Prof. Baskın Oran: Hasan Celal Güzel dağa çıkmayı meşrulaştırıyor

Prof. Baskın Oran: Hasan Celal Güzel dağa çıkmayı meşrulaştırıyor

Âkil İnsanlar Komisyonu’nda görev kabul eden isimlerden Prof. Baskın Oran, milliyetçiliğe karşı yaklaşımına tepki gösteren Eski Başbakanlık Müsteşarı ve Milli Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzel’i eleştirdi.

Güzel’in, T24’e verdiği söyleşide Oran’ı örnek vererek Akil İnsanlar Komisyonu’ndaki bazı isimler için sarf ettiği ‘Genellikle eski sosyalist, sosyalizm müzeye kalkınca ultra liberal olmuş gibiler’ sözlerine karşı Prof. Oran, “Mülkiye’ye Gaziantep’ten 18 yaşında nasıl gelip girdiyse, aynen kaldı; Hasan aynı Türk milliyetçisi” dedi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğrendikleri Rebus Sic Stantibus kuralını hatırlatan Oran, “Ne olursa olsun ben değişmem, inadım inattır burnum iki kanattır, demek marifet değildir” ifadesini kullandı.  

Prof. Oran, Güzel’in “Toplumun gazını alıyorum” diyerek açıkladığı “Gerekirse silahımı alıp dağa çıkarım” sözleri için de “Hem topluma gaz veriyor, hem dağa çıkmayı meşrulaştırıyor” dedi.

İşte Prof. Baskın Oran’ın T24’e verdiği söyleşi:

 

‘Güzel, 18 yaşında Mülkiye’ye nasıl girdiyse öyle kaldı’

 

- Hasan Celal Güzel, arkadaşımız Hazal Özvarış’la yaptığı söyleşide size dair özetle şunları söyledi: “Baskın Oran’ı insan olarak severim. Fakat Mülkiye’den sonra değişti. Millet, milliyet, milliyetçilik gördüğü zaman kırmızı görmüş boğa gibi saldırıyor.”

İsterseniz, şöyle bir paralel cümle kurayım: “Ben de sınıf arkadaşım Hasan Celal’i insan olarak severim. Fakat Mülkiye’ye Gaziantep’ten 18 yaşında nasıl gelip girdiyse, aynen kaldı. Hâlâ, milliyetçiliği objektif biçimdeele alan kişilerigörünce kırmızı görmüş boğa gibi saldırıyor.”

Efendim, olay şudur: Ne olursa olsun ben değişmem, inadım inattır burnum iki kanattır, demek marifet değildir. Marifet, yeni şeyler öğrenince kendinde gerekli evrimleri yaratmaktadır, değişim geçirmektedir. İkimize de Seha Meray hocamız Devletler Hukuku dersinde Rebus Sic Stantibus kuralını öğretmişti. Yani, koşullar değişince her şey değişir. Bu kardeşimle ikimiz de 20. yüzyılın ilk yarısında doğduk, şimdi 21. yüzyılın ikinci on yılındayız. Henüz ikimiz de doğmadan başlayan Soğuk Savaş biteli 25 yıl oldu. Hasan aynı Türk milliyetçisi. Liseden beri. Sınıf arkadaşımdır, kendisine bundan ötesini söylemek benim aile ve Mülkiye terbiyemle bağdaşmaz, çünkü bir insanın evrilmeyi reddetmesi, kendisi ve çevresi için, nasıl söyleyeyim, çok iftihar ettirici bir şey değildir.

 

‘Üst kimlik, alt kimlikler tarafından kabul edilmezse bölücü olur’

 

- Siz “Türk Milleti” kavramına karşı mısınız?

Katiyen karşı değilim. Niye karşı olayım, ben de Türkiyeli bir Türk’üm. Ama burada iki tane “ama” var.

Birincisi, kalkar da, bir etnik ve dinsel alt kimlik olan Türk’ü üst kimliğe terfi ettiriverir ve asimilasyona girişirseniz, ki 90 yıldır yaşadığımız bundan ibarettir, bu A’dan Z’ye bölücülüktür; buna müsaadenizle karşı çıkarım. Üst kimlik, ancak diğer alt kimlikler tarafından kabul edilebilir nitelikte ise birleştirici olur, aksi halde bölücü olur.

İkincisi, biri kalkıp da kendini övüyorsa, biz onu küçümsüyoruz, öyle değil mi? Ama kendi etnisitesini övdüğünde, ona “Aferin” mi diyeceğiz? Üstelik, sadece övmekle de kalmayıp, kendi etnisitesini yüceltmek için başka etnisiteleri aşağılarsa? Çünkü milliyetçilik aynen bundan ibarettir.

 

‘Güzel, hem topluma gaz veriyor, hem dağa çıkmayı meşrulaştırıyor’

 

- Güzel, aynı söyleşide “Gerekirse silahımı alıp dağa çıkarım” ifadesi hakkında “Toplumun gazını alıyorum” dedi. Siz bu açıklamayı nasıl yorumluyorsunuz?

O zaman, Hasan Celal kardeşimi Tanrı baştan yaratsın. Çünkü gaz almak değil, topluma fena gaz veriyor. Hem de tam, çatışma durulmuş vaziyetteyken. Bir zamanlar ülkücüleri sokak çatışmalarından çekmiş olan Devlet Bahçeli’yle el ele, sokak çatışmalarına gaz veriyor. Bakın, sınıf arkadaşım hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum. Şunu söyleyip artık bitirelim:

Bir eski başbakanlık müsteşarı konuşuyor, diyor ki, tek bir kelime, “‘Türk’ kelimesi anayasadan çıkartılırsa silahlanıp dağa çıkarım.” Ve bu lafıyla Kürtlerin dağa çıkmalarını fevkalade doğal bulduğunu söylediğinin farkında değil. Rahmetli dostum Şerafettin Elçi, “Türkiye’de Kürtler de vardır, ben de bir Kürt’üm” dediği için 30 ay hapis yattıydı. Onun için diyorum ki, Tanrım, Hasan Celal’i baştan yarat. Kendisini insan olarak severim, o ayrı tabii.