önceki tarihlerde Suriye'nin Kobani bölgesine geçişinde ilişki içinde olduğu, eylem sonrasında da kaçmasına yardım ettiği belirtildi. Diğer sanık Salih Şahin'in de Suriye sınırı hattında yasa dışı kaçakçılık işleriyle uğraştığı ve para karşılığında Ayçil'in illegal yollardan Suriye'ye geçişini sağladığı anlatıldı. İddianamede bu şekilde iki sanığın da işlenen tüm suçlara 'yardım eden' sıfatıyla katıldıkları belirtildi ve 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yardım', 'kasten öldürmeye yardım', 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'kamu malına zarar vermek', 'tehlikeli maddeleri nakletmek' suçlarından cezalandırılmaları istendi. (DHA)